Güncel

DENGE AZADÎ | Katliamlar Bir TC Geleneğidir!

"16 Mart biz gösteriyor ki egemenlerin elma kokuları zehirlidir; yaşamımıza ancak ölüm ve zulüm getirir. Ezilenlerin birbirine tek dokunuşu birlik, mücadele ve zafer getirir"

16 Mart bulunduğumuz coğrafyada önemli bir tarihi işaret ediyor. 1978’de yükselen öğrenci hareketinin Beyazıt’ta 1988’de Kürt ulusunun özgürlük, eşitlik talebinin Halepçe’de katliamla bastırılmak istendiği tarihi ifade ediyor 16 Mart…

1978’de Türkiye ve T. Kürdistan’ında yükselen halk hareketi yaşamın her alanında gelişip yükselirken, Türk hakim sınıfları açısından katliam gelişen kitle hareketini bastırmak üzere uygulanan somut bir politikaya dönüşmüştü.

Faşizmin gerek kendi polisi, jandarmasıyla gerek sivil faşist çeteler eliyle her türlü haklı ve meşru mücadeleyi kanla bastırma politikasının bir yansıması olarak katliamlar gerçekleştirildi. Maraş’ta, Çorum’da Alevileri hedef alarak, Beyazıt’ta öğrencileri hedef alarak katliam, bir devlet politikası haline dönüştürülmüş oldu.

Yine 16 Mart’ta Halepçe’de yüz yıllardır egemenlerin postalları altında özgürlük ve eşitlik talebi bastırılmak istenen Kürt ulusuna yönelik, Saddam rejimi tarafından, kimyasal bombalar kullanılarak gerçekleştirilen saldırıda 5000’e yakın insan katledildi. Bu katliamda binlerce insan da kalıcı hastalıklara yol açacak şekilde yaralandı. Soykırım niteliği taşıyan bu katliam Kürt ulusuna yönelik gerçekleşen insanlık dışı saldırılarının geldiği noktayı göstermektedir.

Bugün TC devletinin AKP-MHP iktidarının kurmaylığında yaslandığı miras bu katliamcı tarihin kendisidir. Rojava’da Kürt ulusunun kazanımlarına yönelik yürüttüğü soykırımcı işgalci politika Halepçe katliamının üzerinden yükselmektedir. 10 Ekim’de, Suruç’ta bu katliamcı tarihin mirasçısı olarak katliamlar gerçekleştirmiştir. Kürt ulusunun işçilerin emekçilerin köylülerin öğrencilerin, haklı ve meşru mücadelelerini katliamlarla bastırma gayreti bu tarihten beslenmektedir.

Faşizm saldırıların biçimini yer yer değiştirse de özünde gelişen halk hareketini bastırmaya yönelik saldırılarını sürdürmektedir. Bugün işçilerin, emekçilerin, köylülerin, öğrencilerin, kadınların, LGBTİ+’ların, Kürt ulusunun yürüttüğü mücadele tutuklamalarla, gözaltılarla, baskılarla durdurulmaya çalışılıyor.

78’de öğrencilerin yürüttüğü mücadele Boğaziçi süreciyle öğrencilerin omuzlarında yükseliyor. Dün Beyazıt katliamını gerçekleştirenler bugün Boğaziçi direnişine katılan öğrencileri tutuklayarak direnişi bastırmak istiyor.

Dün Halepçe’de elma kokularıyla boğulmak istenen Kürt ulusunun özgürlük ve eşitlik mücadelesi bugün Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi’nin, devrimcilerin, komünistlerin omuzlarında yükselmeye devam ediyor. TC devleti Kürt ulusunun ulusal birlik adımlarını Garê’ye, Medya Savunma Alanları’na yönelik işgal saldırılarıyla bastırmak istiyor.

Ancak, katliamlara, tutuklamalara, gözaltılara, baskılara rağmen mücadele sürüyor.

Egemenlerin gelişen halk hareketini bastırmak üzere gerçekleştirdiği katliamlar haklı ve meşru mücadeleleri hiçbir zaman bitiremedi. Bugün mücadele üniversitelerde öğrencilerin, grev çadırlarında işçilerin, sokaklarda kadınların ve LGBTİ+’ların, meydanlarda dağlarda Kürt ulusunun büyüttüğü Newroz ateşlerinde gelişerek büyümeye devam ediyor.

Katliamların hesabını sormak, zulmün iktidarına son vermek bulunduğumuz her alanda kararlı ve birleşik mücadelemizden geçiyor. Öğrencilerin, işçilerin, köylülerin, kadınların, LGBTİ+’ların Alevilerin, Kürt ulusunun yürüttüğü mücadeleleri birleştirmek bugün bulunduğumuz her alanda üzerimize düşen görev oluyor.

16 Mart biz gösteriyor ki egemenlerin elma kokuları zehirlidir; yaşamımıza ancak ölüm ve zulüm getirir. Ezilenlerin birbirine tek dokunuşu birlik, mücadele ve zafer getirir!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu