Güncel

Cumartesi Anneleri 768. hafta | “Yaşadığımız müddetçe yılmadan mücadele edeceğiz”(Foto-Galeri)

Cumartesi Anneleri 768. hafta eyleminde, 28 yıl önce Şırnak İdil’de askerler tarafından işkenceyle katledilen Agit Akipa ve İbrahim Demir’in hesabı soruldu

İstanbul:Cumartesi Anneleri’nin 768. hafta eyleminde, 28 yıl önce Şırnak İdil’de askerler tarafından alıkonulduktan sonra işkence edilerek katledilmiş cansız bedenleri bulunan AgitAkipa ile İbrahim Demir’in hesabı soruldu. Eylem, 69 haftalık Galatasaray Meydanı yasaklanmasından dolayı İnsan Hakları Derneği’nin(İHD) bulunduğu Çukurluçeşme Sokak’ta yapılırken, sokağın çevresi ve eylem alanı yoğun polis ablukası altına alındı.

Eylemde ilk olarak basın açıklaması okundu. Kayıp yakınlarından Maside Ocak tarafından okunan basın açıklamasında dün görülen Ankara JİTEM Davası’nda çıkan adaletsizliğe değinildi. Ocak şunları belirtti:

“Dün de, Ankara l . Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ankara Jitem Davası tanıklara rağmen, delillere rağmen, belgelere rağmen, kamu görevlilerinin beyanlarına rağmen beraatle sonuçlandı. Bu kararı verenler, verdirenler bilsinler ki kayıplarımıza ilişkin adli bir yargılama süreci sağlanmadığı sürece devletin unutturduğu soruları sormaya devam etme sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Bize yapılan bu kolektif zulmü ifşa etmekten vazgeçmeyeceğiz. Son derece açık ve ağır sonuçları olan ve kimsenin savunamayacağı bu zulme itirazımızı sürdüreceğiz”.

Ocak, aynı cezasızlığın olduğu AgitAkipa ile İbrahim Demir’in katledilme hikayesini de paylaşarak, bu cezasızlığın son bulması için idari ve adli makamları göreve çağırdı. Ocak son olarak yasaklanan Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak açıklamasını sonlandırdı.

“Yaşadığımız müddetçe yılmadan mücadele edeceğiz”

Ocak’ın ardından konuşan, gözaltında kayıplardan İbrahim Demir’in kızı Deniz Demir şunları söyledi:

“Daha önce Galatasaray Meydanı’nda oturuyorduk. Orası bizim dertleşme yerimizdi, orayı bize yasakladılar. Avukatımız Tahir Elçi’ydi, onu yok ettiler. Ama ne yaparlarsa yapsınlar bize engel olamayacaklar. Bu davanın peşini bırakmayacağız, bize bu acıyı yaşatanların peşinde olacağız.”

AgitAkipa’nın oğlu Fehmi Akipa da Tahir Elçi’yi anarak başladı konuşmasına. Akipa, babası AgitAkipa ile İbrahim Demir’in kaybedilmesine ilişkin şunları belirtti:

“28 yıldır tüm hukuk yollarını kullandık ama verdikleri cevap ret oldu. Cumartesi Anneleri Türkiye Cumhuriyeti’nde adalet arayışımızın resmidir. Yani buraya 5 metrelik alana sıkıştırılmış, yetmemiş etten duvar örülmüş bir şekilde adalet arıyoruz.”

Akipa babası ve tüm kayıplar için mücadeleye devam edeceklerini vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı:

“Yaşadığımız müddetçe yılmadan usanmadan mücadeleyi devam ettireceğiz. Belki biz görmeyeceğiz ama çocuklarımız, onların çocukları hak olan adalete muhakkak bir gün ulaşacaktır. Adalet demeye devam edeceğiz.”

Mahkeme heyeti sanıkları, sanık avukatlarından daha fazla korudu

AgitAkipa ve İbrahim Demir’in çocuklarının konuşmalarının ardından, dün karar duruşmasında bütün sanıklara beraat verilen “Ankara JİTEM Davası’na” ilişkin konuşuldu.

Konuya ilişkin konuşma yapan Adnan Yıldırım’ın kızı Leyla Yıldırım konuştu. Yıldırım, babası Adnan Yıldırım dahil 19 Kürt iş insanının katledildiği davada, davanın siyasi niteliğinin göz ardı edilerek basit cinayet gibi gösterildiğini belirtti. Yıldırım davaya ilişkin şunları belirtti:

“Ölümlerin siyasi nitelikli cinayetler olduğunu mahkeme heyeti dışında bilmeyenimiz yoktur. Buna rağmen cinayetler, ‘insanlığa karşı suçlar’ kapsamında değerlendirilmemiştir. Örneğin Mehmet Eymür’ün ölüm listeleri ve devletin yüksek makamlarının bu cinayetlerden haberdar olduğuna dair ifadeleri yok sayıldı. Tanık olarak soruşturma kapmasında dinlenen Doğan Özkan’ın, cinayetlerin kimler tarafından işlendiğine dair ifadeleri olmasına rağmen mahkemece bilinmezden gelindi. Ailelerin Susurluk Raporu gibi kayıtlı delillerin toplanması talebi ‘devlet sırrı olduğu için’ reddedildi.”

Yıldırım, mahkeme heyetinin katilleri aklamak için sanıkları, sanık avukatlarından daha fazla koruduğunu belirterek, devletin bu cinayetlerde sorumlu olduğunu vurguladı. Dönemin isimlerinden Tansu Çiller ve Mehmet Ağar başta olmak üzere bütün sorumluların yargılanması için mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Yıldırım, “Sözde mahkemenin sonlanmış olması, bizim için mücadelenin bittiği anlamına gelmemektedir. İlk günkü gibi elimizden ne geliyorsa yapmaya devam edeceğiz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Kesinlikle ama kesinlikle yargılanacaklar

Mecit Baskın’ın oğlu Eren Baskın, yaşadıkları duyguları şu sözlerle ifade etti: “Dün ve bugün buraya geldiğimizde sevdiklerimizle gözgöze gelemedik. Sanki biz suçluymuşuz gibi..”

Savcının elleri bile titremeden mütalaayı okudunu ve adeta sanık avukatlığı yaptığını söyleyen Baskın, “Üzerlerinde ah var. Bu ah benim Diyar’ın, Maside’nin, Besna’ın, Leyla’nın ahı. En güzel anlarında bu ah onlardan çıkacak. Ayaklarına bir taş bile deyse onun bizim ahlarımızdan olduğunu bilsinler. Kesinlikle ama kesinlikle yargılanacaklar, bunu da unutmasınlar” şeklinde konuştu.

Agit Akipa ve İbrahim Demir

36 yaşındaki İbrahim Demir ve 39 yaşındaki Agit Akipa, Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Çukurlu Köyü’nde yaşıyordu. Agit Akipa aynı zamanda köyün muhtarıydı.

Köylüler üzerinde ağır bir koruculaştırma baskısı vardı. Köye giriş ve çıkışlar asker kontrolü altındaydı. Köy okulu karakol haline getirilmiş, bazı köylülerin evlerine el konmuş ve askerler yerleştirilmişti.

Agit Akipa ve İbrahim Demir, askerlerin okulu ve evleri boşaltmaları için Kaymakamlığa ve İçişleri Bakanlığı’na başvurdu. Başvurudan sonra üzerlerindeki baskı daha da arttı ve Karakol Komutanı tarafından “sizi yaşatmayacağız” diye tehdit edildiler.

12 Aralık 1991 tarihinde İbrahim Demir ve Agit Akipa İdil’deki bir taziyeden evlerine dönmek için diğer köylülerle birlikte traktöre bindiler. Traktör yolda askerler tarafından durduruldu. İbrahim Demir ve Agit Akipa Dargeçit Anıtlı Tabur Komutanlığı ‘na bağlı Ağaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük Komutanı ve askerleri tarafından gözaltına alındılar.

Jandarma karakoluna giden ailelere, Karakol Komutanı “Onları hiç görmedik” dedi. Bir asker gizlice aileleri “mağaralara gidin” diye yönlendirdi. Bölgeyi köylülerle birlikte karış karış arayan aileler, 13 Aralık 1991 günü girişi taşla örülerek kapatılmış bir mağarada, kayıpların işkence görmüş, gözleri ve elleri bağlanmış haldeki cansız bedenlerine ulaştı.

Olay hakkında başlatılan soruşturmada İdil Cumhuriyet Başsavcılığı Ağaçlı mezrasında bulunan Piyade Bölük

Komutanı Üsteğmen ve ilgili er ve erbaşların “adam öldürme” suçundan şüpheli olduğuna kanaat getirdi ve 18 Aralık 1991 tarihinde soruşturma açma izni almak için dosyayı Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu’na gönderdi. Dargeçit Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu 20 Mayıs 1992 tarihinde “men’i muhakeme” kararı verdi.

2011 yılında aileler avukatları Tahir Elçi aracılığıyla İdil Cumhuriyet Başsavcılığı’na tekrar başvuruda bulundu. Savcılık dosyaya ulaşmak için ilgili kurumlara başvurdu. Ancak bütün kurumlar arşivlerinde herhangi bir dosya, bilgi veya belgeye rastlamadıklarını bildirdi.

Bunun üzerine İdil Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Agit Akipa ve İbrahim Demir’ in zorla kaybedilmesi ve dosyayı kaybeden Dargeçit Kaymakamlığı görevlileri hakkında “görevi kötüye kullanmak”tan yeni bir soruşturma başlatıldı. (2011/646) Ancak yürütülen soruşturmalardan bugüne kadar bir sonuç alınmadı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu