Güncel

Polis çemberi arasında Cumartesi Anneleri!

Cumartesi Anneleri 707. haftada 1995'te Yüksekova'da Ağaçlı köyüne gözaltına alınan ve akıbetleri açıklanmayan 73 yaşındaki Abdülkerim Yurtseven, 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş için bir araya geldi.

İstanbul: 707. haftasına giren Cumartesi Anneleri eylemi bu hafta kelimenin tam manası ile polis çemberi arasında yapıldı. 700.haftadan itibaren her hafta olduğu gibi bu hafta da polis, annelerin ve kayıp yakınlarının İHD İstanbul Şubesi’nin bulunduğu Çukurluçeşme Sokağı’ndan çıkmasına izin vermedi.

Sabahın erken saatlerinden itibaren İstiklal Caddesi’ne çıkan her yolu kapatan polis İHD’nin bulunduğu sokağı da ablukaya aldı. Çevik kuvvetin kalkanları arasında kalan kitle açıklamayı İHD İstanbul Şubesi önünde yapmak zorunda kaldı.

Bu hafta ki eyleme DİSK, KESK, TMMOB temsilcileri, HDP milletvekilleri Hüda Kaya ve Garo Paylan ile çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.

Polisin yoğun baskısı altında kayıp kayınlarından Hanife Yıldız polislere  “Baskıyla bu iş çözülmez. Bu nasıl bir insanlık? Burası İnsan Hakları Derneği. Haktan hukuktan bahsediyorsanız ama burası insan hakları derneği. Burayı basıyorsunuz” diyerek tepki gösterdi. Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ınabi Mikail Kırbayır ise “Burada sizin de yakınlarınız olabilirdi.  Hakkımızı arıyoruz. Kardeşlerimiz yakınlarımızı arıyoruz. Adalet aramıyoruz adalet istiyoruz.” dedi.

7 Hafta sonra izin verilen basın açıklaması

Milletvekillerinin polisle yaptığı görüşmenin ardından bu hafta basın açıklamasına izin verildi. Basın açıklamasını kayıp yakınlarından Besna Tosun okudu. Bu hafta Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 1995 yılında gözaltında kaybedilen 73 yaşındaki Abdülkerim Yurtseven, 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş’ın akıbetleri soruldu.

Tosun 8 haftadır yoğun polis şiddeti ile ilgili olarak “Türkiye bugün hukukun üstünlüğü ile bağlı olmayan iktidar ve yargı gücünün yarattığı bir hukuksuzluk felaketini yaşamaktadır. Bizim adalet talebimizin 8 haftadır polis baskısı ve şiddeti ile engellenmesi bu felaket ortamının sonucudur” dedi.

Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken, Münir Sarıtaş için adalet!

Tosun bu hafta akıbetleri sorulan Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münir Sarıtaş ile ilgili olarak “27 Ekim 1995 günü Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki Yüksekova Komando Taburuna bağlı askerler, Yüksekova’nın Ağaçlı Köyü’ne baskın yaptı. Baskın sırasında köylülere ağır şiddet uygulandı. Askerler köyden ayrılırken işkenceden ayakta duramayan 73 yaşındaki Abdulkerim ( Şemsettin) Yurtseven, köye odun toplamak için gelen 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş’ı gözaltına alarak askeri araçla Yüksekova İlçe Jandarma Taburuna götürdü” bilgisini verdi.

Tabura götürüldükten sonra 73 yaşındaki Abdülkerim Yurtseven’in askerlerin işkencesi sonucu hayatını kaybettiği, Mikdat Özkesen ve Münir Sarıtaş’ın ise tanıklık yapmaması için katledildiğini belirten Tosun

“İki köylü daha sonra tabura ait eğitim sahasında bir çukur içinde tarandıktan sonra benzin dökülerek yakılmıştır. Aynı çukura gömülen köylülerin cesedi köpekler tarafından çıkarılınca, köylülerin cesetleri bu kez taburun yakınlarından geçen çaya atılmıştır.” şeklinde geçtiğini söyleyen Tosun, “Tanık beyanlarına rağmen, suça iştirak edenlerin itiraflarına rağmen, olayın geçtiği TBMM Susurluk Raporu’na rağmen açılan dava 12 Kasım 1999 tarihinde delil yetersizliği gerekçesiyle kesin beraat hükmü ile sonuçlandı. Ailelerin yaptığı temyiz başvurusu Yargıtayca reddedildi ve 2 Nisan 2001 tarihinde beraat kararı onaylandı” diye belirtti.

Hukuksuzca kapatılan davalarla ilgili “Abdulkerim (Şemsettin )Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş’ın gözaltında kaybedilişlerinin 23. yılında cezasızlıkla kapatılan davalarının yeniden açılıp onların akıbetlerini açığa çıkartacak ve ceza adaletini sağlayacak bir yargılamanın başlatılmasını istiyoruz” denilerek açıklama sonlandırıldı.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu