Güncel

Cumartesi Anneleri 713. hafta: Hayrettin Eren nerede?

Cumartesi Anneleri’nin 713. hafta eylemi bu hafta da yoğun polis ablukası altında yapıldı. 713. haftada gözaltında kaybedilişinin 38. yılında Hayrettin Eren’in akıbeti soruldu.

İstanbul: Bu haftaki Cumartesi Anneleri eylemi öncesi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube’sinin bulunduğu sokak polis ablukasına alındı. Bu haftaki açıklamaya HDP Eşgenel Başkanı Pervin Buldan, HDP İstanbul milletvekili Zeynel Özen ve CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katılarak destek verdi.

Cumartesi Anneleri adına basın açıklamasını Sebla Arcan okudu.

Hayrettin Eren’in akıbetini açıklayın!

Sebla Arcan 700. Haftadan itibaren yasaklanan ve Galatasaray Meydanı’na yapılması engellenen Cumartesi eyleminin yasaklanması hakkında “14 haftadır bu taleplerimizi Galatasaray’dan dile getirme hakkımız, barışçıl toplanma özgürlüğümüz hukuksuz bir biçimde engelleniyor. Devleti yönetenlerin hukuka savaş açtığı bir ortamda uluslararası sözleşmelerden, Anayasa’dan ve yasalardan doğan haklarımız yok sayılıyor. Gücün zorbalığı karşısında susmamız adalet talebimizden vazgeçmemiz isteniyor. Haklılığımızdan aldığımız güçle susmayacağız, Kayıplarımızın izini sürme kararlığımızdan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Arcan 38 yıl önce İstanbul Gayrettepe Karakolu’nda gözaltına alınan ve o tarihten itibaren kendisinden haber alınmayan Hayrettin Eren hakkında “12 Eylül Askeri Darbesinin ardından 26 yaşındaki Hayrettin Eren hakkında arama kararı çıkarıldı. 21 Kasım 1980 tarihinde babasına ait 34 F 6798 plakalı otomobille evden ayrılan Hayrettin, bir arkadaşı ile buluşmak üzere Saraçhane Haşim İşcan Geçidi’ne gitti. Orada arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Önce Karagümrük Karakolu’na ardından da aynı operasyonda gözaltına alınan 8 kişi ile birlikte Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube’ye götürüldü. Gayrettepe’ye giden anne Elmas Eren, Hayrettin’in gözaltına alınırken kullandığı otomobili Siyasi Şube’nin bahçesinde gördü. Ancak oğlunu soran Elmas Eren’e ‘gözaltında böyle biri yok’ cevabı verildi” bilgilerini verdi.

Eren ile birlikte gözaltına alınan 8 kişinin Eren’in kendileriyle birlikte gözaltına alındığını doğruladığı bilgisini veren Arcan buna rağmen Eren’in ailesine her defasında “gözaltında böyle biri yok” cevabının verildiğini belirtti.

Arcan Hayrettin Eren’i gözaltında kaybeden İstanbul Emniyet Müdürü Şükrü Balcı, Siyasi Şube Müdürü Tayyar Sever, Siyasi Şube Müdür Yardımcısı Mehmet Ağar, ve işkencecilerden Fikret Işınkaralar başta olmak üzere tüm sorumluların yargılanmasını istedi.

‘Devlet ikiyüzlü politikalardan vazgeçsin’

Sebla Arcan’ın açıklamasından sonra Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren söz aldı. Elmas annenin gönderdiği mesajı okuyan Eren, annesinin her şeye rağmen, her türlü baskıya, hakarete rağmen kayıplarını aramaktan vazgeçmeyen Cumartesi Anneleri’ne, Cumartesi insanlarına ve basın mensuplarına sevgilerini ilettiğini aktardı ve şöyle devam etti: “Annem diyor ki, benim oğlum bir karıncayı dahi incitmezdi. Bizler aynı oğlum gibi bir karıncaya bile zarar vermeden Galatasaray Meydanı’nda oturup evlatlarımızı aradık, onların akıbetlerini sorduk ve faillerinin yargılanmasını istedik. Kime ne yaptık da Galatasaray Meydanı bize kapatıldı?”

Devleti ikiyüzlü politikalardan vazgeçmeye çağıran Eren, ağabeyinin faillerinin yargılanması için 38 yıldır mücadele ettiklerini kaydetti. Devletin Suudi Arabistan konsolosluğunda öldürülen Kaşıkçı’nın failini yargılamak istediğini ve akıbetini sorduğunu hatırlatan Eren, şunları söyledi: “Bu çok insani bir şey. Biz 38 yıl kaybettiklerimizin akıbetini sorduğumuz için terörist ilan edildik. Oysa devlet de aynı şeyi soruyor şimdi. O zaman ya devlet de teröristlik yapıyor ya da biz insanlık yapıyoruz. Bu nasıl bir ikiyüzlülüktür? Dayısı katledilmiş ve bu meydanda büyüyen, Metin Göktepe’nin yeğeni daha küçük yaşlardayken annesine şunu söylemiş; ‘kaybedilen bir şey aranır ve bulunur, bir insan nasıl kaybedilir de bulunmaz?’ Küçücük bir çocuk en saf şekliyle soruyor. Bunun üzerine söylenecek bir şey yok.”

Çek polisini buradan, aç meydanımızı!

İkbal Eren’in ardından Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır da söz aldı. Hayrettin Eren’in 38 yıl önce 12 Eylül cuntacıları tarafından katledildiğini dile getiren Kırbayır, “Hayrettin Erenler, bu coğrafyada yaşayan insanlara iyiyi, doğruyu, güzel olanı yaşatmak için yola çıkmışlardı.” dedi. 23 yıllık Galatasaray oturumlarının ardından bugün geldikleri noktada İHD binası önünden kamuoyuna seslerini duyurmaya çalıştıklarını ifade eden Kırbayır, Galatasaray’ın kendilerinin olmazsa olmazı olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Biz kararlıyız. Galatasaray, sesimizi ülke sınırları dışına ulaştıran bir yerdir. Sözüm siyasi iradeyedir; doğru iş yapmıyorsunuz. Sizlere sözüm olsun; kendime gücüm yeter ama size yetmez. Kendimi size öldürteceğim. Ve vasiyetim olsun; cenazemle Galatasaray’dan vedalaşacaksınız.”

Son olarak Hayrettin Eren’in kardeşi Faruk Eren söz aldı. 38 yıllık ağabeyini arama mücadelesinin 23 yılının Galatasaray’da geçtiğini hatırlatan Eren, şöyle devam etti: “Bizi şimdi buraya sıkıştırdılar ama şunu bilmiyorlar. Kayıplarımız bizim zaten yüreğimize sıkışmış durumda. Asla sökemeyecekler, asla bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Şu an buradayız ama unutmasınlar; İHD zaten evimiz, Galatasaray mezarımız bizim. Ne evimizden ne mezarlarımızdan ne de mezar arayışlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Ağır insan hakları ihlalleriyle mücadele edeceğiz, bunu hem kendimiz hem gelecek kuşaklar için yapacağız.”

Konuşmaların ardından eylem sona ererken “Kayıplarımızı arıyoruz” diye haykıran Hanife Yıldız, “Çek polisini buradan, aç meydanımızı” diye seslendi.

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu