İstanbul: TC’nin Silvan’da 12 günlük ablukası ile birlikte katliamlarının ardından halk yaralarını sarmaya çalışıyor.
Bugün Barış Bloku’nun çağrısıyla Silvan’daki halkla dayanışma için yola çıkıldı. Yolculuğa başlamadan önce Silvan’da ki ablukanın ilk başladığı günlerde orada bulunan Yemlihan Akçara ile biraz sohbet ettik.
“Ya öleceğiz yada direneceğiz”
Yemlihan, Silvanlı. Ancak devlet baskısından ve katliamlarından kaynaklı memleketinden ayrılmak zorunda kalmış ve İstanbul’a yerleşmiş. Silvan’da başlayan abluka sırasında ise memleketi Silvan’daymış. Yemlihan’a orada abluka sırasında yaşananları sorduğumuzda cevabı, “Silvan’da ne yaşanmadı ki” oldu. Halkın bir kısmının şehri terk ettiğini anlatan Yemlihan, şehrin giriş çıkışlarında ki yüksek binalarda keskin nişancıların yerleştiğini ve şehirden çıkmanın dahi mucize olduğunu vurguluyor. Evden çıkanları keskin nişancıların hedef aldığını anlatan Yemlihan, “Eğer biz direnmeseydik, ne Cizire, ne Nusaybin nede Silvan kalırdı” dedi.
Devletin, Silvan’da askeri operasyon gerçekleştirdiğini hatırlatan Yemlihan, askerin sadece DAİŞ’lilerin yaşadığı Bağlar Mahallesi’ne saldırmadığının altını çizdi. Askerin attığı havan toplarından kaynaklı su depolarının patladığını söyleyen Yemlihan, evlerde akan içme suyunun sokaklara aktığını onu da içemediklerini anlattı.
Yemlihan son olarak, “Orada direnen bizdik. Direnenler, benim çocuğumdu, senin çocuğundu” diyerek PKK’nin halk olduğunu birkez daha hatırlattı.
