H.Merkezi: Hemen her iş cinayetinden sonra biraz bekleyelim ve cinayetin adından yapılan açıklamalara dikkatle bakalım. Her açıklama cinayete aralanan kapının ne olduğunu ve cinayete sebep anlayışın nasıl bir formasyona sahip olduğunu görürüz. Her şeyin artı-değer için yapıldığı üretim alanlarında insan hayatı bu artı- değere meta olarak girer. Yani anlayacağınız insan canı-kanı sermayenin can suyudur. Sermaye ise artı- değerdir. Yıllar öncesinden sınıf mücadelesinin öğretmenleri bunlara işaret ederken iş cinayetlerinin mevcut sistem içinde kaçınılmaz olduğunu da belirtmişlerdi. Evet, bugün her üretim alanında sermaye için üretimde hemen her şey teferruat sayılmakta dahası bu teferruat bugün kendini işçi canı olarak göstermektedir. Hal böyle olunca bu sistemi yaratanların ve üretenlerin iş cinayetlerine ilişkin yaptıkları ve yapacakları açıklamalar yine ya kendi sermayelerini denetim altına almak, üretmek ve kazancın denetimini arttırmak hedefli bir içeriğe sahiptir. Açıklamaların ve ifadelendirmelerin tümüne baktığımızda karşımıza çıkan tablo hâkim sınıf temsilcilerinin kendi sermayelerini korumak için halk kitlelerinin nabzını yumuşatmayı hedeflemektedir. Mevcut açıklamalar dahi sermaye üretimindeki ideolojik bombardımandan öteye gitmiyor.
Bu açıklamalardan birisi de Türkiye’de Komprador burjuvazinin duayenlerinden olan Koç Holding ve onun Yönetim Kurulu başkanı Mustafa Koç’tan geldi.
Türkiye’de sermaye dönüşümünün en katalizörü konumundaki Koç Holding mevcut sistemin yaratıcılarından olup bugün iş cinayetlerini “akıl almaz” olarak ifadelendirmektedir. Evet, akıl almayan bir durum var ancak bu kapitalizmin yapısından ibarettir. Zira kapitalizm mantık dışıdır. Kapitalizmin temsilcilerinden olarak Koç, sürdürücüsü oldukları bu işletim sisteminin ana belleği olarak iş cinayetlerini şaşılır görüyor. Taraf Gazetesinin18 Eylül tarihli Ekonomi sayfasında yer alan röportajda Koç birçok ülkeden modelleri aldıklarını konuya ilişkin birçok yöntemin olduğunu belirterek bu tablo içinde ortaya çıkan cinayetlerin akıl almaz olduğunu görüyor. Bizden bu akıl dışına tavsiye sermaye merkezli bakınca zaten her şey anlamsız her şey akıl dışı.
Daha fazla sermaye hedefli anlayışın temsilcileri, taşeronu peydahlayan meymenetsizler topluluğunun bu akıl almaz durumlarına ne diyelim. Birisi “güzel öldüler” der bir diğeri “fıtratında var” der. Bir diğeri de çıkar “akıl almaz” der. Pervasızlık mertebesinde enginleri aşma arzusunun kamuoyundaki yansıması bu olsa gerek. Türkiye’de sadece iş cinayetleri değil, ekonomik olarak ta toplumsal refahı ablukaya alan ve devamında sömürerek kendine yaşam alanı sağlayan hâkim sınıf ve temsilcilerinin bu açıklaması ilk olmayacak. İşçi kanı ve canıyla büyüyen artı- değerin resmini çizmeye kalksak karşımıza Koç grubu ve hempaları çıkacaktır kesin. Daha fazla kâr hırsının temsilcilerinin söylediklerine bakarak değil yaptıklarına bakarak tanımlayacağımız iş cinayetleri sermayenin bir gerçeğidir. Koç Grubu gibi sermaye üzerinden kendine yaşam bulanların hayatı mülksüzleşmeleri ile olur.
