H. Merkezi: Adalet Bakanlığı ile görüşmek için 3 gün boyunca bakanlık binası önünde oturan ancak randevu alamayan Barış Anneleri’nden Güler Buğday, ölümleri durdurmak için yola çıktıklarını belirterek, “Türkiye Hükümeti artık sesimizi duysun. Biz burada olmaya devam edeceğiz. Tecrit kalkmazsa ölümler ve savaş daha da artacak” uyarısında bulundu.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle cezaevlerinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine giren tutsakların yakınları, Adalet Bakanlığı yetkilileriyle görüşmek için 3 gün boyunca girişimde bulundu, bakanlık binası önünde oturma eylemi gerçekleştirdi. Ancak tutsak yakınlarının tüm girişimleri çeşitli gerekçelerle Bakanlık tarafından reddedildi. İstanbul’dan gelen 8 tutsak yakını, tüm girişimlere rağmen Adalet Bakanlığı’ndan randevu alamadı. Aileler, seçim nedeniyle eylemlerine ara verdiklerini belirtirken, görüşme sağlanana kadar Adalet Bakanlığı önünde olacaklarını vurguladı.
Bakanlık önünde oturan Barış Anneleri’nden Güler Buğday ve Aklime Keskin iktidara ve kamuoyuna seslendi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’in ve cezaevinde binlerce tutsağın aylardır açlık grevinde olduğunu hatırlatan Güler, “Cezaevinde yaklaşık 7 bin tutsak bedenini ölüme yatırmış durumda. Bu ayıp Türkiye’nindir. Var olan sessizliğe karşı biz anneler ve aileler olarak Ankara’ya gelme kararı aldık. Bizim yüreğimiz yanıyor. Biz ‘ne yapabiliriz de bu ölümleri durdurabiliriz’ diye yola çıktık. Barış, kardeşlik ve beraberlik için tek talebimiz var o da tecridin bir an önce sonlanması” dedi.
“Herkes de tüm dünyada biliyor. Biz on yıllardır barış için mücadele ettik” diyen Güler, “Biz yalnızca adı ‘Adalet’ olan bakanlıkla görüşmek istedik. Eğer gerçekten adaletli olsalardı bizim derdimizi dinlerlerdi. Çocuklarımızın bedenleri günden güne eriyor. Onlar da tüm gerçeği biliyor, dünya da Kürtlere yapılan zulmü ve bu uygulamaları biliyor” diye konuştu.
Tecridin Abdullah Öcalan şahsında tüm Kürtlere uygulandığını vurgulayan Güler, şunları söyledi:
“Tecrit bugün tüm yaşamımıza, dilimize ve sözümüzedir. Bu tecrit bize neden uygulanıyor, barış istediğimiz için. Bizi öldürmekle ya da yok saymakla bitiremezler. İstediğimiz hukuki ve gayet insani bir taleptir. Biz bu topraklara barışın gelmesi için yaşamını önüne koyanların taleplerini dile getirmek için mücadele ediyoruz.”
Son 4 yıldır tecridin en ağır örneklerinin yaşandığını söyleyen Güler, “Kürtler özgür olmazsa Ortadoğu’da hiçbir halk özgür olmaz. Bugün Rojava’da ‘3. Dünya savaşı yaşanıyor’ deniliyor ya Kürtler üzerinden yürütülüyor. Biz kimse için ölüm istemiyoruz. Zaten bedenlerini açlığa yatıranlar zindanda dört duvar arasında her türlü zulmü ve baskıyı yaşıyor. Hiçbiri kendi istekleri için açlık grevine girmedi. Milyonlar için bu eyleme başladılar” diye konuştu.Günlerdir Bakanlık önünde oturduklarını ve her zamanki gibi taleplerinin dinlenmediğini, önlerine engeller çıkarıldığını ifade eden Güler, “Türkiye hükümeti artık sesimizi duysun. Biz burada olmaya devam edeceğiz. Bu tecrit kalkmazsa ölümler ve savaş daha da artacak. Kadınlar, anneler hepimiz bu tecride karşı ses çıkaralım” çağrısı yaptı.
Barış Annesi Aklime Keskin de, artık saat değil dakikaların bile önemi olduğunu vurgulayarak, “Leyla Güven şahsında başlatılan açlık grevi eylemi bugün binlerle devam ediyor. Herkesin sesini çıkarmasını istiyoruz. Biz artık saniyelerin bile önemli odluğunu söylüyoruz. Tecridin kaldırılması için hep birlikte aynı mücadeleyi verelim” diye seslendi.
Kaynak: www.jinnews2.xyz
