Galataport işçilerinin direnişi 4. günde kararlılıkla devam ediyor. Karaköy’de yapımı devam eden Galataport’ta, DİSK Dev Yapı İş üyesi işçiler, patron tarafından işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine uymadıkları ve sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılmıştı. Şantiye önünde direnişlerini sürdüren işçiler, işimizi geri istiyoruz pankartı asarak, “İnşaat işçisi köle değildir, Zafer direnen emekçinin olacak” sloganlarıyla Galataport yönetimi ve taşeron olarak çalıştıkları Met Mühendislik firmasını teşhir ettiler.
İşten atılan işçilerden Veysel Çelik, 6 ay önce sendikadan arkadaşlarının maske dağıtmaya geldiğini belirterek, ” Bizler de dağıtılan maskeleri aldık. İçeri girdiğimizde sizin Disk’le ne işiniz var Burası önemli bir projedir. O günden sonra mobbingler başladı. Paramızı geciktirdiler. 11 aydır çalışıyoruz; bir ayakkabı almadılar. Bir senedir burada çalıştık; iki defa eldiven alamadılar. Hakkımızı, işimizi alana kadar buradayız!” dedi.
Çelik’in ardından patron tarafından işten atılan bir diğer işçi Sedat Kaya da şunları söyledi: Öncelikle buradan, Ankara’ya yürüyen maden işçilerine de selam olsun. Bizler 4 işçi olarak Galataport’un önünde direnişe başladık. Nedeni de şudur; Bundan 4-5 ay önce sendikadan gelen arkadaşlarımız maske dağıtırken, kameranın önünde görüldük.Bizi çağırarak ne işiniz var bunlarla dediler. O günden sonra biz bunların gözüne batmaya başladık ve bu andan itibaren bize mobbing uygulamaya başladılar. İçme suyumuzu kestiler. Yırtılan ayakkabılarımızın yerine yenilerini vermemeye başladılar. Geciken maaşlara karşı bizim isteklerimiz oldu. Bunu her söylediğimizde bize kapıyı gösterdiler. Daha sonra bizi nasıl işten çıkaracaklarını düşünmeye başladılar. Pusuda bekliyorlardı; çay içtiğimizde baretlerimizi çıkarıyorduk. Düşünceleri bu şekilde fotoğraflarımızı çekip işten atmaktı. Onlar bizi düzmece oyunlarla işten attılar. İnşaat işçisi köle değildir.”
Son olarak söz alan DİSK Dev Yapı İş Sendikası Genel Başkanı Özgür Karabulut ise “Arkadaşlarımızın birçoğu 2020 yılının Ekim ayından beri sendikamıza üyedir. Pandemi döneminde şantiye önünde dağıttığımız bildirilerden sonra arkadaşlarımıza baskı uygulanmaya başladı. Sendikayla birlikte yol yürünmemesi noktasında uyarılarda bulundular. Bu süreçte maaşların gecikmesine; uzun yemekhane kuyruklarına; KKD malzemelerinin değiştirilmesine yönelik arkadaşlarımızın talepleri oldu. Bunları da yaptılar, değiştirdiler ve uzun yemek kuyruklarını ortadan kaldırdılar; ama bir avuç işçinin, bunların değiştirilmesi, güç olarak ortaya çıkmaması için şantiye yönetimi ve taşeron firma yetkilileri, bu direnişi, sendikal mücadeleyi kırmak istiyorlardı. İşçilere sürekli baskı uyguluyorlardı. En son noktada arkadaşlarımızı “İş Sağlığı ve İş Güvenliği” uymadıkları gerekçesiyle işten çıkardılar. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Bunları bahane olarak sundular ve 4 arkadaşımı işten çıkarıldı. Bizler yaşamak ve yaşatmak için örgütleniyoruz. Sendikal örgütlülüğün içeride ne kadar önemli olduğunu dün burada yaşanan bir kazadan da gördük. gerekli önlem alınmadığı için bir işçi trafo patlamasından yaralandı. Şu an hastanede tedavi ediliyor. İçeride insanca çalışmak istiyorsak; şantiyelerde hakkının devam etmesini istiyorsak örgütlü olmalıyız!” ifadelerini kullandı.
