Avrupa Demokratik Güç Birliği Maxmur’a yönelik yapılan saldırıyı kınayan bir açıklama yaparak, demokratik kamuoyunun sesini yükselttiklerini dile getirerek, “halklarımızın ve demokratik kamuoyunun da bu saldırılara karşı sesini yükseltmesini istiyoruz” dedi.
Avrupa Demokratik Güç Birliği , “Türk Devleti insansız hava araçları ile 7 Temmuz 2019’dan bu yana ambargo uygulanan Mahmur Mülteci Kampı’na yönelik saldırıda bulundu. Kampın bahçelerinin bulunduğu alanları bombalayarak Eyşö Ehmed Ferhan, Ezime Akdoğan ve Hawa Akdoğan isimli üç kadın mültecinin ölümüne sebep oldu.
TC devletinin cumhurbaşkanı başta olmak üzere bir çok yetkilisi her fırsatta Mahmur Mülteci Kampını hedefe koyacak açıklamalarda bulunuyorlar. TC cumhurbaşkanın söylediği “Mahmur çok önemli, orayı da vurabiliriz. Çünkü bölücü vatan hainlerinin merkezi” sözleri ile kampa yönelik ambargo ve saldırılar sürmeye devam etmektedir. Oysa Mahmur BM’nin denetiminde 12 bin sivilin yaşadığı bir yerdir” şeklinde açıklamasına başladı.
Güç Birliği başta BM olmak üzere uluslararası kurumların sessizliği bu katliama onay vermek olduğunu, BM denetimindeki Mahmura yapılan saldırı karşısındaki uluslararası kurumların sessizliğini kınadıklarını belirterek, acilen tedbir almaya çağrı yaptı.
Güç birliği açıklamanın devamında, “Ambargodan kaynaklı zor günler geçiren kamp, yaşanan salgından dolayı da bir tehdit altındayken yapılan saldırı tam da TC’nin niteliğine uygun bir durumu işaret etmiştir. Gıda, temizlik ve ilaç stoklarının tükenme aşamasına geldiği kampta, yaşam koşulları giderek ağırlaşmaktadır. 9 ayı aşan ambargo sürecinde tüm yardımlar durdurulmuş durumda.
Yardım kuruluşlarına izin verilmemekte. En temel ihtiyaç malzemelerinin bu ambargo ile kampa ulaşmasını engelleyen TC, saldırılarına devam ederek burada bir katliama neden olmak istemektedir. Mülteci kampında bulunanların yaşam hakkı yok sayılmaktadır” dedi.
“Halklarımızın ve demokratik kamuoyunun saldırılara karşı sesini yükseltmesini istiyoruz”
Açıklama son olarak, “Avrupa Demokratik Güç Birliği olarak; Türk Devletinin faşist askeri saldırılarını bir kez daha kınıyoruz. Kürtlerin yaşam hakkına son raddesine kadar saldırmayı kendisine hak gören bu faşist anlayışa karşı, devrimci-demokrat ve yurtsever güçler olarak sessiz kalmayacağımızı belirtirken, halklarımızın ve demokratik kamuoyunun da bu saldırılara karşı sesini yükseltmesini istiyoruz.
