GüncelManşet

(Foto) 24 Nisan: “Suç cezasız kaldıkça tekrarlar”

İstanbul: Yağmurlu caddelerden hızla ilerleyerek, Şişli Ermeni Mezarlığı’ndaki anmaya yetişmeye çalışıyoruz. İri tanelerle usul usul yağan yağmur ve kapalı gökyüzü, bir yası simgeliyor sanki. İster istemez bugünden tam 99 yıl geriye gidiyor ve düşünüyoruz:

Acaba Ermeni aydınlar, yazarlar, ileri gelenler de; o lanetli günde böylesi bir Nisan yağmuruyla korkularını bastırmaya çalıştılar mı? Acaba devamında kendi uluslarının başına gelecekleri tahmin ediyorlar mıydı?

Sonra tekrar bugüne geliyoruz. Şişli Ermeni Mezarlığı olarak tarif edilen yere gittiğimizde, buradaki mezarlığın Rum Ortodoks Mezarlığı olduğunu gördüğümüzde, görevliye Şişli Ermeni Mezarlığı’nı soruyoruz. Görevli gülümseyerek, arka sokağı işaret ediyor: “Arka caddede… Bugün en az 50 kişi yanlışlıkla buraya gelip, orayı sordu.

Arka caddeye doğru ilerlerken yağmur biraz daha hızlanıyor. Bu kez tam 3 yıl önceye Batman Kozluk Gümüşgörü Jandarma Karakolu’na gidiyor ve düşünüyoruz. Askerlik yapan Sevag Balıkçı, belki de o gün Ermeni olduğu için hiç olmadığı kadar huzursuzdu. Acaba “koskoca” jandarma karakolunun ortasında kendisine silah tutan er Kıvanç Ağaoğlu’na bakarken, 99 yıl önce büyüklerinin hissettiğini mi hissediyordu?

Ne 99 yıl önce ne de 3 yıl öncenin sorularına yanıt bulmamız mümkün artık! Ama her iki sorunun da ortak cevabı, Osmanlı ve mirasçısı TC’nin Ermenileri hiç sevmediği, soykırım uygulayacak kadar nefret ettiği tekçi zihniyetini sürdürdüğü… Hatta bugün Başbakan Erdoğan’ın temsil ettiği bu zihniyetin, “imaj tazeleme” adına Ermenilerin açık yaralarını kullanacak kadar pespaye oldukları…

 

“O zihniyeti çektiren zihniyet…”

Uzun arayışlar sonucu, kapısında bekleyen sivil polislerin varlığından dolayı bulduğumuz mezarlıktan içeri girdiğimizde çok sayıda kişi, ailesi ile birlikte Sevag’ın mezarı etrafındaki yerlerini almışlardı. İlahilerin, Ermenice ağıtların okunduğu mezar başında ailesinin yasına, onlarca insan da sessiz bir ağırbaşlılıkla eşlik ediyordu.

Ağıtlar sona erdiğinde HDP MYK üyesi Garo Paylan, kısa bir açıklama yaptı. “Adaleti vermedikleri için 3 yıl önce Sevag’ımızı aramızdan ayrıldılar bir 24 Nisan günü. Sevag’ı aramızdan alan zihniyet, o tetiği çektiren zihniyet; 99 yıl öncesinin hesabını vermeyen, 7 yıl önce Hrant’ı katleden zihniyetin hesabını vermeyen zihniyettir” dedi.

 

“Hrant’ın faillerini bakan yaptın…”

Suç cezasız kaldıkça tekrarlar” diyen Paylan örnekler verdi: “99 yıl öncenin katillerinin adları bugün sokaklarda, caddelerde, okullarda hala. 7 yıl önce Hrant Dink’i katledenler, bugün serbestler ve ‘kaldığımız yerden devam edeceğiz’ diyorlar. 3 yıl önce Sevag’ımızı aramızdan alan bir başka katil, bugün sokaklarda serbest geziyor.

Başbakan Erdoğan’ın dün açıkladığı taziyeyi kabul ettiklerini söyleyen Paylan “Ancak…” dedi ve ekledi: “Ancak sen Başbakansın 12 yıldır. Hrant Dink’in faillerini mahkeme önüne getirmediğin gibi bakan yaptın, milletvekili yaptın. Sevag’ımızın katillerini soruşturmadın. Taziyelerini kabul ediyoruz ama gereğini yap ve adaletimizi ver!

 

“Sevag, bir de açmayı çok severdi…”

Ve bir “yürek soğumasına” ihtiyaçları olduğunu belirtti Paylan: “Yüreğimizin soğuması ancak adaletle olur. Yüreğimizin soğuması ancak 99 yıl öncesinin açık yarasına bakmakla olur. Hrant Dink’in katillerini mahkeme önüne getirmekle ve yargılamakla olur. Sevag’ımızın katillerini ve ona o tetiği çektiren zihniyeti mahkum etmekle olur.

Açıklamanın ardından Balıkçı ailesi, oğullarının canı için hazırladıkları yiyecekleri dağıttılar. Yemek dağıtımının Ermeni kültürüne ait bir ritüel olup olmadığı konusundaki cehaletimizi gidermek ve baba Balıkçı ile sohbet etmek için ona sorduk.

Ölenlerimizin canı için dağıtıyoruz biz bunları. Tıpkı Müslümanlar gibi…” diyen baba Balıkçı’nın gözlerinin içi kıpkırmızı ama yine de elinde açma ve meyve suyu dağıtımını sürdürerek gülümsemesini sürdürüyor: “Sevag, bir de açmayı çok severdi. O yüzden…” diyor. Boğazımıza bir şey takılıyor…

 

[widgetkit id=596]

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu