Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanê davasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Kürt halkının IŞİD zihniyeti ile mahkeme salonunda hesaplaşacağını belirten açıklamada, “Dava sonucu; iftiralar ile kirletilmek istenilen Kürt siyasi hareketinin bir lotus çiçeği gibi temiz ve haklı bir şekilde kendisini aklaması, AKP-MHP iktidarının ise kirli yüzünün teşhiri olacaktır. Bundan hareketle bugün görülecek bu davanın yargılananı değil yargılayanı olarak bu davanın sonucunda kazanan biz olacağız diyoruz” ifadeleri kullanıldı.
AKP-MHP ortaklığının Kürt siyasetine yönelik bir siyasi kırım operasyonu sürdürdüğü vurgulanan açıklamada, “AKP-MHP iktidarı, ikbalini Kürt siyasi kırımında görmektedir. Bugün Ankara’da görülecek Kobanê davası Kürt halkına karşı yapılan saldırıların resmiyet kazanmasının tezahürüdür. Susmayan, direnen ve üçüncü yol diyerek yeni bir çözümün kapısını aralamış Kürt siyasetine karşı, yapılmak istenilen bir katliamın başlangıcıdır” denildi.
“Saldırılara karşı direniş ile cevap vereceğiz”
Tüm bu saldırılara karşılık üçüncü cephe siyasetinin halkların yararına olacağına dikkati çeken açıklamada, bu seçeneğin Mezopotamya ve Anadolu topraklarının kurtuluşu olduğunun altı çizildi. Açıklamada, “Tüm bunlardan yola çıkarak bugün Ankara’da görülen Kobanê davasına baktığımızda aslında AKP-MHP iktidarının Kürtlerden intikam alma davası olduğunu, IŞİD gerici zihniyetinin aklanmaya çalışıldığı bir dava olduğu aşikardır. Kürdistan ve Türkiye’de başlayan protestolardan dolayı 6 yıl sonra kumpas bir dava hazırlanmıştır. ‘Kobanê düştü, düşecek’ diyerek niyetlerinin Kürt halkının soykırımdan geçmesi olduğunu dile getirenler, bunu başaramayınca şimdi de ‘saray mahkemelerinde’ hazırladığı iddianameleri ile bir halkı siyaset kırımından geçirmek istemektedir” ifadeleri yer aldı.
Açıklamanın devamında şunlar yer aldı: “Bu dava sadece HDP’ye ve 108 kişiye değil, onların şahsında bir halka açılmış siyasi kırım davasıdır. Kürt halkının özgürlük mücadelesinin kazanımlarını tasfiye etmek üzerinden, faşizmin yaşamsallaştırılması hedefidir. Tüm bunlardan yola çıkarak; başta Irak ve Suriye merkezi hükümetlerine çağrımızdır. Ortadoğu’da ve Mezopotamya’da barış içerisinde, bir arada yaşamın mümkün olduğunu gösteren halklara karşı saldırılarınızı bir an önce durdurun. Halkların direnişini sizlerin iktidarınızı sarsacak ve yerinden edecektir. AKP-MHP iktidarı siyasi operasyonlar, kayyum atamalar, zindanlarda hak ihlalleri ve tecrit uygulamaları, Rojava da işgal, talan ve yine Başur’da askeri operasyonlar, yayılma politikaları, Kürt halkına karşı düşmanlık ve topyekûn çöktürme planını uygulamaya çalışmaktadır. Saldırılara karşı direniş ile cevap vereceğiz.”
