Güncel

Cumartesi Anneleri 767. hafta | Gözaltında kayıplar bu sistemin aynasıdır!

Cumartesi Anneleri 767. hafta eyleminde 1993 yılında Bucak aşireti ve JİTEM işbirliğiyle gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın akıbeti soruldu

Cumartesi Anneleri’nin 767. Hafta eylemi, 68 haftalık Galatasaray Meydanı yasağından dolayı, İnsan Hakları Derneği’nin(İHD) bulunduğu Çukurluçeşme Sokak’ta yapıldı. Eylem sırasında sokak çevresi yoğun polis ablukası altına alınırken eyleme CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı.

Eylemde ilk olarak basın açıklaması okundu. İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri tarafından okunan basın açıklamasında, toplumu koruması gereken anayasal hakların ülkede işlemediği ve bu sebepten annelerin 767 haftadır alanlarda olduğu belirtilerek:

Bu yüzden 767 haftadır meydanlardan, sokaklardan haykırıyoruz:

“Hukuk devleti, insan haklarına saygılı ve bu hakları koruyan, adalete ve eşitliğe uygun bağımsız bir hukuk düzeni kuran devlettir. Artık yeter kayıplarımıza ve adalete ulaşmak için hukuk devleti istiyoruz.”

Açıklamanda 767. hafta eyleminde; 6 Aralık 1993 yılından yaşadığı Siverek’te Bucak aşireti ve JİTEM işbirliğiyle kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın kaybedilme sürecini paylaşan Yoleri şu ifadeleri kullandı:

“Hüseyin Taşkaya dosyasındaki cezasızlığa son verin. Etkin soruşturma ve kovuşturma faaliyeti sonucunda Hüseyin Taşkkaya’nın akıbetini açıklayın. Onun gözaltında kaybedilmesine neden olanları adil bir biçimde cezalandırın. Hüseyin Taşkaya ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 68 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceğiz.”

Açıklamanın ardından söz alan Hüseyin Taşkaya’nın kızı Serpil Taşkaya ise, 26 yıldır bu mücadele içinde yer aldığını belirterek, “Bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Hiçbir vasfı olmayan insanlara güç verirseniz o gücü vahşice kullanır. Benim babam ve diğerleri, hiçbir vasfı olmayan insanlar tarafından aldıkları güce dayanarak katledildi” diye kaydetti.
Ardından konuşan Hüseyin Taşkaya’nın oğlu Şerif Taşakaya da, babasının yüzlerce tanığının olduğu bir yerde gözaltına alındığını söyledi. Taşkaya, “Urfa’da bir şey elde edemedik. Ondan sonra 1995’te Galatasaray Meydanı’nda kayıplarımızı aramaya başladık. Kayıplarımızın katilleri olan Mehmet Ağar, Tansu Çiller dönemlerini arar olduk. Kayıplarımız sistemin aynasıdır. Bu aynayı ne kadar görmek istemeseler de biz buradayız” dedi.
Dün babasının ölüm yıldönümünü olduğunu hatırlatan Taşkaya, “Babamın kaybedilişin 26’ncı yılı, anamadık. Çünkü biz bu ölümü kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Hesaplaşmadan gitmeyeceğiz
Daha sonra söz alan Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç, annesi Asiye Karakoç’un kardeşinin akıbetini soramadan yaşamını yitirdiğini dile getirerek, “Onların bıraktığı yerden mücadele edeceğiz. Sesimizi kısmaya çalışanlar utansın. Bize terörist diyenleri, o annelerin ahı tutsun. Sizler iflah olmayın, yaşam yüzü görmeyin. Sizinle hesaplaşmadan gitmeyeceğiz. Size rahat ve huzur vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.

Hüseyin Taşkaya

42 yaşındaki 4 çocuk babası Hüseyin Taşkaya, Siverek’te yaşıyordu. 90’11 yıllarda tamamen Bucak Aşireti’nin hâkimiyetinde olan Siverek’te ağır hak ihlalleri yaşanıyordu. Müteahhit olan ve çevresinde sözüne itibar edilen Hüseyin Taşkaya, bu ihlalleri eleştirdiği için güvenlik güçlerinin ve Bucak Aşireti’nin hedefindeydi.

Hüseyin Taşkaya, 6 Aralık 1993 tarihinde Siverek Bağlar Mahallesi’ndeki amcasının evinden askerler, polisler ve Bucak aşiretine mensup korucular tarafından gözaltına alındı. Gözaltı işlemini gerçekleştiren 30 araçlık konvoya Siverek Jandarma Karakol Komutanı Üsteğmen Ahmet Şentürk komuta ediyordu.

Ailesi Hüseyin Taşkaya’yı sormak için jandarmaya, emniyete, savcılığa ve valiliğe başvurdu. Askeri yetkililer gözaltı işleminden kısa bir süre sonra Taşkaya’nın polisler tarafından götürüldüğünü söyledi. Emniyet “bizde yok Sedat Bucak’a sorun” dedi. DYP milletvekili, aşiret reisi- korucubaşı Sedat Bucak ” Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş; bundan sonra haberimiz yoktur, devlet biliyor.” dedi.

Olayı soruşturmak, suçu ve suçluyu açığa çıkarmakla görevli Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı, akrabalarının ve bütün mahallelinin tanıklığında gerçekleşmesine rağmen Hüseyin Taşkaya’nın gözaltına alınmasını ailenin soyut iddiası olarak değerlendirdi ve takibata yer olmadığı iddiasıyla Takipsizlik Kararı verdi. Ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı.

Toplumsal hafızamızda yer alsın diye bir kez daha söylüyoruz: Hüseyin Taşkaya’nın gözaltında kaybedilmesinden korucubaşı Sedat Bucak başta olmak üzere korucular Ahmet Bucak, Ahmet Ersin Bucak, Halil Beyazkaz, Kemal Üzeyroğlu, İsmet Özeyranoğlu, Mustafa Üzeyroğlu sorumludur. Hüseyin Taşkaya’nın gözaltında kaybedilmesinden dönemin

Siverek Jandarma Karakol Komutanı Üsteğmen Ahmet Şentürk,

Siverek kaymakamı Celalettin Yüksel,

Urfa Jandarma Alay Komutam Seral Saral,

Jandarma Asayiş Bölge Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı,

Urfa Emniyet Müdürü Mehmet Cebe,

Urfa Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube Müdürü Mustafa Tekin, Urfa Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Fidanboy,

Urfa Valisi Tevfik Ziyaeddin Akbulut sorumludur.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu