Güncel

Devrimci güçler İzmir’de birleşik mücadeleyi tartıştı

Devrimci kurumlar İzmir'de “Faşizme karşı birleşik mücadele” paneli düzenledi.

İzmir’de Alınteri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Devrimci Parti, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Mücadele Birliği, Partizan ve Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) tarafından Boyoz Akademi’de düzenlenen panel devrim şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.

Ardından yapılan açılış konuşmasında “Bizi bir araya getiren faşizme karşı mücadele geleneğidir. Gelecek güzel günlere inanan, hayal etmekten vazgeçmeyen herkes bir araya geldiğinde insanlık onuruna yaraşır yeni bir dünya kurabiliriz”  sözlerine yer verildi.

Panelde ilk sözü alan HDP milletvekili Musa Piroğlu, “Herkes birleşik mücadelede hemfikir ve herkes bir olağanüstü süreç tanımı yapıyor ve en geniş birleşik mücadeleyi tartışıyor. Ama ne yazık ki henüz net bir adım atılmış değil” diyerek birleşik mücadeleye dair somut adımlar atmanın önemine dikkat çekti.

“İktidarın rıza üretme kabiliyetini kaybetmiş olması bir gerçeklikken iktidar devlet içinde bir güç toplama alanı yaratıyor. Yani geniş bir kitleyi zora dayalı yönetmeye hazırlanıyor. Toplumsal alanın dağınık, örgütsüz ve kopuk olması bizim dezavantajımız. Sosyalist hareketin uzun bir zaman sonra kendi sınıfsal tabanına temas etme imkanı var. Ve bu durumda yan yana gelme zorunluluğu açığa çıkıyor” diyen Piroğlu şöyle devam etti:

“Devletin bile farkında olduğu ve engellemeye çalıştığı fakat bizim hala kavrayamadığımız konulardan biri bu. Ayrıca Türkiye yakasında sosyalist hareketin yan yana gelmesi ve bir güç oluşturması gerekir. Birleşik mücadele, örgütlerin yan yana gelmesiyle sağlanacak bir şey olmadığını da görmek gerekiyor. Örgütsüz sosyalist sol kesime açılmalıyız”

“Faşizm kendi rolünü oynuyor, fakat biz kendi rolümüzü oynuyor muyuz?”

HDP Milletvekili Dilşad Canbaz ise birleşik mücadelede epey yol alındığını söyleyerek devam eden birleşik mücadele tartışmalarına ilişkin bilgi verdi. Birleşik mücadele için yan yana gelişin bir platform ya da eylem birliği olmadığını söyleyen Canbaz, tartışmanın bir siyasi parti formunda yürütülmediğini aslolanın bu sosyalist mücadelenin büyütülmesi olduğunu dile getirerek şunları kaydetti:

“Faşizm kendi rolünü oynuyor, fakat biz kendi rolümüzü oynuyor muyuz? Bir savaş konsepti var. Bu savaş sadece Kürdistan’da değil. İktidarın işçilerle, kadınlarla, LGBTİ+’larla savaşı var. Kurumsallaşmış bir faşizm var. Ve biz bu faşizme karşı mücadele edeceğiz. Bu birleşik mücadeleye taktiksel bakamayız, stratejik bir mesele. Tek yapmaya çalıştığımız şey halkların özlemi olan birleşik devrim mücadelesidir.”

“Faşizme değil ama birbirimize taviz vermek zorundayız.”

HDP MYK üyesi Cengiz Çiçek de, faşizme karşı birleşik mücadeleye ilişkin tartışmanın tarihsel olduğunu, bugün iktidarın toplumsal milliyetçilik yaratma çabasında olduğunu PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin birleşik mücadeleyi engelleme amacı da taşıdığını dile getirdi. İçek şunları kaydetti:

 “Mevcut örgütler kapitalizmin ürettiği bu çelişkiler yumağımda kendini nasıl konumlandıracak? Artık ufku bölge ve dünya ölçekli kurmalıyız. Bu bir ideolojik mücadele, bir sınıfsal mücadele, bir özgürlük mücadelesi. Özellikle pandemi sürecinde kapitalizmin cilası söküldü. Bu içe kapanma sürecinde yaşanan baskıya karşı seçenek olarak kendimizi sunmamız gerek. Biz sözün hegemonyasının yanında sokağın, özgürlüğün sözünü kurmak zorundayız. Aksi takdirde dirensek de faşizme teslim olmasak da bir hegemonya kuramayan durumdan kurtulamayacağız. Faşizme değil ama birbirimize taviz vermek zorundayız. Eğer bunu yapmazsak en büyük tavizi faşizme karşı vermiş olacağız.”

Panelistlerin ardından kurum temsilcileri söz alarak birleşik mücadeleye ve sürece dair görüşlerini dile egtirdi.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu