GüncelManşet

2012’de havada, karada direniş vardı!

2012 yılı katliam, saldırı ve de direnişlerle geldi. Öğrencilerin tutuklama terörüne ve yeni YÖK yasasına, kadınların kürtaj hakkının gaspına karşı eylemleri, Kürt halkının meşru mücadelesinin yanısıra işçi direnişleri oldukça ön planda olan bir yıl geride kaldı.

Maaşları ödenmeyen, sendikalı oldukları için işten çıkarılan, sağlıksız koşullarda güvencesiz çalışan, onursuz uygulamalara maruz kalan işçilerin direnişi… “Yaşasın işçilerin birliği” diye haykıran işçilerin direnişi.

Birçok işçi direnişi ile gelen 2012, yeni birçok direnişe de sahne oldu, birçok direniş kazanımla sonuçlandı, birçok direniş ise sürüyor.

Savranoğlu, Billur Tuz, Kampana gibi direnişlerle gelen geçtiğimiz yılda onlarca direniş başladı. Taşerona karşı kazanımla sonuçlanan, taşeron barikatını yıkan direnişlerden, sendikasız-sendikaya güvensiz direnişlere, fabrika kapatan direnişlerden, fabrika işgal eden direnişlere birçok direniş gerçekleşti.

Öyle ya da böyle kimisi kazandı kimisi fabrika kapattırdı, kimisi direnişi yarıda bıraktı kimisi de sürüyor ancak şu bir gerçektir ki; işçi sınıfı ve halkın 2012 yılında emek arama bilincinde yükseliş yaşandı.

Zorlanan sokaklar, yüklenilen barikatlar bunun ispatıdır.

İşçi direnişleri bir okuldur

Tüm direnişler bir okuldur. Biz bu okulu belki son yılarda en çok TEKEL işçilerinde gördük, AKP’ye üye olan işçiler önce AKP’nin, sonra da AKP’de simgeleşen egemen sınıfların gerçek yüzünü görmüştü. 2012 yılı direnişlerinde de bu öğrenme süreci gözler önündeydi.

bedaşşSavranoğlu işçilerinden, TOGO işçilerine, Darkmen işçilerine birçok işçi yedeklendiği gerici örgütlenmelere inat halkın ilerici örgütleriyle tanışma, onları tanıma fırsatı buldu.

Hak arama bilinci gelişti, estirilen anti-propagandaya karşı devrimcilere kapısını açtı. Bunların yanı sıra elbette devrimciler de işçilerden çok şey öğrendi.

Sınıfın kinini ve öfkesini yeniden yeniden gördü örneğin, farklı eylem tarzları, işçi sınıfına yaklaşımda tecrübe, onlarla kurulacak diyalogun niteliği, örgütlenme talepleri vs.

 

İşçi direnişleri bir okul olmanın yanı sıra devrimci mücadelenin nefes alma, egemen sistemin teşhiri ve devrimci mücadelenin propagandasıdır aynı zamanda. İşçi direnişleri; mücadelenin salt ekonomik taleplerle olmaması gerektiğinin propagandasının devrime akan nehre bir damla olmanın çağrısının yapıldığı alanlardır.

Direnenler de var bu havalarda…

HEY Tekstil: Direnişte 320’li günleri geride bırakan işçiler kıdem tazminatları, içerde kalan maaşları ve direniş süresindeki maaşlarını talep ediyorlar. Türkiye genelinde 3.600 işçiyi mağdur eden HEY Tekstil patronu, son dönemde 420 işçiyi işten attı. “Küçülmeye gidiyoruz, ekonomik kriz” vs. diyerek işçiler işten atılırken işçilerin yaptıkları her eylem polis barikatı ile engellenmek isteniyor.

Karaca Deri: Tuzla Organize Deri Sanayi Bölgesinde Deri-İş sendikasına üye olduğu için işten çıkartılan bir işçi 17 Aralık’ta fabrika önünde direnişine başladı.

THY: Grev hakları ellerinden alındığı için eylem yapan ve işten çıkarılan THY işçileri, direnişte 200’lü günleri geride bıraktı.

305 işçinin işten çıkartıldığı THY’de, Hava-İş Sendikası’na üye olan işçiler her cumartesi İstanbul’un birçok noktasında yaptıkları sokak eylemleriyle kamuoyu oluşturdular. Bir yandan da hukuki mücadeleyi sürdüren işçilerden 26’sı işe iade davasını kazandı. Direniş Atatürk Hava Limanı’nda devam ediyor.

DHL: TÜMTİS’e üye olan 9 işçi, performans düşüklüğü gerekçe gösterilerek işten atıldı. Oysa gerçek sebep, işçilerin sendikalı olması ve örgütlenmesiydi.

Bir yandan içerde sendikal örgütlenme sürerken işçilerin direnişi 200’lü günlere yaklaştı. DHL uluslararası bir lojistik firması, direnişte olan işçilerin geçtiğimiz günlerde (13 Aralık) yaptığı eyleme uluslararası destek sunuldu.

Cargill: ABD sermayeli olan Cargill’de yaklaşık 150 işçi çalışıyor. Sendikasız ve zor koşullarda çalışan işçilerden Kemal Kopal performans düşüklüğü gerekçe gösterilerek işten çıkarıldı.

Direnişte 80’li günleri geride bırakan Kopal, 25 Aralık’ta açlık grevine girdi. Daha önce gündeme tarım alanına kurulması ve çevreye verdiği zararlarla gündeme gelen Cargill’de sendikal mücadele devam ediyor.

cargillElkim: Gebze Dilovası Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Elkim fabrikasında Birleşik Metal-İş Sendikası Kocaeli Şubesine üye olan 600 işçi, maaş ve kıdem tazminatlarını almak için direniyor.

İşçiler, patronun makinelerin yarısını alıp ortadan kaybolmasından sonra 30 Kasım tarihinde fabrikayı işgal etmişti. Fabrika önünde direniş sürüyor.

 

Kazanımla sonuçlanan direnişler…

Manisa mevsimlik tarım işçileri: 500 işçi kompradorların ücret politikasına isyan etti. Toprak ağaları işçilerin eylemi üzerine 25 liralık yevmiyeleri 36 liraya çıkarmak zorunda kaldı.

Saya işçileri: Adana’da 500 saya işçisi sigortalı olmak ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle bir hafta eylem yaptı. Yapılan eylemlerin sonucunda saya fiyatlarına yüzde 25 oranında zam yapıldı.

Süreyyapaşa: Süreyyapaşa Hastanesi’nde taşeron şirketin el değiştirmesi sırasında “iş kanunundan doğan tüm haklarımızı aldık” yazılı belgeleri imzalamadıkları için üç işçi işten çıkarılmıştı.

Bunun üzerine 23 Temmuz’da Hastane önünde çadır kurarak direnişe geçen işçiler işe iade davasını kazandı. Hastane yönetimi ile görüşen üç işçiden Ethem Aktürk iş başı yaptı.

BEDAŞ: Taşeron ülkemizde yakıcı bir sorun. Örgütlenmenin, sendikalı olmanın önüne geçmek, engel olmak gibi bir etkisi olurken ve patronlar tarafından kullanılırken, bir yandan da ucuz işgücü yaratılmak isteniyor.

BEDAŞ işçileri de bu sistemin bir parçasıydı ve ödenmeyen maaşları için 21 Mayıs’ta iş bırakma eylemi yaptılar. Bunun üzerine 120 işçi işten atıldı. Direnişe geçen BEDAŞ işçileri 208 günlük direnişin ardından işbaşı yaparak direnişlerini zaferle sonuçlandırdılar.

TEDAŞ: Adana Toroslar Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (TEDAŞ)’nde maaşlarını alamadıkları için iş bırakan ve ardından işten çıkarılan Enerji-Sen üyesi işçiler Mart ayında direnişe geçtiler. İşçilerin açtığı dava sonucu işçilerin işe alınması ve direnişte geçen süredeki (9 ay) maaşlarının verilmesi kararı alındı.

antep tekstilAntep Tekstil işçileri: 2012 yılı direnişlerine damgayı vuran Antep Başpınar Organize Sanayii’de çalışan tekstil işçilerinin direnişi oldu.

Farklı tekstil fabrikalardan 6.000’i aşkın işçi maaşlarına zam yapılması için direnen işçiler 11. gününde direnişi kazandı. Aylık 780 TL maaş alan işçiler direnişin sonunda 1000 TL net maaş yılda 4 ikramiye hakkı kazandılar, ayrıca maaşlarda kademe farkını kaldırdılar.

Darkmen: 30 Ağustos resmi tatilde işe gitmeyen Darkmen Tekstil işçileri 31 Ağustos’ta patron tarafından darp edilerek işten atılmış ve direnişe geçmişlerdi. Maaşları ve kıdem tazminatlarını talep eden işçiler, yaklaşık 100 günlük direnişin ardından kıdem tazminatlarını ve maaşlarını aldılar.

Roseteks: Tazminatları ve iki aylık maaşları ödenmeden 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde, işten çıkarılan çoğu kadın 382 Roseteks işçisinden 30’u, sürdürdükleri direnişin ardından maaşlarını ve tazminatlarını alarak direnişi zafere taşıdılar.

Görünen resim

Saydığımız direnişlerin yanı sıra büyüklü küçüklü birçok direniş daha yaşandı. 2012 yılında yaşanan işçi direnişlerine baktığımızda işçilerin direnişe geçme sebepleri; maaşların, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmemesi, sendikal örgütlenme, ücretlere zam yapılmaması ya da düşük zamların yapılması, kötü çalışma koşulları vs. oldu.

Bu anlamıyla yaşanan direnişlerde de görüldüğü gibi işçi sınıfının hak arama bilincinde elle tutulur bir artışın olduğunu ve örgütlenme taleplerinin arttığını söylemek yanlış olmaz. Fakat Antep işçileri örneğinde de görüldüğü üzere işçilerin sendikalara güvensiz olduğunu belirtmek gerekiyor.

Bu anlamıyla örgütlülüğe ihtiyaç duyan ama mevcut sendikal anlayışlardan kaynaklı güvensiz bir işçi sınıfından bahsetmek gerekir.

İşçi sınıfı bu yaklaşımında haksız da değildir, TİS’lerde işçi sınıfını yarıda bırakan, Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısını kabul eden, işçi sınıfını örgütleme kaygısı taşımayan sendikaların hakim olduğu ülkemizde işçi sınıfının bu güvensizliği anlaşılır bir yerde duruyor.

togo direnisYeri gelmişken direnişteki işçilerin devrimci ve demokrat güçlere bakış açısından ve devrimci ve demokrat güçlerin işçilere yönelik eksik yaklaşımından da bahsetmek gerekir.

Bugün direnişte olan işçileri ziyarete gittiğimizde hemen olmasa da bir süre sonra “neyiz”, “neciyiz” vb. sorularıyla karşılaşırız Bu sorular, hemen tüm kurumlara sorulur öyle ki bu sorular kaç kişisiniz neler yapıyorsunuza? kadar gelir.

Bu sorular aslında bir arayışın göstergesidir.

Özetle; 2012 yılı bol direnişli, kazanımlı bir yıl oldu, biriken öfke 2013’e aktarıldı, yeni yıl bize belki “kutlu, mutlu” olmayacak ama derinleşen krizle ve edinilen tecrübe ile direniş dolu bir yıl olacak gibi görünüyor.

Cansel Malatyalı: İnşaat Mühendisleri Odası Yönetimi tarafından “düşük performans” gerekçesiyle işinden atılan Cansel Malatyalı bu duruma tepki göstererek direnişe geçti. 8 ay boyunca direnen Malatyalı, direnişini açlık grevine taşıdı. Açlık grevinin 36. gününde işe iade edildiği duyuruldu.

Taşgök Galvaniz: OSTİM’de Taşgök Galvaniz Fabrikası’ndan sağlıksız ve uzun çalışma koşullarına karşı çıktıkları için atılan işçiler 9 Eylül’de fabrika önünde direnişe başladılar. Kıdem ve ihbar tazminatları için direnen işçiler, haklarını almalarının ardından 1 Aralık’ta direnişlerini sonlandırdılar.

Bilgi Üniversitesi: Üniversitede 24 Ağustos’ta işten çıkarılan 24 işçiden üçü 80 günlük direnişin ardından eski ücretleri geçerli olmak üzere tekrar işbaşı yaptı.

TOGO: 35 TOGO işçisi, Deri-İş Sendikası’na üye olduğu için işten atıldı. 145 gün boyunca direnen işçiler Ankara’ya TEKEL işçilerinden sonra yeni bir heyecan yeni bir coşku getirdi. Birçok devrimci ve demokratik kurumun sahiplendiği direniş TOGO ayakkabının kapanmasıyla son buldu.

Savranoğlu Deri: Savranoğlu Deri Fabrikası’nda çalışan işçiler Deri-İş Sendikası’na üye oldukları için işten çıkartılmış ve 347 gün boyunca fabrika önünde direnmişti.

Çevreye verdiği zararların yanısıra direnişte olan işçilere defalarca kez saldıran Savranoğlu patronu işçileri İstanbul’a sürgün etmişti ancak işçiler burada da direnişe devam ettiler. Ve 347 günlük direnişin ardından Savranoğlu Deri Fabrikası kapandı.

teximKampana Deri: Kampana Deri’de 458 gündür devam eden direniş fabrikanın kapanması üzerine son buldu.

Kampana işçileri Deri-İş Sendikası’na üye oldukları için işten çıkartılmışlardı.

Billur Tuz: Sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan 54 Billur Tuz işçisi 1 Ocak 2012’de başladıkları direnişlerini 28 Ağustos’ta 2012’de bitirme kararı aldılar.

OMK kâğıt ve karton: Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan OMK Kâğıt ve Karton fabrikasında çalışan 219 işçinin 153’ü Selüloz-İş Sendikası’na üye oldu. Sendika üyesi 22 işçi işten çıkartıldı ve direnişe geçti.

Elit Çikolata: Yaklaşık 30 yıldır Tek Gıda-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Elit Çikolata Fabrikası’nda geriye dönük mesai ücretlerini istedikleri için işten atılan işçileri fabrika önünde direnişe geçti.

Tekboy Boyahanesi: Tekboy’da çalışan 40 işçi, sendika üyesi oldukları gerekçesiyle işten atıldı.

Fontana Metal: Tuzla Kimyacılar Organize Sanayi Sitesinde Kurulu Fontana Kalıp Fabrikası’nda çalışırken sendikal örgütlenme çalışması nedeniyle 15 Ağustos’ta 4 işçi işten atıldı. 16 Ağustos’ta fabrika önünde direniş başlatan işçiler 10 Eylül’de direnişlerini sonlandırdılar.

Texim: TEKSİF Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan 36 Teksim işçisi 89 günlük direnişlerini kazanımla sonlandırdı. Direnişte olan işçilerin 19’u fabrikaya geri dönerken, 17’si de kendi istekleriyle ayrıldı.

Kığılı işçisi: 20 Temmuz’da başlayan Kiğılı direnişi 28 Kasım’da sona erdi.

Senkromeç: 30 Temmuz tarihinde fabrika önünde direnişe başlayan bir işçi 75 günlük direnişin ardından 15 Ekim’de direnişi sonlandırıldı.

Borusan Lojistik: İşten atılan 41 işçinin işe geri dönüşleri sağlanmazken kıdem ve ihbar tazminatları ödenerek direniş sonlandırıldı.

ART mobilya: İstanbul Bayrampaşa’da bulunan ART Mobilya Aksesuar Fabrikası’nda ücretleri verilmeyen işçiler direnişe geçti.

MEPA işçileri: İstanbul Esenyurt’ta Kıraç bölgesinde (Çakmaklı) bulunan metal ve plastik mobilya aksesuarları üreten MEPA’da çalışan 5 işçi direnişe başladı.

Beltaş: İstanbul Beşiktaş Belediyesi’nin BELTAŞ taşeronunda çalışan ve Genel-İş Sendikası’na üye olan işçiler, iş akitlerinin feshedilmesi üzerine, 29 Aralık’ta Beşiktaş Belediyesi önünde direnişe geçmişlerdi. Direnişin 5. gününde belediye, işten atılan 135 işçinin sendikalı olarak işe alınacağını açıkladı. İşçiler 9 Ocak’ta yeniden işe başlayacaklar.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu