GüncelManşet

Cizre katliamında 31 suç duyurusuna takipsizlik: Kimyasal iddiaları incelenmedi bile!

H. Merkezi: Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında başlatılan operasyonlar sırasında 3 binanın bodrum katlarında yakılarak öldürülen 150’ye yakın kişi için Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurularının 31’i takipsizlik ile sonuçlandı. “Hukuka uygun gerekçelerin mevcut olduğu” gerekçesiyle verilen takipsizlik kararını değerlendiren Avukat Nevroz Uysal, açılan soruşturmalarda failleri bulmak yerine var olan suçu meşrulaştırma çabası içerisinde olunduğunu vurgu yaptı.

 

‘Cenazelerin çok dağınık bulunduğu iddia ediliyor’

dihaber’e konuşan Uysal, bodrumlarda öldürülen 35 kişinin halen kimliğinin tespit edilmediğini hatırlatarak, yasağın kaldırılmasının ardından savcılığın 244 soruşturma dosyası açtığını söyledi. Hazırlanan olay yeri inceleme raporlarına değinen Uysal, “Bodrumlar mahsur kalan yurttaşların canlı yayınlar esnasında bulundukları nokta ve sayıları hakkında bilgi verdi. Olay yeri inceleme raporlarında ise cenazelerin çok dağınık bulunduğu iddia ediliyor. Bazı cenazelerin parçaları birbirinden uzak mesafelerde bulunmuş. Bir cenazenin parçaları aynı adreste bulunulması gerekir” dedi.

 

Kimyasal iddiaları incelenmedi

Soruşturma dosyalarında sadece emniyet mensuplarının, cenazeleri bulduklarını iddia ettikleri yerlere dair belgenin olduğunu belirten Uysal, soruşturmanın kriminal bir dil ile yapıldığını kaydetti. Yaşamını yitirenlerin vücutlarındaki yanma ve tahribat nedeninin araştırılmadığını vurgulayan Uysal, kimyasal iddialarının da incelenmediğini dile getirdi.

 

‘Amaç herkesi örgüt üyesi olarak göstermek’  

Takipsizlik kararının temel gerekçesinin, öldürülen kişilerin hepsinin “örgüt üyesi” gibi gösterilmesinden kaynaklandığını ifade eden Uysal, “O bölgeden çıkmaya çalışan siviller, 14 yaşındaki çocuk, 50 yaşındaki dede, evi orada bulunan veya orada misafir olan öğrenci dahil herkesin örgüt üyesi olduğu iddia ediliyor. Çatışan ve sivil ayırımı yapılmamış. Orada bulunan herkes isim isim biliniyordu. Sanki soruşturmanın temel amacı bu kişilerin örgüt üyesi olduklarının kanıtlanması üzerine hazırlanmış” dedi.

 

‘Olmayan deliller yaratılmış’

Olay yeri incelemenin yasalara uygun yapılmadığını ve delillerin yok edildiğine dikkat çeken Uysal, “Devlet hep aynı refleks içerisinde. Olmayan deliller yaratılmış. Gizli tanıkların ifadeleri kesinlikle ciddiye alınamaz. Bu gizli tanıklar nasıl yüzleştirilecek. Teşhis kesin delil olarak görülmez. Uluslararası alanda oluşacak herhangi yasal sorun için bu ölümlerin üstü böyle kapatılamaz. Bu kadar hızlı bir şekilde takipsizlik kararlarının verilmesindeki temel etken, dosyaları gündemden düşürmektir” diye konuştu.

 

‘Buradaki tüm insanların yaşam hakkı ihlal edilmiştir’

Ölümleri “meşru müdafaa” temelinde göstermenin doğru olmadığını söyleyen Uysal, kararlarda yer alan “orantılı güç kullanıldı” ibaresi hakkında, “Orada çıkan yangınlar güvenlik güçlerinin attığı toplar neticesinde mi oldu? Yoksa farklı durumlar mı var? Göz ile görülen yangın neden söndürülmedi? Savcılık bu yangınlar hakkında neden bir açıklama yapmadı? Orantısız güç ile yargılamanın önüne geçilmiştir. Buradaki tüm insanların yaşam hakkı ihlal edilmiştir. Oysa devletin yegane görevi vatandaşını korumaktır. Örgüt üyesi olsa dahi, devlet o kişiyi sağ yakalamaya çalışmalıdır. Orantılı güç ise neden bir insan bile yaralı yakalanmadı? Neden cenazelerde 10’larca kurşun girişi var?” diye sordu.

 

‘Sistematik planın parçası’

Cizre’de yaşananların sistematik bir planın parçası olduğunu söyleyen Uysal, “Olay yerine giden savcılar, olayı gerçekleştiren askerler ve komutanlar FETÖ’den tutuklandı. Bu olaya FETÖ kılıfı giydirilemez” diye konuştu.  

 

‘Tebliğleri mutlaka avukatlara ulaştırmaları gerekir’

Takipsizlik kararlarına itirazlarının devam ettiğini dile getiren Uysal, “Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) götürdüğümüz dosyalar var. Savcılık itirazın önüne geçmek için takipsizlik kararını avukat yerine ailelere tebliğ ediyor. Tüm ailelerin kendilerine ulaşan tebliğleri mutlaka avukatlara ulaştırmaları gerekir” çağrısında bulundu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu