Güncel

Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı: Kayyım zulmü bitti

HDP'nin kayyımdan geri aldığı Amed'in yeni Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık, 31 Mart seçimleri ile 2 buçuk yıldır halka edilen zulüm ve eziyetin bittiğini belirterek, “Halkımız önümüze bir görev koydu. Bizimde ilk işimiz biriktirdiğimiz birikimlerle çıtayı daha fazla yükseltmektir."

H. Merkezi: Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık, 31 Mart seçimleri ile 2 buçuk yıldır halka edilen zulüm ve eziyetin bittiğini belirterek, “Halkımız önümüze bir görev koydu. Bizimde ilk işimiz biriktirdiğimiz birikimlerle çıtayı daha fazla yükseltmektir. Daha fazla kadına ulaşmak daha fazla kadını söz, yetki, karar sahibi yapmaktır. Eşbaşkanlıkta bunun bir izdüşümüdür” dedi.
İlan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 1 Kasım 2016 tarihinde Amed Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyım, dün gerçekleştirilen yerel yönetimler seçiminde halkın oylarıyla geri gönderildi. Amed Büyükşehir Belediyesi’ne seçilen Halkların Demokratik Partisi (HDP) eşbaşkanlarından Hülya Alökmen Uyanık, seçimleri değerlendirdi.
Seçim kampanyalarının 2 buçuk ay sürdüğünü belirten Hülya, kampanyanın ilk turunda 17 ilçede tanım gerçekleştirdiklerini, ikinci turda ise halk buluşmaları, köy ve esnaf ziyaretleri gerçekleştirdiklerini söyledi. Hülya, halka dokunmak için ellerinden geleni yapıp, çalışmalarını sonlandırdıklarını kaydetti.
“Amaç Kürt halkının kazanımlarını bitirmekti”
Amed politik bir kent olduğunu ifade eden Hülya, “HDP’nin özellikle kayyım atanan yerleri kazanmak ve büyük metropollerde AKP-MHP ittifakına kaybettirme politikası, halkta karşılık buldu. Tabi bunun yanında devam eden açlık grevleri vardı. Tecridin kırılması için ortaya konan mücadelede görülüyordu. Bunun yanında da özellikle gençlerin ve kadınların ekonomik anlamda yaşadığı sıkıntılar vardı. Bize en çok gelen taleplerden biri iş imkânından çok gelen kayyımları göndermek, gönderdikten sonra da belediyeleri nasıl birlikte yönetebiliriz tartışmaları oldu” diye konuştu.
“Çözüm süreci” sonlandırıldıktan sonra toplumun nasıl bir cendereye alındığını görmek gerektiğini ifade eden Hülya, basın ve yargının nasıl tek sese evrildiğine dikkat çekti.
Hülya, “Özellikle 15 Temmuz’da darbe gerekçe gösterilerek 20 Temmuz’da yürürlüğe konulan OHAL’den dolayı insanlar bir gecede işsiz kaldılar. Kadın kurum ve dernekleri, insanlara yardım eden dernekler kapatıldı. Eş genel başkanlarımız, belediye eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz tutuklandı.
Amaç Kürt halkının yıllardır elde ettiği kazançları bitirmekti. Ardından belediyelere kayyım atandı. Belediye meclisleri feshedildi. Tamamen bir bürokratik sistemle yerel yönetimlerin ruhuna ters bir şekilde kenti yönetmeye çalıştılar. Yerel seçimlere girdiğimizde asıl olarak halkın emanetini halka geri vermekti. Parkların, sokakların ve caddelerin isimleri değiştirildi, heykeller ve anıtlar yıkıldı, belediyelerimizin bütün taşınmaz malları hizmet binası dışında yandaş derneklere devredildi. Bunun bir şekilde tersine çevrilmesi gerekiyordu” ifadelerini kullandı.
“Halka yönelik zulüm ve eziyet son buldu”
Halkın 2 buçuk yıldır belediye binalarına giremediğini kaydeden Hülya, binaların etrafındaki polis ve bariyerlerin bir iticilik yarattığını söyledi. Kayyımların artık miadının dolduğunu kaydeden Hülya, halka edilen zulüm ve eziyetin bir şekilde son bulması gerektiğini, bu seçimlerin de buna vesile olduğunu belirtti.
Eşbaşkanlık sistemine yönelik saldırılara da değinen Hülya, şöyle devam etti: “2014 yerel seçimleri ile birlikte hayata geçirdiğimiz projemiz, kayyımların marifeti ile yarım kaldı.
Önce kadın kurumları sonra eşbaşkanlık sistemi hedef alındı. Sudan gerekçelerle kadın eşbaşkanlarımız 20-30 yılla yargılandı. Tüm egemenler tüm sistemler her zaman ilk önce kadınları hedef alır. AKP’nin siyaseten kadına bakış açısı, aile merkezli çocuklarına bakan, ailesine hizmet eden, kaç çocuk yapacağı, toplumda nasıl hareket etmesi gerektiğini belirten bir bakış açısı var. Bizim kadın bakış açısı ile tamamen terstir. Bizimde ilk işimiz biriktirdiğimiz birikimlerle çıtayı daha fazla yükseltmektir. Daha fazla kadına ulaşmak daha fazla kadını söz, yetki, karar sahibi yapmaktır. Eşbaşkanlıkta bunun bir izdüşümüdür.”
Seçim sürecinin demokratik bir zeminde yürütülmediğini söyleyen Hülya,
 “HDP ulusal medya da hedef gösterildi. AKP sadece kendisine oy verenleri ‘yurtsever’ olarak görüyor. Belediye başkanlarının topluma ne vaat ettiklerini göremedik. AKP-MHP ittifakı ve İçişleri Bakanı konuştu, gerginlikler yaşatıldı. Toplumda gerginlik ve kutuplaştırma oluşturuldu. ‘Beka sorunu var’ denildi. Aslında AKP 2010 yılından itibaren bir sistem değişikliğine gittiği için yaptığı seçimlerde kendini onaylatmaya çalışıyor.
Parlamentonun durumu ortada, partili cumhurbaşkanının nasıl işlediği, dışarıdan atanan bakanların Türkiye’nin yaşadığı sorunlara, sıkıntılara nasıl çözüm olmadığı ile ilgili tıkanmışlıklar, siyasi kriz ortadadır. Ayrıca bunların yanında eklenen ekonomik sıkıntılarda kendi aleyhine dönsün istemiyor. Hem polisiye hem de başka yöntemlerle engel olmaya çalıştı” dedi.
Hülya, son olarak tüm seçmenlere şu mesajı iletti: “Halkımızın uzun yıllardır barış, kardeşlik talebi, beraber yaşama talebi var. Halkımızın bize verdiği görevi destek olarak önümüze koyan bir görev var. Uzun yıllardır verdiğimiz mücadeleyi ve halkın özgürlük talebini ilerleteceğiz. Halkımıza teşekkür ediyor, saygı ve selamlarımızı iletiyoruz.”
Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu