İstanbul: Osmaniye 2 No’lu T Tipi Hapishane’de tutsak bulunan Hasan Gülbahar, 21 Ekim günü Dersim’in Ovacık ilçesindeki Şahverdi köyünde TC’nin kolluk kuvvetleri ile girdikleri çatışmada şehit düşen 3 TİKKO gerillası, Cengiz İçli, Hakan Çakır ve Özgüç Yalçın’ın ailelerine mektup yazdı.
30 yıllık tutsaklığının ardından 4. Yargı Paketi kapsamında tahliye edilen, 17 aylık özgürlüğün ardından tekrar tutsak düşen Gülbahar’ın “Onları yüreğimizde ve bilincimizde taşıyıp düşlerini yaşanır kılacağız mutlaka. Bir gün mutlaka!” dediği mektubun tam hali şu şekilde:
“Merhaba!
Ben Özgüç/Cengiz/Hakan’ın uzun yıllardır tutsak olan bir yoldaşıyım. Onunla ilgili olayı ve haberleri okuyunca duygularınıza ortak olmak istedim.
Oğlunuz, kardeşiniz, yoldaşım Özgüç/Cengiz/Hakan’ın hayattan koparılmasından dolayı üzgünüm, acılı ve öfkeliyim. Öncelikle size, sevdiklerine başsağlığı diliyorum. Dayanma gücü bulmanızı diliyorum. Hepimizin başı sağolsun. Acınızı yürekten paylaşıyorum sevgili ailemiz. Böylesi zamanlarda yanınızda olamamak ayrı bir acı benim için. Kimimizi katledenler kimilerimizi de zindanlarda çürütüyorlar maalesef.
Biliyorum, canınızı yitirmeniz karşısında hiçbir söz yüreğinizdeki yangını hafifletemez. Ama bilin ki yüreğimiz sizinle. Onların özlemleri, düşleri aklımızda, bilincimizde. Acılarımıza onların düşlerinin aydınlığıyla ve onlara olan sevgimizin gücüyle direneceğiz. Yaşama ve insana dair güzellikleri şimdi daha güçlü savunacak bizlerin varlığında uğurladığımız yoldaşlarımızın ruhları özgürce aramızda dolaşacaktır.
Sevgili ailemiz, biliyorsunuz, onlar sadece kendisi için değil, siz sevdikleri, dostları, çocuklar adına da çıktı bu yola. İnsana dair değer ve güzelliklerin yaşandığı bir yaşam ve gelecek adınaydı patikaları adımlamaları. Seve seve yüklendikleri bu kavganın içinde olanlara has bir coşkuyu, sevinci ve mutluluğu taşıdılar içlerinde. Bunlara katlanamayan haramilerin, günümüz Yezidlerinin hedefi oldular. Aramızdan kopardılar onları. Ama nafile! Onlar şimdi içimizde, bilincimizde ve kavgamızın tam ortasındalar. Zulme, sömürüye ve zorbalığa karşı feda ruhuyla karşı durmanın onuru ile sonsuzluğa karıştılar. Bu onur en başta siz sevgili ve değerli ailelerimizindir şimdi.
Sevgili Özgüç/Cengiz/Hakan’ımızın üzerine yıldızlar yağsın hep. Onları yüreğimizde ve bilincimizde taşıyıp düşlerini yaşanır kılacağız mutlaka. Bir gün mutlaka!
Bir evladınız olarak yanınızda olduğumu bilin lütfen.”
Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Sağlıcakla kalın. Buradaki tüm arkadaşlar da başsağlığı diliyorlar.”
