DünyaGüncel

Avrupa’da devrimci güçlerden açıklama: Ölümsüzlerimiz Bizi Uyarıyor!

Avrupa'da faaliyet gösteren devrimci, komünist güçler Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg’u katledilişlerinin yıldönümünde yaptıkları ortak açıklama ile andı.

DKP/BÖG, MKP, TKP-ML, TİKB, TKEP/L Avrupa Komiteleri tarafından yayımlanan ve Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg’un İzinde Devrim ve Sosyalizm Mücadelemiz Sürüyor! Ölümsüzlerimizin İzinde…” başlığıyla bir açıklama yayınlandı.

tkpml.com isimli internet adresinde yer alan açıklama, “Emekçiler, Yoldaşlar, Dünya Halkları, Spartakist devrimin üzerinden bir asır geçti.Ancak biz devrimci komünistler, Spartakist devrim önderlerinin, Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg’un Alman proletaryasına ve uluslararası proletaryaya yaptıkları önderliği bütün canlılığıyla bugün de yaşıyoruz.

Bilinçlerimiz Spartakist önderliğin Marksizmiyle, ruhlarımız onların devrimci cüretiyle dolu.” sözleriyle başlayan açıklamayarak, Spartakist hareketin içinde yükseldiği koşullarla bugün Türkiye’de, Ortadoğu’da ve genel olarak dünyada yaşanan koşullar arasında çok fazla benzerlikler olduğuna, Spartakist önderlerini anıtlaştıran “ölülerimiz bizi uyarıyor” manifestosunun bir asır öncesinden bugünün proleter devrimcilerine de seslendiğine dikkat çekildi.

“Ya emperyalist barbarlık ya sosyalizm!”

Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Spartakist devrimi, tıpkı bugün içinde bulunduğumuz gibi kapitalist emperyalizmin bir yeniden paylaşım savaşının içinde doğdu. Bugün bizler de hâlâ kapitalist emperyalizmin bitmeyen bunalımlarının yeni bir evresinde bulunuyoruz.

Bütün dünya; Uzakdoğu’dan Ortadoğu’ya, Afrika’dan Latin Amerika’ya kadar bütün dünya proletaryası ve emekçi halkları, topyekûn bütün insanlığı sömüren finans kapitalizmin daha fazla kâr, daha yoğun mülkiyet savaşının içinde…Milyonlarca insan bir avuç para babasının kâr hırsı uğruna kadın, çocuk ayrımı gözetmeksizin ölüyor, daha milyonlarcası ise yaşayabilmek için evlerini terk ederek kendilerine sığınacak bir yer arıyor.

Kapitalist emperyalizmin insanlık düşmanı bu talan ve soygun egemenliğine karşı proletaryanın tavrını ilk olarak Lenin ve onun takipçileri, Liebknecht-Luxemburg ve Spartakistler ortaya koydu: Emperyalist Savaşa karşı Devrimci Savaş… Ya emperyalist barbarlık ya sosyalizm!.. Emperyalizmin kana ve ateşe boğduğu dünyaya barışı ancak devrim getirecektir.”

“Proletaryanın barış politikası devrimdir!”

Sosyal demokrasinin ve oportünizmin esas olarak proletarya ve devrim düşmanı politikalarına karşı sınıf bilinçli işçilerin ve devrimci öncünün çok dikkatli olmasının devrimler tarihinin ve ülke devriminin önemli bir dersi olduğuna dikkat çekilen açıklamada, oportünizm ve sosyal demokrasinin işçi sınıfı içindeki etkileri gereği sadece proleter mücadeleyi saptırmakla yetinmeyecekleri aynı zamanda burjuvazi adına proleter devriminin ve onun öncü kadrolarının kanlı düşmanı oldukları ifade edildi.

Açıklama şu sözlerle devam ediyor:

“Nasıl Bolşevik devriminde Çarın alaşağı edilmesinden sonra sosyal demokratlar proletaryaya ve onun öncü partisine karşı savaş açtılarsa, Spartakist devrim de Kayser’in devrilmesi ardından, ilerleyen zamanlarda Nazilerle işbirliğine kadar varacak kertede proletarya ve devrim düşmanı kesilen sosyal demokratların bütün gerici egemen sınıflarla birlikte düzenlediği saldırılarla yenilgiye uğratıldı.

Yüzlerce komünist militan ve devrimci proleter düne kadar aynı parti içinde oldukları sosyal demokratlar ve oportünistlerce katledildi. Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg sosyal demokrat partinin başkanı ve Başbakan Friedrich Ebert’in talimatıyla katledildiler. Spartakist devrimi önderlerinin bizlere yönelttiği bir diğer uyarı devrim imkânının geliştiği koşullarda proletaryanın eylemini merkezileştirecek ve yönetecek öncü örgütün oluşturulmasında asla vakit kaybedilmemesidir.
Spartakistler, emperyalist savaş koşullarının ortaya çıktığı andan itibaren Alman sosyal demokratların burjuva işbirlikçisi politikalarına karşı bağımsız bir parti inşasını devrimin patlak verdiği ana kadar erteleme hatasına düştüler.”

“Türkiye devrimci komünist hareketi ölümsüzlerimizin izini takipten asla geri düşmedi. “

Açıklamada Spartakistler örneğinden hareketle Türkiyeli devrimcilerin çıkarması gereken derslere dair şunlar ifade edildi:

“Şimdi Türkiyeli devrimciler olarak bizler de emperyalist savaşın bölgedeki yoğunluğu itibariyle giderek derinleşen bir devrimci sürecin içine girmiş durumdayız. Yarınki süreçte, ’70 ya da Gezi Haziran’ı gibi bir kitlesel kalkışmayı devrime evriltecek bir öncü ve önderlik hattı kuramadığımız takdirde her tarihsel tekrarda olduğu gibi acı bir aşağılanmayla karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır.

Bugün Türkiye devrimci hareketi Dersim’den Adana’ya, Diyarbakır’dan İstanbul’a kadar çok geniş bir alan içinde örgütlü ve etkin olmasına karşın devrimci sol örgütlerin kendi içindeki dağınıklık ve koordinasyon eksikliği giderildiğinde ortaya büyük bir devrimci gücün çıkacağı açıktır.”

Birleşik Hareketin devrimci zorlamaları karşısında onlar da bazı makyajlara başvursalar da nihai olarak dünya ve ülke tarihinde varlığını devrimci kadroların ve devrimci halk muhalefetinin tasfiyesine adamış sosyal demokrat partinin, CHP’nin ya doğrudan organik bir bağlantısı ya da onun gölgesinde tahkim edici konumdan asla çıkmıyorlar.
Bize gelince; Türkiye devrimci hareketi sınıf ve kitle yönelimi ve örgütlenmesi açısından büyük zaaflar taşısa da onun tarihsel ve geleneksel avantajı devrimci atılganlığı ve inisiyatif üstünlüğüdür. Türkiye devrimci komünist hareketi Mustafa Suphi’lerden, Paramazlardan, Mahir’lere, Deniz’lere, Kaypakkaya’lardan Sarya’lara Aynur’lara kadar yüzyıllık bir tarihimiz içinde ölümsüzlerimizin izini takipten asla geri düşmedi.”

Açıklamanın tam metni için: Tıklayınız

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu