GüncelMakaleler

YORUM | AKP’nin Hedefi İBB!

"Bu iktidardan kurtulmanın ve hesap sormanın yolu birlikte mücadele etmekten geçer. AKP/MHP faşist iktidarının bizleri açlık, yoksulluk ve işsizliğe, ölüme sürüklemesine karşı mücadele etmekten başka yolumuz yoktur."

Bir kriz dönemi yaşanıyor. Sadece ekonomik kriz de değil, her alanda krizlerin olduğu bir Türkiye ile karşı karşıyayız. En önemlisi de yönetim krizi. Türk hakim sınıflarının iktidardaki AKP/MHP kliği artık yönetemiyor. Ekonomik kriz, salgınla birlikte daha da boyutlanmış durumda. Artan işsizlik, yoksulluk ve sefalet berberinde iktidara yönelik bir tepki de doğurmaktadır.

AKP/MHP faşist yönetimi, içeride yaşadığı yönetememe krizini geçmişte Suriye’deki, Libya’daki askeri saldırılarla, Mavi Vatan adını koydukları Doğu Akdeniz’de doğalgaz aradıkları bölgelerde askeri çözümleri öne çıkarmakla aşmaya çalışıyordu. Ama gelinen aşamada özellikle ABD’deki başkanlık seçimlerinde J.Biden’in seçilmesi ve başkanlık koltuğuna oturmasıyla bu alandaki D.Trump’un sınırsız desteğini kaybetmiş oldu. Her ne kadar NATO toplantısında çubuğun ucunu ABD’den, yeni başkan J.Biden’dan yana çevirmiş olsalar da eskisi gibi desteklenmemekteler.

Diğer yandan “Ukrayna sorunu”nda NATO ve ABD’den yana tavır alması, Ukrayna’ya İHA ve SİHA’lar satması ve Kırım konusunda Rusya’yı işgalci bir güç olarak nitelemesi Rusya devlet başkanı Putin’le ilişkileri zora sokmuş durumda. Özellikle de Suriye-İdlib bölgesindeki cihatçı çetelerle ilgili Rusya’ya verdiği sözleri yerine getirmemesinden dolayı Putin’le ilişkiler eskisi gibi değil.

AKP/MHP faşist iktidarı, ülke içerisinde her sıkıştığında, zora düştüğünde, her krizde Kuzey Doğu Suriye’de Kürtlere yönelik askeri saldırılar örgütleyerek şovenizmi körüklüyordu. Ama son süreçte, Kuzey Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar için ne ABD’den ne de Rusya’dan beklediği anlayışı/izini/ koparabilmiş durumda.

İktidar ekonomik kriz, açlık, yoksulluk, sömürü ve baskının böylesine arttığı, insanların pazarlardan yere dökülenleri toplayıp evlerine götürdüğü, Türk lirasının yabancı para birimleri karşısında büyük kayıp yaşadığı (1 doların 18.39’lara tırmandığı) bir süreçte şimdi de CHP’li belediyelere özellikle de İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili bir operasyon başlattı.

Bu operasyonun startını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 12 Aralık’ta TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında verdi. S.Soylu kendisi ve bakanlığıyla ilgili eleştirilerden kaçınmak için “en iyi savunma saldırıdır” anlayışından hareketle kendisine yönelik eleştirileri savuşturmak adına İBB’de çalışan 557 terörist olduğunu iddia eden bir açıklama yaptı. Ayrıca da İBB’de yaklaşık 33 bin kişinin işe alındığını söyledi.

Bundan bir süre sonra da İBB’de çalışan yüzlerce personelin “terör örgütleriyle” “iltisaklı veya irtibatlı olduğu” yönündeki ihbar ve tespitler üzerine özel teftiş başlatıldığını duyurarak fitili ateşlemiş oldu. “Bu konu siyasi değil bir güvenlik meselesi” diyerek bir adım daha atmış oldu.

S.Soylu’nun İBB’ye alınan işçilerin terör örgütleriyle bağlantılı olduğu iddiasını bir kez de R.T.Erdoğan 23 Aralık’ta AKP’li belediye başkanlarının katıldığı Kızılcahamam Kampı’nda yaptığı konuşmada dile getirdi ve “CHP’nin kazandığı belediyelerden tek bir kişinin bile işten çıkarılmayacağı yönünde vaatlerde bulunduğu ancak buna karşın 15 bin kişinin İBB’deki işinin sonlandırıldığını” savundu. “Bunun yerine de çoğu kim olduğu, ne olduğu belli olmayan bir kısmı terör örgütleriyle iltisaklı çıkan 45 bin kişiyi belediyeye doldurdular” şeklinde açıklamalarda bulundu.

RTE, İBB Başkanı E.İmamoğlu’nun bu konuyla ilgili kendisine gönderdiği mektupla ilgili olarak da ”şimdi utanmadan, sıkılmadan bana mektup gönderiyor, böyle bir şey yok diyor” diye açıklama yaptı. Tüm bu saldırılara karşı CHP’li büyükşehir belediye başkanları Ankara’da biraraya gelerek bir açıklama yaptılar. E.İmamoğlu belediyede çalışan 86 bin personelin yanında olduğunu belirterek S.Soylu’yu görevini yerine getirmemekle eleştirerek istifaya çağırdı.

Gerek S.Soylu ve RTE’nin İBB ve E.İmamoğlu ile ilgili yaptıkları açıklamalar erken seçim hazırlığına yönelik bir ön çalışma olarak değerlendirilmelidir. Tabii bunun devamı gelecektir. CHP’li belediyelerinin çalışmalarından rahatsızlık duyduğu için bu belediyelere yönelik bir saldırı başlattılar ve öncelikle İBB’yi hedef aldılar.

İBB, AKP’li bürokratların kurduğu vakıfların beslendiği yer olmasından ötürü oldukça önemliydi. E.İmamoğlu ve ekibinin hedef alınmasının nedenlerinden biri de budur. Kayyum atamasalar da belediye meclisinde AKP’li meclis üyelerinin çoğunluğunun olmasından dolayı seçimle ele geçirme taktiğini uygulayacaklardır. Zira, AKP/MHP faşist iktidarı, seçimlerde CHP’ye kaptırdığını bu yolla ele geçirmek istiyor. (Bunun daha fazlasını uzun bir süredir Kürdistan’daki belediyelerin ele geçirilmesinde uyguladı. Seçimlerde HDP’nin kazandığı tüm belediyelere kayyum atadılar, belediye başkanlarını tutuklayıp hapishanelere doldurdular. Yerlerine de seçimlerde kaybeden AKP’lileri atadılar.)

İBB’ye soruşturma açılması aynı zamanda AKP’den uzaklaşmış olan seçmenlerin olası bir cumhurbaşkanlığı seçiminde rakip E.İmamoğlu’na gidecek oyların önünün kesilmesi olayından başka bir şey değildir.

RTE, önümüzdeki bir erken seçimde kendi karşısına çıkacak adayları da kendisi belirlemek istiyor. Anketlerde kendisinden 16 puan gibi önde görünen E.İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçiminde şimdiden adaylığını engelleme operasyonu olarak da değerlendirebiliriz yaşananları.

Faşist iktidar, ülkeyi 19 yıldır yönetiyor. AKP, devletin tüm organlarını ele geçirdi ve MHP’yi de yanına aldı. “Dışarısı” açık hapishaneye dönüştü. Özgürlükler kısıtlandı, yok edildi. Yargıyı da ele geçiren faşist yönetim, tüm muhalifleri hapishanelere doldurdu. İntikamcı bir şekilde çok sayıda tutsağın tabutla hapishanelerden çıkmasına neden oldular.

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak kadın katliamlarının önünü iyice açtılar. İşçi sınıfı üzerinde büyük bir baskı ve saldırı uygulayarak ülkeyi çalışanlar, emekçiler ve işçiler için cehenneme patronlar için ise bir cennete dönüştürdüler. İşçi cinayetlerinin de sorumlusu yine bu iktidardır.

Gençliğin geleceği yok edildi. Öğrencilerin hak talepleri polis saldırısı, işkence ve tutuklamalarla bastırılmaya çalışılıyor. Devrimcilere, ilericilere, demokratlara, yurtseverlere yönelik baskı, saldırı ve tutuklamaların en çok arttığı bir dönem olarak anılacaktır bu süreç. Kürt halkına yönelik baskı, şiddet ve katliamların, hapishanelerde çıplak arama ve işkencelerin tavan yaptığı bir süreçteyiz.

Bu iktidardan kurtulmanın ve hesap sormanın yolu birlikte mücadele etmekten geçer. AKP/MHP faşist iktidarının bizleri açlık, yoksulluk ve işsizliğe, ölüme sürüklemesine karşı mücadele etmekten başka yolumuz yoktur.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu