Gençlik

Erzingan’da gözaltı demek…

Ankara: Erzingan’da 8 Ekim günü Kobanê’yle dayanışma eylemi ardından gerçekleşen polis saldırısı ve çatışmalarda 7 kişi gözaltına alındı. Bayram için memleketine giden, Ankara Üniversitesi öğrencisi ve YDG okuru Taner Özer de polis saldırısında gözaltına alındı ve küfürler eşliğinde darp edildi. YDG okuru Taner Özer’in gazetemize yolladığı yazıyı, devletin uygulamalarını göstermesi için paylaşıyoruz.

 

Bir gözaltı deneyimi!

Dün (9 Ekim) saat 17.00’de Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin çağrısıyla Erzincan eski terminalin oraya gittim. Buradan Erzincan Cemevi’ne doğru basın açıklamasının yapılması için yürüyüşe geçtik. Yürüyüş bitikten sonra basın metni okundu ve oturma eyleminin ardından kitle dağıldı.

Daha sonra 2 akrep, bir kirpi ve çevik kuvvet saldırıya başladı. Kirpi üzerimize doğru gelince paniğe kapıldım ve bir bahçenin duvarından aşağı atladım ve burada saklandım. Ortalık sakinleşince oradan çıktım ve amcamlara doğru gitmeye başladım. Yakın bir markete gidip sigara almak istedim. O an orada 3 sivil aracın ve bekleyen 20 kişilik grubun polis olduğunu anlamamıştım. Tam geçerken beni yakaladılar ve “Seni tanıdık. Sen oturma eylemine ve basın açıklamasına katılmıştın. Bizi de az önce taşlayan yüzü maskeli grubun içindeydin” dediler.

Ben de “Demokratik bir eyleme ve basın açıklamasına katıldım. Madem legal bir eylem değildi neden yürüyüşe izin verdiniz? Polise taş falan da atmadım, ne havai fişek ne de başka bir şey… Ayrıca yol kapatma eylemine de dahil olmadım.” diyerek tepki gösterdim. Daha sonra ”konuşma lan!”  diyerek kolumu arkadan büküp üstümü aradılar. “Sizin ne olduğunuzu iyi biliyoruz. Madem Kobane için bir şey yapmak istiyorsunuz gidip orada geberin, bizi ne uğraştırıyorsunuz” deyip üstümü aradıktan sonra ensemden tutup gözaltı arabasına bindirdiler. Arabada dostça muhabbet havası yaratmaya çalıştılar. Nerede oturduğumu, öğrenci olup olmadığımı sordular.

Bu sorularını yanıtladıktan sonra “Ailende hiç siyasi tutsak var mı?” dediler, ben de “yok” diyince “ilk sen olacaksın” diyerek tehditler savurdular. Ben de “Sizinle daha fazla konuşmak istemiyorum. Benim bir suçum yok. Demokratik eylemlere katılmak suçsa gidip yatarım. Bu da ne kadar demokrat bir iktidarımız olduğunu gösterir” dedim. Daha sonra cinsiyetçi küfürler edip “Ulan it, seni insan yerine koyup  konuşmaya çalışıyoruz” diyerek yumrukla boynumun arkasına vurdu. Sonra iki sivil polis birlikte kafama yumrukla vurdular.

Karakola geldikten sonra muamelenin en berbatını burada gördük. Herkes bağırarak, küfür ederek bize emir veriyordu. Tuvalete gitme isteğimiz bile reddediliyordu. Benle birlikte 3 kişiydik gözaltı odasında. Sonradan dört kişi daha geldi yanımıza. Avukatımız Sezai Tunçbilek geldikten sonra yumuşamaya başladılar. Ardından hepimizi hastaneye götürdüler.

Herkese ayrı ayrı darp edilip edilmediğimiz soruldu. Darp edilenler darp edildiklerini söylediler ancak hiçbir işlem yapılmadığı gibi raporlara da “bir şeyi yoktur” yazdılar. Buradan Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldük ve saatlerce keyfi olarak bekletildik. Tuvalete gitmemiz bile oyalanıyor, su verilmiyor ve gözaltındaki haklarımız verilmiyordu. Telefonla görüşme hakkımız saatlerce engellendi ve reddedildi.

Daha sonra saat 18.00’de gözaltına alınmışken, saat 22.00’de avukatımızla görüşebildik ve 23.00’te ifadelerimiz alınmaya başlandı. Sordukları sorularda bir sürü suç üstümüze yıkılmaya çalışıldı ve hepsini reddetmemize rağmen, en son olarak TMŞ’de nasıl gözaltına alındığımıza dair yalan yanlış bilgiler imzalatılmaya çalışıldı.

İmtina edince de “Zaten hepinizi camide namaz kılarken aldık” dediler. İfade verirken gözüme çarpan bir nokta da polislerin Erzincan Özgür Gelecek Gazetesi’nin Facebook hesabında arkadaş olarak ekli olduğu ve “Çağdaş” ismini kullandığı ve profil resminde İbrahim Kaypakkaya resmi olduğu gördüm. Bizi ifadeye çağrılırken buradan Facebook bilgilerimizden yola çıkarak bizi sorguladıklarını imza atarken gördüm.

En son olarak bizi adli tıpa götürüp buradan parmak izimizi aldıktan sonra fotoğrafımızı çektiler. Daha sonra hastaneye götürüp son bir tetkik yapıldıktan (tabii burada da darp edildiğimizi belirttik yalnız yine bir şey yapılmadı) 6 kişiyle birlikte serbest bırakıldık. Bir arkadaş yine devletin keyfi uygulamalarına maruz kaldı ve geceyi nezarette geçirdikten sonra savcılığa sevk edildi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu