GüncelManşet

Kobanêʼden, direniş ve umuda dair notlar-5

“Özgürlüğe giden yolda yükü beraber göğüslemeliyiz.”

Kobanê: Özgür Gelecek- Buraya gelmenizdeki etken nedir ve geldikten sonraki sürecinizi anlatabilir misiniz?

Orhan Bakır: Bende buradaki diğer tüm yoldaşlar gibi partimizin çağrısıyla buraya geldim. Buraya geliş sürecimde açıkçası zorlanmadım. Geldikten sonrada doğu cephesinde savaşmak için kendimi önerdim ve cepheye gittim. Burada 20 gün kaldıktan sonra partimizin düzenlemesiyle güney cephesine geçtim.

Daha sonra partimiz burada Türkiye devrimci örgütleri ile ortak bir tim oluşturma ve ortak bir mevzi tutma temelinde bir karar aldı. Bu devrimci hareket içerisinde, Birleşik Özgürlük Güçleri(BÖG), MLSPB Devrim Cephesi ve TKP/ML TİKKO olarak biz vardık. Aldığımız karar sonrasında sayımızın artmasıyla ikinci timi kurduk. İkinci tim ile birlikte bir takım olduk. Takım olduktan sonra cephede en öne doğru ilerlemeye başladık ve yirmi beş gün o mevzilerde kaldık. Hemen her akşam düşman saldırısının yoğun olduğu bir noktaydı. Tabi bu cephede her gün saldırı vardı ve birçok kez ölümden dönerken defalarca kez de düşmanı püskürttük.

Devrimci disiplin ve devrimci ahlakı elden bırakmamak gibi bir durumumuzda vardı. Çünkü düşmanın ne zaman saldıracağı ya da sızmaya çalışacağı belli değildi. Bunun için disiplin şarttı. Bu disiplin ve şekillenişimizle belli bir ilgi uyandırdığımızı söyleyebiliriz.

19 Ocak’ta Güney Cephesine yoğun saldırılar gerçekleşti ve bu saldırı esnasında ciddi bir direniş göstererek düşmanı geri püskürttünüz. Bize o günü anlatır mısınız?

Tim komutanları olarak en son olarak yaptığımız toplantıda edindiğimiz bilgi DAİŞ’e ciddi bir insan ve mühimmat desteğinin geldiğiydi. Doğal olarak intihar eylemlerinin yoğun olacağı noktasında hem fikirdik. Tuttuğumuz mevziler açısından da intihar saldırısının olması ihtimali yüksek bir yerdi. Ve bundan sonra durumumuzu daha dikkatli değerlendirmeye başladık.

kobane 6Sonunda 4 bombalı araç saldırısı oldu. İkisi tank diğer ikisi de hammer tipi zırhlı araçlarla gerçekleşti. Ve tanklardan biri mevziye 6 metre falan kala patladı. Tabi patlamanın hemen ardından çok yoğun çatışma gerçekleşti. Düşmanın sızma girişimleri oldu. Bizde bu saldırıda hemen karşılık verdik. Bu arada da diğer tim ile olan bağlantımız kesilmişti. Durumlarının nasıl olduğunu bilmiyorduk. İlerleyen zamanda iletişimi kurduk. Tim komutanının, tankın intihar eyleminden sonra yıkılan duvarın altında kaldığını öğrendik. Bu arada 8 IŞİD çetesi öldürüldü, bir zırhlı araçları imha edildi. Bu cephede yoğun saldırılar yaklaşık 6 saat sürdü. 

Tankın intihar eyleminden sonra yıkılan duvar altında kalan tim komutanını çıkarmamız gerektiğini kararlaştırdıktan sonra yoğun saldırı altında yıkılan duvarların olduğu bölgeye arkadaşlarımız geçti. Bulduğumuz bir araç krikosu ile beton altından çıkarmaya çalıştık. Artık açık hedef haline gelmiştik fakat o an onu düşünemiyorsunuz. Aynı zamanda da askeri anlamda bir eksiklik ama yoldaşımız enkazın altında kalmış ve kurtarmamız gerektiğinin farkındayız. Ve yoğun bir çaba ve yaralanmalardan sonra yoldaşı kurtardık. Daha sonra bağlı olduğumuz timin mevzisine dönerek çatışma devam ettik. O gün oradaki direnişimizle düşmanı geri püskürtmüştük.

Yaşanan çatışmadan sonra sizler ile kurulan ilişkiler ne yönde gelişiyordu?

19 Ocak saldırısı öncesi ve sonrasında sürekli ziyaretlerin yapıldığı bir timdik, kurduğumuz ilişkiler bakımından. Bir merak da vardı öğrenme ve kavrama anlamında. Tabi bu sonra bir eleştiri konusu oldu. Çok ziyaret edilmemiz. Güvenlik zafiyetine neden olduğu üzerinden. Gerçektende çok sık ziyaret edilmeye başlanmıştık ve bizim time katılım talepleri oluyordu.

Tabi bu süreçte kurduğumuz ilişkiler durumun bir parçasını belirlerken partimiz TKP/ML TİKKO’yu da anlatma çabası güdüyorduk. Buraya niçin geldiğimizi, ne yapmak istediğimizi, bundan sonra ne yapacağımızı anlatmaya çalışıyorduk. İnsanlar etkileniyordu muhtemelen bizleri merak edip ziyaret ediyorlardı. Birçok tim komutanının gelip mevzi yapımından tutalım da yaşamı nasıl örgütlediğimiz noktasında fikir alışverişinde bulunuyordu. Dönem dönem aramızda kalanlarda oluyordu bu süreçte. Tabur Komutanı yardımcısı kaldı 4 veya 5 gün boyunca.

kobane 2Yaşanan çatışma ve direnişten sonra diğer Tim komutanları ve savaşçılarla daha fazla yakınlaşma durumu ortaya çıktı.

Süreç kendi içinde belli eksiklikler barındırmasıyla beraber olumluydu. Şu gerçektir ki, Kobanê’de devrimciler birçok kez cesaretini kanıtlamıştır fakat kurumsal anlamda değerlendirdiğimizde de şehir savaşında birçok şeyi yeni öğreniyorduk burada. Bu anlamda bütün yoldaşların sürecin ruhuna uygun hareket ettiğini de belirtebiliriz. Bundan sonraki süreçte muhtemelen böyle işleyecektir. Yani partimizin bizlere vereceği görevler noktasında elimizden geleni değil fazlasını yapacağımızı biliyoruz.

Son olarak belirtmek istediğiniz ya da çağrınız var mı?

Komünist Önder İbrahim Kaypakkaya’nın 43 yıl önce çizdiği güzergahtan ilerliyoruz. Kaypakkaya ulusal sorunda çok somut çözümlemeler yapmıştır. Bugün bizde Kobanê’yi diğer dört parçadan bağımsız ele alamayız. Kobanê/Rojava’da Kürt ulusu kendi geleceğine dair belli bir tartışma yürüttü, proje geliştirdi ve bu anlamada önemli pratikler geliştirdi.

Bu noktada bizde görevimiz gereği, görevin sorumluluğu ve yükümlülüğünü bilerek Kobanê’ye geldik. Elimizden gelen çabayı sarf ettik ve sarf etmeye devam edeceğiz. Tabi sadece Kobanê’de değil Rojava’daki diğer kantonlarda da elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Şunu da belirtmek gerekir; Adres değişebilir. Çok önemli değil. Sınırın çok büyük bir hükmü yok. Nerede bir zulüm varsa, ezilen halkların kurtuluşu ve özgürlüğü için orada oluruz.

Şu çağrıyı da yapmak istiyorum; Bütün yoldaşlara, dostlara ve emekçi halkımız gençliğine şu çağrıyı yapabilirim, Partimiz saflarında örgütlenip özgürlüğe giden yolda yükü beraber göğüslemeliyiz.

19 Ocak’ta gerçekleşen saldırıda orada olanlardan biriydiniz? Bize o anı anlatabilir misiniz?

Kawa Zerdeşt: 19 Ocak’ta patlamanın yaşandığı yere yaklaşık 70-80 metre uzaklıktaydım. Munzur yoldaşların mevzisine daha yakındı patlamanın olduğu yer. Bende Munzur yoldaşların 20-30 metre ilerisindeydim.

kobane 7Orada 3 tank vardı ama tanklardan birinin intihar eylemi yapması sonrası içinde mevzilerimizin olduğu evler yerle bir oldu. Birkaç şehidimiz ve birkaç kişi de o intihar eyleminde yaralandı. Burada edindiğimiz bilgilerden doğru her patlamadan sonra saldırı gerçekleşir normalde. Fakat o gün patlamanın ardından tamamen organize olmuş bir durum vardı. Patlamanın olduğu yere bizim de müdahalemizle suikastçılar üç ayrı yerden çalışmaya başladı. Bu keskin nişancıların da, nasıl nişancı olduklarını yaşamak ile anlatmak aynı değil. Emin olabilirsiniz, sizi istediği yerden vurabilir! Anlayacağınız organize bir şekilde çalıştılar. Geriye kalan tanklardan biri içimize girmek istedi ama o da gelemedi. Sonra iki hammer geldi. Patlamanın hemen ardından duvarlar yıkılınca bir boşluk oluştu hammer’ın biri 400 metre kadar içimize girdi. Daha sonra ona müdahale ettik. Mayınlı bir araçtı ve mayında patlamadı. Arkadaşlar düzeneği söktüler.

Sonrasında patlamanın olduğu alanda mevzilerin altında kalan, yıkılan evlerin altında kalan şehitlerimiz vardı. Yani işin açıkçası söylemek gerekirse 40 kişi civarındaydık ve o olaya müdahale eden kişi sayısı 7 veya 8 kişiydi. O hengamede, panikleyen ve geri çekilenler oldu. İşte Munzur yoldaşların grubu birde bizim bir veya iki arkadaşımız, cephe komutanımız ve yardımcısı vardı. Onlardan başka kimse kalmadı orada.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu