Güncel

452. Hafta Yine Galatasaray…

İstanbul:  452. Haftasında Cumartesi Anneleri yine Galatasaray Lisesi önündeydi. Aileler bu hafta Hayrettin Eren’in akıbetini sordu. 19 yıldır burada kayıplarını arayan aileler kayıplarımızın sadece kemiklerini istiyoruz artık sokaklara değil kayıplarımızın mezarlarını çiçeklerle donatmak istiyoruz dedi.

Aileler adına ilk olarak Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin konuştu. Bilgin konuşmasında; “Tayyip bizim sürecimizde böyle olaylar yaşanmadı diyor ama bakın Gezi parkında insanlar öldürüldü, birçok insan sakat bırakıldı, bunun bizim yakınlarımızın kaybedeilmesinden farkı ne?” dedi.

Bu hafta basın metnini Cumartesi Anneleri adına Mine Nazari okudu. Nazari yaptığı açıklamada Eren ile ilğili şu noktalara değindi; “Hayrettin Eren, 12 Eylül faşist darbesinin ardından 21 kasım 1980 günü arkadaşı ile birlikte İstanbul/Saraçhane’de gözaltına alınarak, Karagümrük Karakolu’na götürüldü. Karakola giden ailesi gözaltı defterinde onun adını gördü. Karakoldakiler Hayrettin’i ve arkadaşlarını Gayrettepe Siyasi Şube’ye gönderdiklerini söyledi. Gayrettepe’ye koşan Anne Elmas Eren, oğlunun kullandığı eşine aile olan 34 f 6798 plakalıotomobili şubenin bahçesinde gördü ama kendisine “gözaltında böyle biri yok” denildi. Anne Eren daha sonrasından tekrardan Karagümrük Karakolu’na gitti. Bu sefer karakoldakiler Hayrettin’i hiç gözaltına almadıklarını söyledi. Aile gözaltı defterini istediğinde ise Hayrettin’in adının yazılı olduğu sayfa yırtılmıştı.” Diyerek Eren’in kaçırılma sürecini özetleyen Nazari Hayrettin’î arama sürecini ise şu sözlerle anlatıyor; “5 kişi Eren’i gözaltına alınırken gördüğüne, karakolda ve siyasi şubede işkence ile sorgulandığına tanıklık ederek, şuç duyurusunda bulundu. Eren ailesi MGK başta olmak üzere       ilgili tüm kurumlara, tüm yetkililere başvurdu. MGK baba Kemalettin Eren’e yolladığı yazılı cevapta; “Hayrettin Eren Gözaltına alınmadı, aranıyor” dedi. Baba Eren çocuklarına “ Hayri’yi aramaktan vazgeçmeyin” vasiyetini bırakarak aramızdan ayrıldı.” Dedi. Nazari açıklamaya şu sözlerle devam etti; “Ağır insanlık suçlarının işlendiği 12 Eylül’le yüzleşmeden, darbe dönemlerinde karar alma ve uygulama mekanizmalarinda yer alan tüm devlet görevlilerini evrensel hukuka göre yargılamadan, destekleriyle bu faşizan zihniyetimeşrulaştıran sivil kişi ve kurumlardan hesap sorulmadan, demokratikleşme mümkün olmayacaktır.”  Diyerek açıklmayı sonlandırdı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu