Güncel

Cumartesi Aneleri | Devletin gözaltında kaybetme politikalarının örneği

Cumartesi Anneleri 843. hafta açıklamalarını, 41 yıldır cezasız bırakılan 41 yıllık Cemil Kırbayır dosyası için adalet istedi.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetlerini sormak ve faillerin yargılanması için mücadele yürüten Cumartesi Anneleri 843. hafta açıklamasında, 41 yıldır cezasız bırakılan Cemil Kırbayır dosyasının kapatılma girişimine karşı adaletin sağlanması istedi.

Kayıp yakınları, kaybedilen evladı Cemil bir gün geri döner diye evinin kapısını açık tutan Berfo Ana’nın mirasını sahipleneceklerini, yargı kararı ne olursa olsun kayıpları aramaya devam edeceklerinin altını çizdi.

Covid-19 salgınından kaynaklı bu hafta da online düzenlenen basın açıklamasında ilk olarak Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır söz aldı. 843 hafta boyunca kayıp yakınları olarak itirazlarını, dertlerini, alanlarda, meydanlarda yetkililere duyurmaya çalıştıklarını hatırlatan Kırbayır, “Dedik ki, devletin gözaltında kaybetmesi bir insanlık suçudur. Bu yetmiyormuş gibi yine devletin resmi görevlileri tarafından işkenceyle yaşamına son verip, cesedi de bu kişiler tarafından ortadan kaldırılması bir vahşettir” ifadelerini kullandı.

Yürüttükleri mücadeleler sonucu Meclis’te kurulan İnsan Hakları Komisyonu’nun Kırbayır için hazırladığı raporun Kars Savcılığı’na gönderildiğini, savcılığın dikkate almadan zamanaşımını uygulamak için Yargıtay’a müracaat ettiğini, Yargıtay’ın da dosyayı kapattığını anımsatan Mikail Kırbayır, şöyle devam etti:

“Adına aldanıp da 41 yıldan bu yana davacı sandalyesine oturduğum adalet, içimdeki sesin isyanı vardır. İşiten, duyan, bilen bütün vicdanların itirazı vardır. Devlet bir insanın yaşamından sorumludur, onun için vardır. Devletin kendisinin bireyin yaşamına son verip, akıbetini oldu bittiye getirmesi zamanaşımı değil, vahşet; insanlığa karşı işlenen suçtur. Siz kapatsanız da bizler bu davamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Kardeşlerimizin, yakınlarımızın mezarları bulunana kadar mücadele edeceğiz.”

Cemil Kırbayır davasının avukatı Eren Keskin, gözaltında kaybetmelerin bir devlet politikası olduğunu dile getirdi. Türkiye’de çok eski yıllara dayanan bu politika nedeniyle, TC.’nin Birleşmiş Milletler Zorla Kaybetmelere Karşı Sözleşmeyi imzalamadığına dikkat çeken Keskin,

“Zamanaşımı bu dosyalarda işletilmeye devam ediyor. Cemil Kırbayır dosyasına birçok delil olmasına rağmen Türkiye’de bugüne kadar ilk kez Meclis İnsan Hakları Komisyonu tarafından, ‘gözaltında öldürüldüğü kanısına varılmıştır’ diye rapor yazıldı. Dönemin başbakanının ailelere verdiği sözlere rağmen hala takipsizlik kararı beklemekte. Maalesef bu bir devlet politikası olarak devam ediyor ve Cemil Kırbayır dosyası da bir örnek” dedi.

Meclis Araştırma Komisyonu üyesi olan dönemin İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, o yıllarda çok önemli çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Komisyonun Cemil Kırbayır ve birçok faili meçhulün ortaya çıkarılması yönünde raporlar hazırladığını dile getiren Soysal, “İnsanlar işkencede ve muhtelif yerlerde gözaltında kaybolmuştur. Onları bulmak devletin görevidir. Komisyonu’nun Cemil Kırbayır üzerine hazırladığı raporun kenara itilmemesi, yeniden değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.

Komisyonun bir diğer üyesi olan dönemin İzmir Milletvekili Erdal Kalkan da yaptıkları araştırmalar sonucu Cemil Kırbayır’ın işkencede hayatını kaybettiğini öğrendiklerini söyledi. Kalkan, şöyle devam etti: “Cemil Kırbayır işkence edilerek öldürüldü. Darbe dönemlerinde, otokratik düzenlerde bu tip olaylar sık sık yaşanmakta; hukuk yok, adalet yok, insan hakları yok. Bu nedenle bu acı olayı hatırlamaktan üzüntü duyarım.”

Cumartesi Anneleri 843. hafta basın metnini gözaltında kaybedilen Agit Akipa’nın kızı Suzan Akipa okudu. Akipa, Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Mayıs ayı içinde dosyayı karara bağlayacaklarını açıkladığını belirtti ve hukuk normları içinde hareket edilemezse suçun faillerinin, sorumlularının cezasızlık politikasıyla ödüllendirileceğini kaydetti.

“Oğlum gelirse” diye kapısını hep açık tutan Berfo Ana’nın mirasına sahip çıkmanın, yargı kararı ne olursa olsun kayıplarıı aramaya devam etmek olduğunun altını çizen Akipa, “Kaç yıl geçerse geçsin; Cemil Kırbayır için, tüm kayıplarımız  için, adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 144 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekanımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu