Manşet

“Bizim halimizden devlet anlamıyor!”

İstanbul: 70 küsur günlük bir direniş. Çorlu’da 2007 yılından itibaren Avrupa Serbest Bölgede faaliyet gösteren Daiyang-Sk metal fabrikasında Birleşik Metal-İş’te örgütlü olan işçiler sendikayla aldıkları kararla fabrikada greve çıkıyor. 14 Kasım’dan bugüne işçiler grevde ve haklarını arıyor. 120 işçiyle greve çıkan sendika bu süreçte birçok eylem gerçekleştirdi. Ve gerçekleştirdiği son eylemde polis saldırısına maruz kaldı. Yani her zaman olduğu gibi polisin copu biber gazı egemenler yanından havaya kaktı ve işçiye indi, işçiler darp edildi.

Şu an işçiler Çorlu’da Cumhuriyet Meydanı’nda direnişte. Avrupa Serbest Bölge’ye işçilerin bile kartla girebildiklerini bu yüzden direnişe kimsenin gelemeyeceğini, şuan grevde oldukları için kendilerinin de kartları olmasına rağmen içeri giremediklerini, birde Çorlu halkının direnişi gündemlerine taşıyabilmek için meydanda olduklarını ifade ediyorlar.

Özgür Gelecek gazetesi olarak direniş çadırını ziyaret ederek röportaj gerçekleştirdik.

Fabrikada kaç yıldır sendikal mücadele var?

Bayram Balıkçı: 2 yıldır. 2010’dan beri bu fabrika da çalışıyorum. Ben fabrikaya girdiğimde taşeron olarak girdim, fabrikanın sendikaya karşı mücadelesi kırmak için işe aldılar, ama ben sendikaya üye olduğum için onların bu oyunu da boşa çıktı. Sürekli mücadele içerisindeyiz bu sendikalaşma sürecinde 17 arkadaşımızı işten attılar. Sendika bunların davasını sürdürdü. 4 ay önce işe iade davaları kazanıldı. Bu süreçte sendika da yetki kazandı fabrikaya girdi.

Toplu iş sözleşmesi ve bu süreçte yaşananlardan biraz bahseder misiniz?

Sendika toplu sözleşme için görüşme yapıyordu. Fabrikaya talebi %6 zamdı. “Bize servisiniz var sosyal sigortanız yatacak yemek var, bundan iyisi can sağlığı” dediler bize, biz de kabul etmedik.

Grev sürecinden bahseder misiniz?

Greve başlamadan önce ilk önce grev izini alındı fabrikadan, farika buna itiraz etti daha önce de fabrika iş koluna itirazda bulundu sonra fabrika iş koluna itiraz etti metal fabrikası değiliz diye zaman kazanmak için ama onu da kazandık. Sonra toplu iş sözleşmeleri için masaya oturduk onda da anlaşamadık. Sürekli eve tehdit mektupları gönderiyorlardı. 14 Kasım’dan itibaren greve başladık bugün 72. gün fabrikanın fabrika bu sürede çok şey yaptı kaçak işçi çalıştırdı, taşeron işçi çalıştırdı. bu işçiler Türkiye’ye turist vizesiyle getiriliyor işçi olarak getirilmiyor çünkü işçi olarak gelmeleri yasak kaçak olduğu için biz bunu protesto ettik. Orda polislerin saldırısına maruz kaldık çok şiddetini gördük polisin 2 ay önce iş bakanlığına başvurmamıza rağmen gelmedi. İş Bakanlığı Mühendisleri iki üç saat sonra geldiler suçüstü yakaladılar kaçak çalışan Koreli işçileri.

Polisin saldırısını nasıl yorumluyorsunuz?

Biz sadece kaçak işçilerin orda çalışmasına karsı eylem yaptık orda polisler bize saldırdı. Orda yasadışı bir şey yapıyorlar biz buna karşı çıktık birçok arkadaşımız yaralandı. Orda haklı olan bizdik bize dayak attılar. Koreli işçiler 15 tane taşeron işçi kaçak bir şekilde getirildiler. Biz eylemi sona erdirdik amacımıza ulaştığımız için müfettişler geldi çünkü ve tespit yapıp tutanaklarını tutmuşlardı. Daha iki gün geçmeden kaçak işçilerin çıkardıkları mallar satılıyordu bu da yasal değildi. Yine devlet göz yumdu buna yine polisler göz yumdu buna ama biz buna göz yumamazdık biz gittik yine oraya çünkü burada hak mücadelesi veriyoruz polis jandarma çevik kuvvet gelmişti. Biz korkmadık onlardan onların önünde durduk ve yine polis saldırısına maruz kaldık. Nedense bunlar hep patronun yanında oluyor. Biz o malları çıkarmalarına engel olamadık ama biz orda yine de sesimizi duyurmaya devam ettik. Çünkü biz sustukça onlar devam edecekti belkide fabrikayı komple kaçak işçi ile dolduracaklardı o zamanda bizim hak hukuk kazanmak diye bir şey olamazdı. Polis bizim karşımızda, savcı bizim karşımızda çünkü çok yavaş ilerliyor süreç, onlar üretimi yapıp satıyorlar bizim başvurduğumuz müfettişler gelene kadar 3 ay geçiyor. Bizim illegal iş yaptığımızı söylediler ama içerdeki illegal işlerden kimse bahsetmiyor.

Şuan yaptığınız açlık grevinden bahseder misiniz?

bayram balikciŞu an 3. günündeyiz dönüşümlü yapıyoruz açlık grevini. Eğer süreç böyle devam ederse ölüm orucuna başlayacağız. Bir yandan açlık grevini sürdürüyoruz bir yandan imza kampanyası topluyoruz Çorlu halkının %70i işçi olduğu için bizi anlayacaklarını düşünüyoruz.

Topladığınız imzaları ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Bu imzaları Çalışma Bakanlığına göndereceğiz. Çünkü süreç çok yavaş işliyor bakanlıklar biraz daha görevlerini yapsınlar istiyoruz.

Direnişle ilgili ne düşünüyorsun?

Direniş çadırına ilk defa girdim daha önce görüyordum ama dışarıdan bakıyordum. Bu direniş bana çok şey öğretti. Bir yaş büyüdüm belki on yaş büyüdüm. Ben buraya girince direnen tarafın ne çektiğini gördüm ezilmenin ne olduğunu öğrendim direniş ruhunu gördüm. Ben açıkçası sosyalist oldum devrimci oldum çünkü haksızlıklara karsı susmuyoruz. Bir okul gibi dışarıdan bakıldığı gibi değil bunu yaşamak gerekiyor. Benim yanıma herkes geliyor oturuyor dışarıdan bir sarhoşta geliyor hiç tanımadığım biri de geliyor bizim halimizden onlar anlıyor ama devlet anlamıyor bu yüzden ben buradan çok şey öğrendim.

 

Siz biraz bu süreçten ve direniş hakkındaki düşüncelerinizden bahseder misiniz?

Gültekin Varol: Daiyang-Sk Metal fabrikasında 1,5 yıldır çalışıyorum. Bu sendikaya üye olmadan önce ben hakkımı aramayı bilmiyordum. Zaten orda yukarı gittiğimizde haklarımızı alamıyorduk isteyemiyorduk. Adam işine gelmiyorsa çık diyordu. Arkadaşların arasında bir örgütlenme oldu. Sendikaya üye olduk ve toplu sözleşme için mücadele ettik ama işvereni ikna edemedik. Arkadaşlarla çıkış ve yemek saatlerinde protestolar yapıyorduk, yemekhaneye giderken alkış çalmak gibi. Greve çıkıp yasal hakkımızı kullandık ama kaçak işçi getirip, bizim işimizi onlara yaptırıyorlar. Biz de bu kaçak işçilerin gönderilmesi için iş yerine gittik patrona sesimizi duyurmak için hakkımızı almak için. Polisle karşılaştık bizim vatanımızın askeri, polisi, jandarması hakkımızı aradığımız için bize coplarla kalkanlarla saldırdı. Biz sadece o malları çıkartmamak için oraya gittik. Arkadaşlarımız yaralandı. Biz engel olmaya çalıştık ama onlar yine de malları çıkardılar. Kanunlar bir tek işçiler için mi uygulanıyor biz hakkımızı aradığımız için mi polisler her zaman bize saldırdı coplarla. Sivil polis orda işvereni korumak için. Bizim elimiz kolumuz bağlı hiçbir şey yapamıyoruz. Yasadışı bir şey olmasına rağmen biz saldırıya maruz kaldık. Biz sadece slogan atıp işverene sesimizi duyurmaya çalıştık bu ülkede işçi hakkını arayamıyor hakkını aradığı zaman polis devlet kısıtlıyor. Bizde bu devletin vatandaşıyız bunlar neden yapılıyor.

 

{youtube}http://www.youtube.com/watch?v=sPf2DaLy-Gc{/youtube}

 

{youtube}http://www.youtube.com/watch?v=3zHKYbUyPDo{/youtube}

 

{youtube}http://www.youtube.com/watch?v=vf05p2GGbrc{/youtube}

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu