Güncel

“Kaypakkaya pratikten analizler çıkararak yol gösterici olmuştur”

Sempozyumun ikinci günün son oturumu “68 ve İbrahim Kaypakkaya” ana başlığıyla ele alınarak başladı.

İstanbul: Sempozyumun ikinci günün son oturumu “68 ve İbrahim Kaypakkaya” ana başlığıyla ele alınarak başladı.

Bu oturumda ilk olarak Partizan adına söz alındı. Partizan adına söz alan Metin Özken ilk olarak İbrahim Kaypakkaya ve Mayıs ayı şehitleri ve Rojava’da şehit düşen Ulaş Bayraktaroğlu anarak konuşmasına başladı.

Özken, ilk olarak Kaypakkaya’nın komünist kimliğine vurgu yaparak, Kaypakkaya’nın   Marksist Leninist Maoist bilimini bu coğrafyaya uygulanışını ve bu uygulanışında kullandığı diyalektik yönteme dair fikirlerini dile getirdi.

Özken, “Kaypakkaya’yı Kaypakkaya yapan sınıfların tahlili konusu,  Kemalizm ve Kürt meselesi yaklaşımı ve devrim yol ve yöntemidir” diyerek devam etti ve “Kaypakkaya’yı ne kadar anladık, onu temel düşüncelerini ne kadar hayata geçirdik tartışmaya açmamız gereken yer burasıdır” dedi.

“Bir şeyi yeni inşa etmek için Marks’ta da Lenin’de de görüleceği üzerine bir önceki teorinin üzerine bir şeyler koyarak ilerlemiştir” diyen Özken, bunun diyalektik felsefeye de uygun bir yöntem olduğunun altını çizdi.

Özken,  sınıf meselesinde, Kürt meselesinde, kadın meselesinde günceli üzerinde tartışmanın bu yukardaki anlayışımıza göre değerli noktalar olduğunu sözlerine ekledi.

Kaypakkaya’nın bilimsel yöntemi üzerinde durmanın önemli olduğunu, “Kaypakkaya’da bir şey yeniyse onun üzerinde düşünüp, ardından onu ele alınıp, ondan bir analiz çıkarmayı mücadele hayatı boyunca uygulamıştır” diyen Özken, Kaypakkaya’nın Kemalizm konusunda ilk savunmasından sonra fikirlerini yenilenmesini ve onun faşist yüzünü ortaya bu şekilde ortaya koymasını örnek verdi. Özken, birçok noktada yenilenmeye, güncel politik tutum geliştirmek, kendimizi yenilemek gibi bir görev önümüze koymaktadır.

Özken, “Güncele baktığımız zaman günümüzde ulusal meseleyi bu noktada görmemezlik gelemeyiz” diyerek Rojava’da sürece değinerek sözlerini tamamladı.

“O’nu bir külte dönüştürdük. Bu bizler açısından bir çıkmaz olmuştur”

Bu oturumda SMF adına Hüseyin Şimşek söz aldı.  Şimşek, 68’in kısa bir değerlendirmesi yaptıktan sonra Kaypakkaya’nın dönemde rolüne geldi.

Şimşek, “Denizlerin, Mahirlerin ve İbrahimlerin 68’in önemli önderleri, parçalarıdır ancak Kaypakkaya’nın buradaki farkına gelecek olursak, Kaypakkaya’nın yöntemi üzerine durmak gerekiyor” şeklinde konuşarak Kaypakkaya’nın sorunlar karşısında kendi çözüm yollarını esas alarak, kendi konumuna uygun olmayan meselelerde bir hesaplaşmaya gittiğini dile getirdi.

Şimşek, “Kaypakkaya’nın pratik içinden öğrenerek, fikirleri bu şekilde ortaya çıkmıştır. 68 içinde gelişen ancak Avrupa’daki gibi yansıma bulmamış olmasına rağmen kadın sorununa dair bir şey söylememesi bir eksikliktir” dedi.

Kaypakkaya’nın Kürt meselesinde önemli analizler yaptığını belirten Şimşek, “İbrahim diğer devrimci önderlerle kıyaslandığında diğer Marksist, Leninist ustalardan etkilenmiştir. Ancak İbrahim dogmatik bir yöntem kullansaydı ortaya çıkan analizler bu şekilde vücut bulmazdı” dedi.

Şimşek sözlerini “Günümüze gelecek olursak, takipçileri olarak İbrahim’i sitatik olarak, tekrara ederek O’nu külte dönüştürdük. Bu ardılları açısından bir açmazdır”  şeklinde düşüncelerini ifade ederek, bu durumun eleştiri yapılması gereken bir durum olarak değerlendirmesiyle konuşmasını sonlandırdı.

“Yanlışlarımızı İbrahim’i referans alarak doğruyu bulabiliriz”

Çetin Deste  sözlerine “İbrahim Kaypakkaya bizim için kopuş içinde kopuştur” diyerek Kaypakkaya’yı kendi tarihsel gerçeği içinde değerlendirmek gerekiyor” dedi.

Kaypakakya’nın kendi döneminde olmayan Marksist Leninist çizginin olmadığını, bunun O’nun yarattığına vurgu yaptı.

“İbrahim'”i İbrahim yapan Maoizm değildir” diyerek İbrahim tezlerinin doğru olduğunu ancak Mao Zedung düşüncesi konusunda yanlışlar da vardır. Çin’deki gelişen süreci İbrahim ülkeye birere bir uygulama gibi bir yanlış yaptığını söylemek gerekiyor” dedi.

Deste, bunu şu şekilde, “Mao Zedung düşüncesindeki yanlışları kendisine söyleyebilecek kimse olmaması, ustaların ürünlerin yeni yeni çevriliyor olması etkili olmuştur” ifade etti.

Deste ardıllarının İbrahim’i geliştiremedikleri eleştirilerini “Bizler de kendimiz ardıllları olarak görüyoruz ancak üstüne yeni bir şey koyulmadığı eleştirsini kabul etmiyoruz” diyerek, kendi kurumsal bakış açısını açıkladı.

Deste, İbrahim’in güncele uygulanmaması vb eleştirilerin çözüm yolunun yine İbrahim’e bakılarak çözümleneceğini belirtti. “İbrahim bir şey söylediği için doğru değildir, söyledikleri sosyal hayatta içinde doğru kanıtlandığı için doğrudur” dedi.

Deste, “doğruyu yanlışla mücadele ederek bulabiliriz” diyerek sözlerini tamamladı.

2 günlük sempozyum gelen soru, yorum, eleştiri ve cevaplar yürütülen tartışmalarla sona erdi.

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu