Karlsruhe: Almanya Anayasa Mahkemesi faşist parti Nasyonal Demokrat Parti’nin (NPD) yasaklanması için eyalet yönetimleri tarafından yapılan başvuruyu reddetti. Gerekçeli kararında partiyi “anayasa düşmanı” tanımlamasına rağmen reddini “NPD’nin anayasa düşmanı ve nasyonal sosyalizm ile düşünsel yakınlık içinde bulunduğuna, ancak faaliyetlerinin başarıya ulaşmasını sağlayacak ağırlığa sahip olmadığı” şeklinde gerekçelendirdi.
Mahkeme ikinci senato başkanı Andreas Vosskuhle ise dava sonucunu değerlendirirken “Dava sonucunu rahatsız edici bulanlar olabileceğini”, ancak partinin kapatılması dışında devletin mali yardımının kesilmesi gibi başka tür tepki verme olanaklarının mevcut olduğuna dikkat çekti. Vosskuhle, ancak buna karar vermenin Anayasa Mahkemesi’nin değil, yasamanın işi olduğunu da vurguladı.
İkinci ret
Faşist parti NPD’nin kapatılmasına yönelik 2001 yılında yapılan başvuru o dönemde reddedilmişti. O dönem parti yöneticileri arasında Alman istihbaratının muhbirlerinin ve ajanlarının varlığı ortaya çıkmış ve dava 2003 yılında kapatmama yönlü verilen kararla sonuçlanmıştı. Anayasa Mahkemesi o dönemde partinin kapatılması için yeterli gerekçe olup olmadığı konusuna girmeden, muhbirlerin varlığı nedeniyle davayı usulen bozmuştu.
Alman Anayasası’nın 21. maddesi, “özgürlükçü, demokratik temel düzenin zayıflatılması ya da ortadan kaldırılması girişiminde bulunması ya da Almanya Federal Cumhuriyeti’nin temellerini tehdit etmesi” durumunda partilerin kapatılabilmesini öngörüyor. Almanya’da 1956 yılında Almanya Komünist Partisi’nin (KPD) kapatılması kararında Anayasa Mahkemesi, partinin düzeni yıkmak için “faal, savaşçı ve agresif” bir tutum içinde bulunduğu tespitine yer vermişti.
Karara MLPD’den tepki
Alınan karara karşı tepkiler artıyor. Almanya Marksist Leninist Partisi (MLPD) yayınladığı bir açıklama ile Anayasa Mahkemesi’nin “demokrasi koruculuğu” rolünü iyi oynadığını, ancak demokrasinin ve özgürlüğün ölümüne düşmanlığını yapan bir partinin yasaklanmasının önüne ikinci defa geçtiğini vurguladı.
Gerekçeli karara atıfta bulunan MLPD, NPD’nin devlet yardımları ile toplumda çalışma yapmasına izin verildiğini, pogromları legal olarak kamufle edilmesine olanak tanındığını belirtti. Açıklamada devamla “Karar göstermektedir ki tüm faşist yapılanmaların sadece kitlelerin mücadelesi yoluyla yasaklanması mümkün olabilecektir” denildi. Ret kararının faşizme yol döşeyici AfD gibi örgütler açısından adeta bir tüzük işlevini gördüğü belirtilen açıklamada, birkaç yüz NPD üyesinin zaten AfD’ye geçtiği belirtildi.
MLPD açıklamasında NPD’nin yasaklanması noktasındaki adımlar için Anayasa Mahkemesi’nin yanlış adres olduğunu belirterek, bu konuda Federal Hükümet tarafından Anayasanın ve Potsdam antlaşmasının antifaşist düzenlemeleri zemininde yasaklamanın gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
KPD’nin yasaklanması
İkinci emperyalist paylaşım savaşı sonrası Alman faşizminin yenilmesi sonucu 1945’te yeniden örgütlenen Almanya Komünist Partisi (KPD) 17 Ağustos 1956 yılında kapatılarak tüm politik yetkileri alındı, yedek örgütlerinin kurulması yasaklandı ve binlerce üyesine karşı davalar açıldı, mal varlıklarına el konuldu. Batı Almanya’da 1.361.706 oya tekabül eden % 5,7 oy alarak ilk Alman parlamentosunda temsil edilen KPD, 1950 yılında Adenauer’in özel çabaları sonucu hükümetin başvurusu ile kapatılması için mahkemeye başvuruldu. Yüzlerce komünist, anayasal düzene karşı çıkmakla suçlandı ve kamusal görevlerinden uzaklaştırıldılar.
Alman kamuoyunda dahi oldukça tartışmalı olan KPD’nin yasaklanmasına karşı bugüne kadar birçok kampanya yürütüldü. Kapatıldığı dönem Batı Almanya’nın yeniden silahlanmasına karşı büyük bir kampanya yürütmüş olan KPD, 9 milyon kişiye ulaşarak önemli bir ilke imza atmış oldu. Alman emperyalizmine karşı önemli bir muhalif odak haline gelen KPD’nin yasaklaması devrimci-demokrat kamuoyu içinde kabul görmeyen bir yasaklama olarak tarihe geçti. KPD’nin yasaklanma kararının Batı Almanya’da kapsamlı baskı ve kovuşturma aygıtının inşası için son temel taşı anlamına geldiği genel bir kanı olarak kaldı.
Meşru örgütlenmelerin yasaklanması
Alman devleti 129 a/b yasaları ile kitlelerin meşru örgütlenmelerinin yasaklanması ile Avrupa’da nam salmış bir devlet. 129 b maddesi uyarınca Tamil Kaplanları, PKK, DHKP/C gibi örgütlerin yasaklanması sağlandı. Yasaklamalar bunlarla sınırlı kalmıyor. Güncel olarak Münih’te görülen TKP/ML davası kapsamında 10 devrimcinin yargılanmasına devam ediliyor. “TKP/ML’nin yasaklanması girişimi” olarak da adlandırılan dava Haziran 2016’dan beri devam ediyor.
