GüncelMakaleler

EKONOMİ | 2020 Bütçesi Ne Getiriyor?

"2.YEP ve ona paralel hazırlanan 2020 bütçesi yaşanan ağır ekonomik krizin katlanarak devam edeceğini ve krizin faturasının emekçi yığınlara kesilmek istendiğini gösteriyor"

Uluslararası Para Fonu (IMF) heyetinin Türkiye’ye gelişi ardından açıklanan 2. Yeni Ekonomik Program (YEP) ve akabinde TBMM’ye sunulan 2020 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı’nın; esasında gelişi ile beraber fırtınalar kopartılan, görüşenin “vatan haini” ilan edildiği IMF raporundaki isteklere göre hazırlandığını söyleyebiliriz.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal, 2020 bütçesinin başarısını şuna bağlıyor: “Son dönemde ortaya çıkan küresel üretime ilişkin yukarı yönlü açıklamalar, global düzeyde faiz oranlarının aşağı gelmesi, gelişmekte olan ülkelere yönelik finansman koşullarının olumlu gerçekleşeceği beklentisi 2020 bütçesi açısından iyi gelişmeler.”

Bu durum özetle 2020 yılında “daha uygun koşullarda daha kolay kredi bulabiliriz” anlamı taşıyor. Bu fazlasıyla iyi niyetli bir yaklaşım. Zira Naci Ağbal’ın kaynağı IMF raporu. Aynı raporu yayınlayan IMF’nin yeni Başkanı Kristalina Georgieva açıklamasında şöyle diyordu: “Ticaret ihtilafları nedeniyle küresel düzeyde 700 milyar dolar erime yaşanacak. Ekonomilerin yüzde 90’ında senkronize yavaşlama ihtimali güçlü.” İktidar 2020 Bütçesinin başarısını krizin pençesinde boğuşan küresel ekonomilerin olumlu seyredeceği ve oradan alınabilecek krediler üzerine inşa ediyor.

2020 yılı için Merkezi Yönetim Bütçesi’nin 1 trilyon 96 milyar TL olması öngörülüyor. Hedef 2. YEP programına uygun olarak yüzde beş büyüme üzerine kurulu. 2019 yılı için 81 milyar TL olarak hedeflenen (Eylül 2019 itibariyle 85 milyar TL’ye ulaştı) bütçe açığının 2020’de 139 milyar TL olması bekleniyor. Bunun yanında Meclise sunulan yeni vergi paketi ile birlikte 70 milyarlık ek borçlanma yetkisi getiriliyor. 2020 yılında bütçe açığının toplamda 200 milyar TL’nin üzerinde gerçekleşmesi mümkün hale gelecek, her şey yolunda giderse. Yani yapılan bütçe teklifinin beşte biri kadar.

Devletin 2020’de her ay ortalama ödeyeceği sadece iç borç miktarı 28 milyar lira civarında. Bu 2018’in iki katı, 2019 ortalamasının ise yaklaşık bir buçuk katı demek. İktidarın Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) adı altında yürüttüğü ‘müşteri garantili’ projelere 2018 bütçesinde 6,2 milyar TL, 2019 bütçesinde ise 9,7 milyar TL ayrılmıştı. 2020 bütçesinde ‘garanti ödemesi’ olarak ayrılan miktar 18,9 milyar TL’ye çıkarılmış.

Bu miktarın 10,5 milyar TL’si şehir hastanelerine, 8,3 milyar TL’si ise köprü ve otoyolları işleten firmalara aktarılacak. Bunun yanına öngörülmeyen ihaleleri, şatafatlı araç alımlarını vb.’lerini ekleyebiliriz.  Dolayısıyla bütçe açığının 2020’de yüzde 70 artışla 138,9 milyar TL öngörülmesi ek olarak 70 milyar TL için yetki istenmesi boşuna değil. 2019’a başlarken 80,6 milyar TL tahmin edilen açığın, daha dokuzuncu ayda 86 milyar TL’yi bulması, buna Merkez Bankasından aktarılan 41,1 milyarlık ihtiyaç akçesini de eklemek gelecek yıl için olacakları anlamamıza yardımcı olacaktır.

GlobalCapital tarafından ‘Yılın Kamu Borcu Yönetim Ofisi’ seçilen Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın borç yönetimi birimi adına ödülü alan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak: “Bir taraftan yatırımcı güvenini güçlü tutarken diğer taraftan en doğru zamanda, en doğru enstrümanlarla borçlandık” diyor “başarı” öyküsünü anlatırken. Önümüzdeki yıl aynı ödülü alması muhtemel, hangi enstrümanlarla olduğunu önümüzdeki süreç bize gösterecek.

Tüm bu ödemelerin karşısında 1 Trilyon 96 milyar TL’lik 2020 bütçesinin gelir kaynakları neler? 784,6 milyar TL vergi geliri. Bu durum vergi gelirinde her kalemde ortalama yüzde 15 artışa tekabül ediyor. Türkiye ekonomisi 2013 yılından itibaren gelen 2018 yılında artık gizlenemez boyuta ulaşan içinde bulunduğu ağır ekonomik kriz koşullarına rağmen, 2020’de vergi gelirlerinin bir önceki yıla göre ortalama yüzde 15 artacak olması, bütçenin bütün yükünün yine emekçilerin sırtına yıkılacağını gösteriyor.

Bütçeye göre 2020 yılında 176 milyar TL ÖTV(Özel Tüketim Vergisi), 58 milyar TL KDV(Katma Değer Vergisi) kazancı bekleniyor.

2020 bütçesine paralel olarak çıkarılmak istenen Yeni Vergi Taslağı’nda kurumlar vergisi %22 den %20’ye düşürülüyor. 2019 yılının ilk dokuz ayında alkol ve tütün ürünlerinden elde edilen ÖTV ve KDV geliri 67 milyar TL. Aynı dönemde mükellef sayısı 837 bin olan kurumlar vergisinden elde edilen gelir 55 milyar TL. Dünyada benzeri olmayan bir durum; bir ülkenin bütün şirketlerinden elde edilen vergi gelirinin alkol ve tütün ürünlerinden elde edilen vergi gelirinden düşük olması. 2020 bütçesinde de farklı bir durum yok 83 milyar TL alkol ve tütün ürünlerinden gelir bekleniyor.

IMF Politikaları Hayata Geçiriliyor

2.YEP’te IMF ile uyumlu olarak ücret artışlarına dair; “kamunun yönlendirdiği bazı fiyat ve ücretlerde geçmiş enflasyon yerine YEP enflasyon hedeflerine göre ayarlamalar yapılacak, böylece enflasyonda atalet etkisi sınırlandırılacaktır.”

Bunun anlamı kamuda maaş zamlarının gerçekleşen enflasyona göre değil hedeflenen enflasyona göre yapılması. Özetle enflasyon %20 gerçekleşti ama biz %5 hedeflemiştik bu nedenle maaş zamlarını %5 den yukarı yapamayız denmektedir.

Ayrıca IMF’nin Türkiye raporunda vurguladığı; ‘‘Gelir mobilizasyonu önlemleri, vergiyi tabana yaymayı ve düşürülmüş KDV oranlarını yükseltip tekleştirerek gelir verimliliğini artırmayı içerebilir. Kişisel gelir vergisi de reformlardan yararlanabilir.” tavsiyesi 2.YEP’te kendine yer bulmuş. Bu da vatandaştan daha çok vergi toplaması, daha fazla zam anlamına geliyor.

2. YEP’te temel hedefler başlığı altında  “Ekonomimizin uluslararası sermaye hareketlerindeki oynaklığa dayalı kırılganlığını azaltacak, reel sektöre TL cinsinden ucuz ve uzun vadeli kaynak sağlayacak bir Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) sosyal tarafların mutabakatı ile kurulacak ve sermaye piyasalarını derinleştirecek kapsamlı bir reform paketi devreye sokulacaktır” sözleri, açıktan söylenmese de kıdem tazminatının bir fona dönüştürüleceği sadece uygun şartların beklendiği anlamını taşıyor.

2020 yılında patronlara vergi kolaylıkları ve istisnalar dışında 44,4 milyar TL doğrudan teşvik verilecek. 2020’de patronlara doğrudan teşvikler dışında, 25,2 milyar TL de sosyal güvenlik prim desteği adı altında kaynak aktarılması planlanıyor. Bunlar yeterli olacak mı? Bunların yanında özel borçların toplumsallaştırılarak şirketlerin kurtarılması, yapılandırma adı altında kamu kaynaklarının şirketlerin kurtarılması için kullanılması yeterli olacak mı bilmiyoruz.

2019 yılında ekonomik krizin işçi-emekçilerin alım güçlerini olumsuz etkilemesi nedeni ile bütçe vergi gelirlerinin yarısını ÖTV-KDV üzerinden almayı planlayan iktidar, hedefleri tutmaması üzerine temel ihtiyaç ürünleri üzerinde yüksek oranlarda zamlarla kendi açığını kapatmaya çalıştı. 2020 bütçesindeki vergi beklentisi önümüzdeki yıl artarak gelen güçlü bir zam dalgasına işaret ediyor.

Özetle 2.YEP ve ona paralel hazırlanan 2020 bütçesi yaşanan ağır ekonomik krizin katlanarak devam edeceğini ve krizin faturasının emekçi yığınlara kesilmek istendiğini gösteriyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu