GüncelMakaleler

Denge Azadî | Bir haberin değiştirdikleri…

"Rojava’dan, Türkiye metropollerine, Türkiye Kürdistanı’na kadar onların anılarına, mücadelelerine saygıyla ve onlar için savaşmaya devam edeceğiz"

Tarih 5 Haziran, yıl 2013, Paris sokaklarında genç bir yoldaş, 18 yaşında Clément Meric, faşist örgüt 3. Yol’un üç üyesi tarafından katledildi.

Aradan yedi yıl geçmesine rağmen o günü hala çok net hatırlıyorum. İş yerinde açık olan radyoda tekrarlanan haberleri dinliyorum. Ve o gün dinlediğim ve şok etkisi yaşatan bu haber beni Avrupa’da anti-faşist mücadelenin gereğine daha fazla ikna etmişti.

“…İlk kavgalarla yeni tanışıyordum”

Yoldaşın katledildiğini öğrendiğimde oldukça gençtim ve kaldığım kentte anti-faşist hareketlere yeni katılıyordum. Faşistlerle, protestolarla, gecelerle ve ilk kavgalarla yeni tanışıyordum. Üstünlüğünü sağlamak için şiddeti esas alınan bir sistemde kapitalizme ve faşizme karşı mücadeleye katılmanın fedakar olmaya hazır olmak anlamına geldiğini anladığım yıllardı.

Bu fedakarlık bazen hayatlarımızı da feda etmek anlamına gelebilirdi. Çünkü devrimci mücadele, bedel ödemeden verilemezdi ve bu uğurda mücadelede eden yoldaşlarımız boşa ölümsüzleşmemişti.

Clément Meric’in katledilmesi benim faşizme karşı aktif mücadelede yer almamda önemli bir faktör oldu. İlk kavga ile başlayan anti-faşist yolculuk beni en sonunda dünya gericiliğine karşı enternasyonal savaşçı olarak halklar bahçesi Rojava’ya getirmişti. Ve anti-faşist mücadele beni DAİŞ vahşetine ve Türk devlet faşizmine karşı yeni mücadelelere örgütledi.

 

“Devrimci mücadele için yaşamlarını feda edenler bize güç veriyor!”

Dünyanın neresinde olursa olsun anti-faşist ideolojiyi kuşanan, faşizmin sokaklarda gelişmesini engelleyenler bize güç veriyor. Devrimci mücadele için yaşamlarını feda edenler bize güç veriyor. Emperyalizmin faşizmin tüm saldırılarına karşı sokaklardan yükselen sloganlar Rojava sokaklarında da duyuluyor.

Ekonomik ya da sosyal kriz dönemlerinde burjuva demokrasinin pratiğinin faşist devletlerin pratiklerinden farklı olmadığına tanık olduk. Ancak Covid-19 tehdidine rağmen Adama Traore için aradan geçen zamana rağmen adalet isteyen binler Fransa sokaklarına çıktı.

Yine yakın bir zamanda polisin katlettiği Georges Floyd için ABD’de başlayan eylemler tüm dünyaya yayıldı ve binler sokaklara çıktı. Silahsız demokrasi ve adalet için sokaklara çıkan halklara karşı uygulanan bu şiddet, keyfi tutuklamalar, ırkçı ve gericilerle dayanışan faşizme karşı mücadele bize şiddetin “güç” dengesi ile kopmaz bağlarını işaret etti. Türk devlet faşizmi, Avrupa ya da ABD’de yaşanan tüm saldırıları ve onların faşist yapılanmalarına karşı mücadele ederken, hedefimiz bugün onların avantajında olan “güç” dengesini tersine çevirmektir.

Düşmanlarımız profesyonel devlet yapılanmasına sahip. İster Fransa ister ABD emperyalizmi, isterse de Türkiye gibi faşist, işgalci, katliamcı devletler olsun.

Biz TKP-ML TİKKO savaşçıları olarak biliyoruz ki tüm ölümsüzlüğe uğurladığımız yoldaşlarımız gibi anti-faşist mücadelede ölümsüzleşen Clément Meric ve diğerleri bizi mücadele için daha fazla fedakar olmaya zorluyor. Hem de hiçbir zaman vazgeçmeden…

Ortadoğu’da en çok kullanılan “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür” ve “Şehid Namırın” sloganları bir ajitasyon değildir. Devrim, komünizm mücadelesinde güneşe uğurladığımız yoldaşlarımız ya da Clément Meric gibi anti-faşist mücadele şehitlerini halk düşmanlarına karşı sıktığımız her kurşunda onları yaşatıyoruz. Onlar bize güç veriyor.

Rojava’dan, Türkiye metropollerine, Türkiye Kürdistanı’na kadar onların anılarına, mücadelelerine saygıyla ve onlar için savaşmaya devam edeceğiz.

Rojava’dan bir savaşçı

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu