Dünya

ATİK: Kürdistanlıların demokratik örgütlenme hakkı meşrudur, engellenemez!

Almanya’da yaşayan Kürdistanlıların demokratik kurumlarına yönelik geçtiğimiz gün yapılan baskınları yaptığı açıklama ile kınayan ATİK, “Kürdistanlıların eylem ve örgütlenme hakkı meşrudur, yasaklanamaz” dedi.

H. Merkezi: Almanya’nın Nues kentinde bulunan Mezopotamya Yayınevi ve MİR Multimedia’nın merkezlerine yönelik İçişleri bakanlığının talimatıyla düzenlenen baskını örgütlenme hakkının engelleyemeyeceğini belirten ATİK, baskıların ve yasakların meşru mücadeleyi engelleyemeyeceğini söyledi.

Almanya devletinin saldırısına dair, “Kürtlerin kitap okumaları ve müzik dinlemeleri de engellenmek isteniyor” şeklinde yorumlayan ATİK, 8 Mart’ta yapılan baskınla, “Kürdistanlıların demokratik örgütlenmelerinin yürüyüş ve miting haklarının engellenmesine yeni bir halka daha eklendi” değerlendirmesinde bulundu.

Almanya devletinin Kürt kurumlarına dair yapılan saldırıları kınayan Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu’nun açıklamasının devamı şu şekilde:

Emekçi kadınların tüm dünyada özgürlük ve eşitlik hakları için mücadele ve dayanışma günü olan 8 Mart’ta, Almanya Federal İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla Neus’de bulunan Mezopotamya Yayınevi ve MİR Multimedia’nın merkezleri basılarak yüzlerce kitap ve müzik albümüne el konuldu. Almanya ve Türkiye Dışişleri Bakanları’nın 6 Mart günü görüşmelerinden hemen sonra bu operasyonların gerçekleştirilmesi tesadüfü değildir. Aksine Türk ve Alman devletlerinin gerici işbirliğiyle yapıldığının göstergesidir. Çünkü her dönem iki ülkenin dışişleri bakanlarının görüşmesinden hemen sonra mutlaka, Almanya’daki demokratik örgütlenmelere yönelik bu tür saldırılar gerçekleştirilmektedir.

Faşist Türk devletinin Efrin işgaliyle birlikte Almanya’da kamuoyu oluşturmak için her gün sokak eylemleri yapan demokratik kitle örgütlerinin başarılı çalışmalarının geniş kitleler içinde yankı bulması, Alman sermayesini rahatsız etmektedir. Efrin işgalinin başladığı güne kadar Türk devletine her türlü silahı satan Alman devleti, yaşanan katliamda direkt sorumludur. Faşist Türk Devleti, işgali gerçekleştirmeden önce, Rusya, ABD, Fransa ve Almanya’da yaptığı görüşmelerle Efrin işgalinin emrini almıştır. Bu görüşmelerden hemen sonra gerçekleştirilen işgale tüm emperyalist ülkeler destek vermektedirler. Bunun içindir ki; gerçekleştirilen bu işgali emperyalistler direkt destekleyerek, piyonları olan Türk devletinin arkasında durmaktadırlar. Dolayısıyla Efrin’de yaşanan işgalden ve katliamlardan direk sorumludurlar.

Alman Devleti, işgaldeki sorumluluğunun açığa çıkmasından kaynaklı oluşan kamuoyunu bastırmak için, demokratik kurum ve kuruluşlara yönelik saldırılarını genişletmektedir. Şimdiye kadar yüzlerce insana açılan davalar ve bunların bir çoğunun tutuklanarak yıllara varan cezaların verilmesi bunun bir sonucudur. NAVDEM, ATİK ve Anadolu Federasyonunun üye ve yöneticilerinin göz altına alınıp tutuklanmaları, en demokratik hak olan yürüyüş ve miting izinlerinin yasaklanması, izinli yürüyüşlere polisin saldırarak insanları darp etmesi ve göz altına alması bu anlayışın ürünüdür.

ATİK olarak; Alman devletinin başta Kürdistanlıların demokratik örgütlenmeleri olmak üzere, demokratik ilerici kurumların eylem ve örgütlenme haklarına yönelik yasakçı zihniyetini bir kez daha kınıyoruz. Faşist Türk devletinin 12 Eylül döneminden kalan kitapları, müzik albümlerini, gazeteleri yasaklama, yakarak imha etme, sahiplerine yönelik ağır cezalar verme kültürünün bir parçası olarak bugün Almanya’da gerçekleştirilmektedir. Mezopotamya Yayınevinin ve MİR Multimedia’nın basılmasını, kitap ve müzik albümlerine el konulmasını, Efrin işgaline verilen destek olarak görüyor ve bir kez daha kınıyoruz. Almanya’da faaliyet yürüten demokratik, ilerici örgütlenmelerin, faşist Türk devletinin Efrin işgaline karşı verdikleri mücadele meşrudur, engellenemez. Alman devletinin silahlarıyla Efrin’de her gün sivil insanlar katledilmektedir. Buna seyirci kalmamalı, dayanışmayı ve mücadeleyi büyütmeliyiz.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu