H. Merkezi: Nisêbîn’de ‘teröristler teslim oldu’ mizanseni ile mahallelerinden çıktıktan sonra tutuklanan siviller, maruz kaldıkları uygulamayı aynı cezaevinde tutuklu bulundukları DİHA muhabiri Meltem Oktay’a anlattı. DİHA’da yer alan habere göre Kameralar önünde ‘devletin şefkatli kolları’ gösterilen sivillere, perde arkasında ise özel harekâtçılar tarafından ‘Cehenneme hoş geldiniz’ denildi.
Mêrdîn’in (Mardin) Nisêbîn (Nusaybin) ilçesinde, aylardır kuşatma ve saldırı altında bulunan mahallerindeki evlerinden çıktıktan sonra havuz medyası tarafından ‘teröristler devletin şefkatli kollarına teslim oldu’ mizanseniyle sunulan sivillerin maruz kaldıkları yaklaşıma dair gerçekler, daha önce savcılık ve ifadelerine yansımıştı. Kameraların önünde iyi davranılıp, sonrasında polis işkencesine maruz kaldıklarını savcılık ve mahkemede anlatan sivillerden 42’si tutuklanarak cezaevine konuldu.
Tutuklandıktan sonra Mêrdîn E Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulan yurttaşlar, demir parmaklıklar ardından yaşadıklarını yine Nisêbîn’de tutuklanıp, aynı cezaevinde tutuklu bulunan DİHA muhabiri Meltem Oktay’a anlattı.
Oktay, görüşüp dinlediği sivillerin anlatımlarını kaleme aldığı mektubu DİHA’ya göndererek, yaşadıklarını kamuoyu ile paylaştı.
Buna göre servis edilen görüntülerde, ‘devletin şefkatli kolları’ ile karşılandıkları kurgusuna malzeme yapılan sivillere, kameralar kapandıktan sonra ‘Cehenneme hoş geldiniz’ denilerek, özel harekâtçılar tarafından işkence yapıldı. Maruz kaldıkları işkenceden kaynaklı, cezaevine konulan 42 yurttaştan çoğunun kol ve bacaklarının kırılmış, atılan dayaktan dolayı kadınların bile gözlerinin etrafında morluklar oluşmuş durumda.
Bu durum yapılan darp ve işkencenin boyutunu ortaya koyarken, görüşülen ancak ismini vermek istemeyen kadın tutsaklardan biri mahalleden çıkmaları sonrası götürüldükleri Süleyman Bölmez Lisesi’nde gece 24.00’e kadar işkenceye maruz kaldıklarını anlattı.
Kafalarına çuval geçirilip, işkence yapıldı
Burada kafalarına çuval geçirildiğini ve bir odaya götürüldüklerini söyleyen kadın tutsak, kendilerini saatlerce darp edip, işkence uygulayan özel harekatçıların yine zorla kendilerine ‘Ölürüm Türkiyem’ şarkısını söylettiğini ifade etti.
Maruz kaldıkları işkence saatlerce sürdü
Saatler süren darp ve işkencenin ardından sorgu için farklı bir odaya alındıklarını belirten kadın tutsak, o anlarda yaşadıkları dehşet verici şu sözlerle anlattı: “Koridorlarda saçlarımızdan tutarak yerlerde sürüklediler. Sorguya götürülen anneler ise merdivenlerden aşağı itildi. Kafamıza çuval geçirerek sorguya tabi tuttular ve ayağa kaldırarak, ‘sandalyeye otur’ diyerek sandalyeyi çekiyorlardı. Defalarca bunu yaparak sorguya çektiler. Aralıksız bir şekilde işkenceler sürdü ve bununla birlikte hakaret, tehdit ve küfürler edildi.”
‘Kadın, erkek ve çocuk demeden çıplak aramadan geçirildik’
Lisede yapılan işkenceli sorgunun ardından zırhlı araçlara bindirilerek bir spor salonuna götürüldüklerini aktaran kadın tutsak, orada yaşadıklarını ise “Spor salonunda kamera öncesi işkenceden geçirildik. Zorla taciz ve tecavüz gibi söylemlerde bulundular. Kadın, erkek ve çocuk demeden çıplak aramadan geçirildik. Sonra elbiselerimize el konuldu. 6 gün boyunca gözaltında kaldık, 6 gün boyunca aralıksız işkence yapıldı” sözleriyle anlattı.İşkenceye maruz kalan sivillerin tutuklanarak getirildikleri Mêrdîn E Tipi Kapalı Cezaevi’nde de baskı ve hak ihlalleri sürdü. Siyasilerin kaldığı koğuşlara giden yurttaşlar cezaevi yönetiminin tehditlerine maruz kaldı. ‘Avukat görüşün var’ denilerek çağrıldıktan sonra cezaevi müdürünün yanına götürülen kadınlardan birine tarafsız koğuşa geçmesi yönünde baskı uygulandı. Söz konusu tutsak, kendisi ile yapılan görüşmeden kimseye bahsetmemesi konusunda uyarıldığını ve tarafsızların koğuşuna geçmesi durumunda hakkındaki soruşturma dosyasının olumlu yönde etkileneceği vaadinde bulunulduğunu paylaştı.
