Makaleler

“Devrimciliğiyle bir çekim merkezi yaratıyordu”

Doğru bir strateji ve o stratejiyi hayata geçirecek kadrolar, devrimin yolunu döşer. Ama her şey bu kadar basit değil. Devrimi kadrolar mı yapacaktı? Yoksa kadroların harekete geçirdiği kitleler mi? Bunun cevabı çeşitli devrimci akımlar tarafından değişik biçimlerde ifadelendirilebilir. Ama bizler açısından nettir.

Devrim bilinçlendirilmiş ve harekete geçirilmiş kitlelerin eseridir. İşte yaşamının kimi kesitlerinde izdüşümü yaratan-bırakan ve kitlelere önderlik edip harekete geçirebilecek kadro pratiği olarak Erol yoldaş, bu yanıyla geleneğimize bir miras olarak kaldı.

Erol yoldaşın yaşamını ve mücadelesini anlatmak şehit düşen bir yoldaşın ardından yaşamındaki olumlu yanlarını ön plana çıkarmak ve aktarmak değildir. İnsan, algıladığı ve kavradığı oranda kendisini veya karşısındakini ifadelendirir. Çocuk denilebilecek bir yaşta tanıştım Erol yoldaşla.

Tokat’ın yoksul köylerinde bulunan evimize konuk olmasıyla başlayan tanışıklığımız salt Erol yoldaşla tanışmamız değil, devrimci yaşamla devrimle de tanışıklığımızdı…

Ekonomik imkân ve koşullarımızın olmaması ve kapalı köy yaşantısının geriliği birçok insanın öğrenim durumunu engellediği gibi, benim de öğrenim durumumu engellemişti. Zaten köy yerlerinde ilkokul bittikten sonra, o insan artık tahsilli sayılırdı. Bir de kız çocuksan hepten önün kesilmiş demekti. Ben de önü kesilenlerdenim…

Erol yoldaşın okumuş, tahsilli ve kültürlü biri olmasına rağmen diğer okumuş görmüş insanlardan ayırıcı özelliklere sahip olması, devrimci yaşamla bütünleşmiş olmasıdır.

Yani almış olduğu burjuva eğitim tarz ve kültürünü, sosyalist kültüre dönüştürmesidir. Erol yoldaş bizim eve girip çıktığında, evimizde farklı bir yaşam tarzı hakim olurdu. Yemek yapan, elinde süpürge yerleri süpüren, bizlerle çocukça oynayabilen ve aynı zamanda karşısına alıp bir şeyler öğretmeye, kavratmaya çalışan dert babası oluyordu. En çok da annemin dert babası oluyordu.

Zira babam sık sık içer ve içtiği oranda da gelip annemizi döverdi. Bu yüzden annem de şikâyette bulunur ve Erol yoldaştan bir şeyler yapmasını isterdi. Yoldaş sık sık babamla konuşur, babam “ikna olur” ama aynı sahneler gene tekrarlanırdı. Bu nedenle yoldaşa bazen kızardım, babamın davranışlarına son veremediğinden dolayı.

Hatta “bu nasıl devrimcilik, ben büyüyünce polis olacağım” diye düşünür, söylenirdim babama tepkimden dolayı. Erol yoldaşın bizle olduğu dönemde, yoldaşın kadın-erkek-çocuk demeden insana verdiği değeri görür yaşardık. Bu doğallığında bir çekim merkezi yaratıyordu. Bu davranış ve ilişki biçimi salt beni etkilemiyordu.

Tüm köydekileri etkiliyordu. Hatta babamı bile etkiliyordu. İlişkide, paylaşımda disiplinli, tutarlı hareket etmesi, insanı kazanır tarzda davranması, devrimi güçlendiriyordu. Erol yoldaş yetenekleriyle ön plana çıkan bir yoldaşımızdı. Yetenekleri salt örgütçü yanıyla sınırlı değildi.

Teknik ve savaşçı yanıyla da kendisini geliştirmiş gerilla birliğinin komuta kademesinde, düşmanı yıpratan vuruşlara imzasını atmıştır. (Bir yoldaşı)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu