GüncelMakaleler

ANALİZ | SOSYALİZMİ SAVUNMA VE BÜYÜK PROLETER KÜLTÜR DEVRİMİ (3/3)

Büyük Proleter Kültür Devrimini inceleyen bu çalışmanın üçüncü bölümünü, Çin Komünist Partisinin ve Çin devrimin ölümsüz önderi Başkan Mao'nun doğumunun 127. yılı vesilesiyle yayımlıyoruz.

Büyük Proleter Kültür Devrimi

Proletaryanın önderliğinde demokratik halk devrimi yapılmış ve sosyalizmin inşasına geçilmiştir. Tarihsel görev, sosyalizmi daha ileriye taşımak ve sağlam bir zemin üzerinde inşa etmektir.

Burjuvazi nasıl ki kendi devrimini yaptıktan sonra kendi çıkarları doğrultusunda kapitalizmin inşasına gitmişse; tarihsel gelişme ve değişen koşullar bu sefer proletaryaya sosyalizmin inşası görevini yüklemiştir. Mao, proletaryaya ve yoldaşlarına tarihsel materyalizmin bu işleyişini Çin somutunda sık sık hatırlatmış, uyanık olunmasını, tarihin bu sınıf ve iktidar mücadelesinin sosyalizm şartlarında da kaçınılmaz olduğunu vurgulamıştır.

Nitekim o, bu gerçekliği Çin somutunda da görmüştür. Bunun üzerine 1965 yılının Ocak ayında yapılan MK-SB (Merkez Komitesi-Siyasi Büro) Genişletilmiş Toplantısı’nda, revizyonizmin ÇKP-MK’da iyice geliştiğine dikkat çeker. Dolayısıyla da bu akıma karşı mücadelenin kaçınılmazlığını belirtir. Ve bu mücadelenin salt partiyle sınırlı olmadığını, ülke çapında burjuvaziye karşı kitlelerin de içinde yer aldığı bir mücadele olacağını belirtir. Mao’nun kastettiği Büyük Proleter Kültür Devrimi’dir.

Kruşçev revizyonizminden ilham ve destek alan Çin’deki revizyonizmin yenilgiye uğratılması, parti ve devlet kademelerinden arındırılması gerektiğini belirten Mao, bu devrimde kitlelerin öne çıkartılmasına, onların partiye yönelik eleştirilerinin ciddiye alınmasına vurgu yapar. Bunun üzerine bu toplantıda “Kültür Devrimi’nden Sorumlu Grup” (KDSG) oluşturulur. Bu organ ÇKP-SB’ye bağlıdır.

Tabi ki böyle bir kararın ve bu doğrultuda örgütlenmenin oluşturulması revizyonist kesimi rahatsız eder ve ideolojik mücadele giderek gelişir. 1965 Kasım’ında Moao’nun getirdiği eleştiriler onunla hareket eden yoldaşlarından Yao Wen-yuan tarafından kaleme alınır. Ama bu eleştiriler Pekin’de yayınlanmaz. Bunun üzerine eleştiriler, Yao Wen-yuan imzasıyla Şanghay’da yayınlanır. Çelişkiler giderek derinleşir ve kızışır. Komünistlerin Mao önderliğindeki mücadelesi özünde, Mao’nun müteakip defalar belirttiği gibi iktidar mücadelesidir. Bunun sonucu 16 Nisan 1966’da BPKD’nin başlatıldığı ilan edilir.

Mao harekete önce gençliğin seferber edilmesi gerektiğini vurgular: “Hepinize söylüyorum: Gençlik, Büyük Kültür Devrimi’nin büyük ordusudur. Sonuna kadar seferber edilmelidir.” (Mao, Seçme Eserler 6, s. 364)

Mao’nun BPKD’nin gençlerle başlatılmasını istemesi üzerine başta Pekin olmak üzere bazı kentlerde üniversiteler komünistlere kapatılır, gençliğin tepkisi bastırılmasına çalışılır. Buna rağmen BPKD bastırılamaz. Mao’nun, BPKD’nin Pekin’den başlatılmasını istemesinin nedeni, başkentte revizyonistlerin güçlü olmasındandır. Buna rağmen gençler, revizyonistlere tavır alır ve Mao saflarında hareket ederler. ÇKP-SB’ye bağlı KDSG (Kültür Devrimi’nden Sorumlu Grup) içinde yer alan revizyonistlerin tavırları gün yüzüne çıktıkça onlara tavır alınır, eski KDSG tasfiye edilir, yenisi oluşturulur: “Mao, Peng Çeng’in başında olduğu Kültür Devrimi’nden sorumlu ilk grubun tasfiye edilmesini ÇKP-MK’nın Mayıs 1966’daki toplantısında başarmıştı. Bu toplantıda, eski KDSG’nin tasfiye edildiği ve MK’ya bağlı yeni bir KDSG oluşturulduğu kararı alındı ve Mao’nun hazırladığı ve MK’ca kabul edilen meşhur ‘16 Mayıs Genelgesi’ parti örgütlerine dağıtıldı.” (Partizan 2001, sayı: 40, s. 39)

Bu genelgenin yayınlanması ile BPKD yeni bir boyut kazanmıştır. Revizyonizme, yeni burjuvaziye karşı mücadele edilmesi çağrısı yapılır. On yıldan fazla bir zaman içerisinde revizyonistler giderek etkin olmak istemişlerdir.

Üst yapıda ve çeşitli kültür dallarında burjuva kültürü geliştirilmesi ve işçi sınıfının, köylülerin sosyalist bilinçten arındırılması hedef güdülmüştür. Sosyalizmin önüne set çekilmek istenmiş ve kapitalizmin hakim kılınması hedeflenmiştir.

Bunu yapanlar, Komünist Partisi’ne sızarak kendilerini kamufle etmek için “kızıl bayrak” sallayan revizyonistlerdir. 16 Mayıs Genelgesi, bu duruma değinerek revizyonizme ve burjuvaziye karşı mücadele çağrısı yapmıştır. Revizyonistler bulundukları alanda ve mevkilerde proletarya-burjuvazi çelişkisine göz yummuş, burjuvaziye karşı proleter devrimini ve proletaryanın burjuvazi üzerindeki diktatörlüğünü inkar ve reddetmişlerdir. Bu genelge ile mevcut duruma değinilmiş ve kitlelerin harekete geçirilmesi perspektifi sunulmuştur.

Bu genelgeyle 25 Mayıs’ta BPKD pratikte başlatılır. Devrim, başkent Pekin’de başlatılır. Revizyonistlerin en güçlü olduğu başkentte gençlik sokaklara dökülür ve revizyonistlere öfkelerini ve şikayetlerini açıktan yansıtırlar.

Meydanlara dökülen gençlik Pekin Üniversitesi, Zinghua Üniversitesi başta olmak üzere duvar gazetelerini asar. Şikayetlerini, öfkelerini, taleplerini duvar gazetelerinde ve meydanlarda dile getirirler. Böylece revizyonistlere mesajlarını iletirler.

Ayaklanan gençlere Kızıl muhafızlar denilmiştir.  Mao, gençlerin ayaklanmasını desteklemiştir: “24 Haziran ve 4 Temmuz’da yazdığınız iki duvar afişi, işçileri, köylüleri, devrimci aydınları, devrimci partileri ve grupları sömüren ve ezen bütün toprak ağalarına, burjuvaziye, emperyalistlere, revizyonistlere ve onların köpeklerine karşı öfkenizi ve onları mahkum ettiğinizi ifade ediyor. Gericilere karşı isyanın haklı olduğunu söylüyorsunuz; sizi hararetle destekliyorum. Gericilere karşı isyan etmenin doğru olduğunu belirten Pekin Üniversitesi Ortaokulu Kızıl Bayrak Savaş Grubu’nun duvar afişini de aynı sıcaklıkla destekliyorum.” (Mao, Seçme Eserler 6, s. 373)

Pekin’de başlayan Kültür Devrimi büyük yankı yapar. Mayıs 1966’da başlayan Kültür Devrimi’ne 1 milyondan fazla gencin katılımıyla oluşan Kızıl Muhafızlar’ın sayısı giderek artar ve 13 milyona çıkar. Giderek kitleselleşirler ve ML yaftasıyla kendisini kamufle eden burjuvaziye tavır alırlar. Artık Kızıl Muhafızlar’ın Pekin’den başlattığı BPKD hızla Çin’in diğer bölgelerine ve şehirlerine yayılır. Proletaryanın kültüründen, sosyal karakterinden ve ideolojik bilincinden muaf tutularak burjuvazinin, feodalizmin gerici karakteri ile donatılmak istenen Çin halkı buna müsaade etmemiştir. Mao ve önderliğindeki komünistler, parti içindeki ve dışındaki revizyonizme-burjuvaziye kararlı tavır alır.

Mao kızıl muhafızlara ve yığınlara burjuvaziyi, parti içindeki yeni burjuvaziyi hedef gösterir: “İkincisi; ben Nich Yuan-zu’nun Pekin Üniversitesi’ndeki büyük duvar afişini onayladıktan, Zinhua Üniversitesi Ortaokulu’na bir mektup yazdıktan ve ‘Karargahı Bombalayın’ başlıklı kendi afişimi yazdıktan sonra Büyük Proleter Kültür Devrimi ortalığı kasıp kavurdu. …. Daha Kızıl Muhafızlar’a yazılan mektup gitmeden önce, Kızıl Muhafızlar ülke çapında harekete geçmişlerdi bile ve bir hamlede sizi silip süpürdüler.” (Mao, age, s. 386)

Ülke çapında harekete geçen Kızıl Muhafızlar’ın bu eylemlerine kısa bir süre sonra işçi ve köylüler de aktif olarak katılacaklardır. Artık revizyonistler gözden düşmüşlerdir. Burjuva karakterleri ve gerçek yapıları açığa çıkmıştır. Nitekim MK 1966 Ağustos ayında toplanır ve “16 İlke” kararları alınır. Bu kararlarla revizyonizme darbe vurulur. Yetkilerinden arındırılırlar. Gasp ettikleri koltuklardan ve istismar ettikleri mevkilerden uzaklaştırılırlar. Yeni burjuvazinin başını çeken Liu Şao-çi, önce alt kademelere indirilir, daha sonra özeleştiri dahi vermeden tutarsız tavırlar içerisine girer.

Dolayısıyla tümden gözden düşer ve 1968 Ekim’inde, 8. MK’nın 12. Genişletilmiş Toplantısı’nda partiden atılır. Mançurya’da bir halk komününe gönderilir. Kitleler tarafından “Çin’in Kruşçev’i” olarak adlandırılır. Mao, Liu Şao-şi’ye ve diğerlerine karşı hakarete, seviyesiz ve kişisel eleştirilere karşı çıkar ve ideolojik tavır alır. Onun zaaflarını ve ideolojik kökenlerini öne çıkarır ve mahkum eder.

Liu Şao-şi, Deng Siao-ping gibi revizyonizmin başını çekenler duvar gazetelerinde eleştirilirler ve mahkum edilirler. Dikkat edilirse Mao’nun ölümünden sonra iktidarı ele geçiren Deng Siao-ping’dir. Ve Çin’i bugünkü açık kapitalist Çin’e dönüştüren Den Siao-Ping, eğer Kültür Devrimi olmasaydı bu emeline daha önceleri varacaktı.

Den Siao-ping özeleştiri verir. Parti içinde kalsa da daha alt düzeyde görevlere verilir. Eski inisiyatif ve yetkilerden arındırılır. Ama verdiği özeleştiri ile ÇKP içinde kalsa da örgütsel ve ideolojik tavır alınır. Tavır alınanlar sadece bu ikisi değildir. Onlarla hareket eden ve aynı mevzide yer alan revizyonistlere de ideolojik ve örgütsel tavır alınır.

BPKD’ye işçiler de katılır. 1966 Kasım’ında harekete geçen işçiler, 1967’de daha öne çıkar. Bundan dolayı “Ocak Fırtınası” denilen bu hareket, BPKD’ni daha ileri noktaya taşır. Başta Şanghay olmak üzere sanayinin ve fabrikaların olduğu yerlerde bir kez daha işçi sınıfı sosyal pratikte aktif olarak yer alırlar. Revizyonizme ve karşı devrimin her şürekasına aktif tavır almışlardır. Önce gençlikle başlayan hareket, önderliğini öne çıkartmıştır. Zaten işçilerin daha aktif mevzilerde yer alması ve önderlik rolünü üstlenmeleri kesin darbeyi vurduğu gibi oluşan hata ve zaafların onarılmasında asli rol oynamıştır.

İşçilerin Çin’in en büyük sanayi bölgelerinden olan Şanghay’da bu görkemli başkaldırısı diğer şehirlere kayar, yayılır. Önderlik rolünü bir kez daha gösterirler. Çünkü harekete en etkin damgayı onlar vurur. Böylece işçiler, Mao’nun deyimiyle Kültür Devrimi’nin önder sınıfı rolünü de oynarlar.

Bu harekete köylüler de katılır. Onlar demokratik halk devriminde nasıl ki yer aldılarsa, tekrar gündeme gelen böylesi bir devrimde de yer aldılar. BPKD’de gençler ve işçilerle beraber aynı mevzide yeni burjuvaziye karşı mücadele ettiler. Kısacası bu devrimde işçi sınıfı, gençlik ve köylülük zamanında yaptıkları Demokratik Halk Devrimi’nde kazanılan iktidarı ve edinilen mevzileri revizyonizme teslim etmemişlerdir. Onlara önderlik eden Mao, edindiği tecrübeyle iktidarın kazanılmasıyla her şeyin bitmediğini, uyanık olunması gerektiğini, kitlelerin durmadan bilimsel sosyalizmle donatılması gerektiğini görmüştür.

Nitekim BPKD’den sonra ÇKP-MK toplantıları, sosyalizmde sınıf mücadelesi sorunları ve sosyalist devrimin devamlı sürdürülmesi gibi konuları daha fazla gündemine almıştır. İşçi sınıfının daha bilinçlendirilmesi ve köylülüğün özenle ve sabırla işçi sınıfına dönüştürülmesi göreviyle birlikte, toplumun bilimsel sosyalizmle daha donatılması gerekliliğini daha objektif görmüştür. Sınıf mücadelesinin sosyalizm şartlarında nesnel varlığı, Kültür Devrimleri’nin zorunluluğunu, kaçınılmazlığını ve devamlı kılınması gerektiğini de göstermiştir.

Mao bunu ısrarla vurgulamıştır. ÇKP’nin Dokuzuncu Merkez Komitesi Toplantısı Birinci Genel Toplantısı’nda şöyle demiştir: “Eğer zaferden söz edeceksek, zafer kazanmak üzere geniş halk kitlelerini proletarya önderliğinde birleştirmeyi sağlamalıyız.

Sosyalist devrim hala sürdürülmelidir. Bu devrim içinde tamamlanmamış ve hala devam ettirilmesi gereken şeyler vardır. Örneğin, mücadele-eleştiri-dönüşüm. Birkaç yıl sonra belki bir devrim daha yapmamız gerekecektir. Eski yoldaşlarımızın birçoğu, her şeyi kendi gözleriyle görmek üzere bir süre için fabrikalara gittiler. İleride fırsat düştüğünde sizlerin de gidip göreceğinizi umarım. Çeşitli fabrikaların meselelerini incelemelisiniz. Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin hala sürdürülmesinin zorunlu olduğu görülüyor.” (Mao, age, s. 401)

Mao, devrim pratiğini nasıl yaşamışsa, devrim sonrası iktidar pratiğini ve iktidar mücadelesini de yaşamıştır. Hem de yukarıda gördüğümüz gibi en keskin boyutlarda yaşamıştır. ML’yi kavrama, sosyal pratiğe yansıtma, önderlik rolünü yerine getirmede nitel adımlar attığından o zorlu mücadelelerde düşmana ve anti-ML akımlara karşı hep üstünlük sağlamıştır. Yaptığı katkılarla ML’i, MLM aşamasına yükseltmiştir.

MLM güzergahında atılacak adımlar eninde sonunda zafere ulaşacaktır!

*ANALİZ | SOSYALİZMİ SAVUNMA VE BÜYÜK PROLETER KÜLTÜR DEVRİMİ (1/3)

ANALİZ | SOSYALİZMİ SAVUNMA VE BÜYÜK PROLETER KÜLTÜR DEVRİMİ (2/3)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu