Güncel

Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri’nin 830’uncu haftasında 26 yıl önce ailesiyle birlikte gittiği karakolda kaybedilen Murat Yıldız'ın akıbetini sordu.

Cumartesi Anneleri eyleminin 830’uncusu pandemi dolayısıyla online gerçekleştirildi. Eylemde konuşan Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, Cumartesi Annelerinden bazılarının yakınlarına kavuşamadan yaşamını yitirdiğinin altını çizerek, “Bizimle mücadele eden ve aramızdan ayrılanların gözleri açık gitti. Bu annelere yapılmış en büyük zulümdür. Tüm annelerin acılarını paylaşıyorum. Cumhuriyet savcılarına şunu sormak isterim. Oğlumu kaybedenler belli. Bizler bunları yaşarken, yakınlarımızı sorarken yakınlarımızı kaybedenler değil bizler sorgulandık. Bugün bizim yanımızda olan ve olmayan insanlar hep susturuldu. Karşımıza hep polis gücü çıktı. Biz adalet istiyoruz. Kaybedilen insanların akıbetini istiyoruz…Bu insanlar nasıl kaybedildi? Beni analık hakkımı elimden aldılar. Ben sadece bir mezar istiyorum. Yıllarca bakıp büyüttüğüm evladıma hasret bırakıldım şimdi de mezarına hasret bırakıyorlar” dedi.

“Murat gibi dosyası da kaybedildi”

Ardından söz alan davanın avukatı İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Yılmaz’ın sadece ifade vermek için karakola gittiğini ama bunun yeterli olmadığını İstanbul’a götürülmesi gerektiğini polislerin kendisine aktardığını söyledi.

Yıldız’ı İstanbul’a götüren iki polis hakkında bir dava açıldığını ve para cezası verildiğini belirten Yoleri, “Fakat bu ceza da daha sonra kaldırıldı. Olayın üzerinden 20 yıl geçtiğinde dosyada ne tür gelişmeler olduğunu araştırdığımızda savcılık dosyasının olayın ilk olduğu tarihte intihar kaydıyla kapatıldığını gördük. Yani savcılık Murat’ı hiç aramamıştı. Bunun üzerinde dava dosyasına ulaşmaya çalıştık. Buna ulaştığımızda da dosyanın yerinde olmadığını gördük. Önce arşivdedir denildi, daha sonra yakılan dosyalar arasında olduğu ifade edildi. Ama imha edilen dosyaların içinde  de olmadığını öğrendik. O zaman yaptığımız bir çok girişimde gördük ki Murat gibi dosyası da kaybedildi. İtirazlarımız sonucu dosya açıldı iki yıl içinde takipsizlikle sonuçlandı. Buna itiraz ettik fakat reddedildi. AYM ve AİHM’le hukuki girişimlerimiz devam ediyor” ifadelerini kullandı.

“Hapis cezasını bile gerektirmeyen bir suç isnadı karşısında neden kaçsın?”

Haftanın basın açıklamasını ise Cumartesi İnsanları’ndan Fatma Baçaru okudu. Demokratik bir toplumda yargı bağımsızlığının adaletin güvencesi olarak görüldüğünü belirten Baçaru, 19 yaşındaki kaybettirilen Yıldız hakkında da bilgi vererek şöyle devam etti:

“Yıldız, İzmir’de annesi ile birlikte yaşıyordu. Bir cafede otururken çıkan tartışmada silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaştığı için polis tarafından aranmaya başladı. Annesi Hanife Yıldız’ı karakola götüren polisler ‘Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak’ dedi. Bunun üzerine 23 Şubat 1995 tarihinde Murat Yıldız, avukatı, kuzeni ve annesi ile birlikte, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne giderek Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi’ye teslim oldu. Aradan 3 gün geçtiği halde Murat eve dönmeyince anne Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti ancak sorularına net yanıtlar alamadı. Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce yetkililer, Murat’ın emniyette verdiği ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için onu polisler. Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini, yolda Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler. Anne Hanife Yıldız’ın ‘Oğlum kendi isteğiyle teslim oldu. Hapis cezasını bile gerektirmeyen bir suç isnadı karşısında neden kaçsın?’ itirazı boşlukta kaldı. Hanife Yıldız’ın tek çocuğu Murat’tan bir daha haber alınamadı.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu