H. Merkezi: Katalonya’da referandum tüm baskı ve engellemelere rağmen gerçekleşti. Oy kullanan seçmenlerin yüzde 90.09’u bağımsızlığa “evet” dedi.
Polis ve jandarmanın saldırıları altında gerçekleşen ve 844 kişinin yaralandığı Katalonya’da, halkın 90,09’u bağımsızlığa ‘Evet’ dedi. Katalonya Özerk Bölgesi Hükümet Sözcüsü Jordi Trull, Pazar günü yapılan referandumda oy kullanan seçmenlerin yüzde 90,09’unun bağımsızlığa “Evet” dediğini açıkladı.
Trull, referandumda 2 milyon 262,424 seçmenin oy kullandığını söyledi. Katalonya’da yaklaşık 5 milyon 300 bin seçmen var. Bu da katılım oranının yüzde 42,3 olduğu anlamına geliyor.
Öte yandan Katalonya Özerk Yönetimi Başkanı Carles Puigdemont da Pazar günkü referandum sonrası bağımsız bir devlet kurma hakkını elde ettiklerini söyledi. Diğer Katalan liderlerle birlikte televizyondan halka hitap eden Puigdemont, tek taraflı bağımsızlık ilanı kapısının açıldığını belirtti. Puigdemont böylesi bir durumda kuracakları devletin bir “Cumhuriyet” olacağını da vurguladı.
İspanya Başbakanı:“Bugün Katalonya’da bir bağımsızlık referandumu yapılmadı
İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, Katalonya’da düzenlenen referandumla ilgili “Bugün Katalonya’da bir bağımsızlık referandumu yapılmadı” dedi ve 760’dan fazla kişinin yaralanmasına neden olan polise teşekkür etti.
İspanya Başbakanı Rajoy’dan Katalonya bağımsızlık referandumu ile ilgili açıklama yaptı. Rajoy, en az 760 kişinin polis saldırısıyla yaralandığı Katalonya’da polise “kanunu korudukları ve görevlerini icra ettikleri” için teşekkür etti. “Bugün bir bağımsızlık referandumu yapılmadı” ifadelerini kullanan Rajoy, Katalonların büyük çoğunluğunun “ayrılıkçıların yolundan gitmediğini” ve oy kullanmadığını iddia etti.
Öte yandan, İspanyol İçişleri Bakanı ise polis saldırılarına dair “ölçülü ve profesyonel” yorumunda bulundu.
“Türkiye’de Bile Görülmedi”
Madrid yönetiminin “yasa dışı” kabul ettiği referandumda oy verilmesini engellemek için İspanyol polisi saldırıya geçmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştı.
İtalyan hükümetinden referandum ya da polis müdahalesiyle ilgili resmi bir yorum gelmezken, muhalefetteki aşırı sağcı Kuzey Ligi, Madrid yönetimini sert şekilde eleştirdi.
İtalya’nın kuzeyindeki Padanya bölgesinin bağımsızlığını savunan bir parti olarak doğan, son yıllarda ise ulusal bir partiye dönüşme çabaları sergileyen Kuzey Ligi, Madrid yönetimini “Türkiye’ye benzemekle” suçladı.
‘Türkiye’de bile görülmedi’
Kuzey Ligi lideri Matteo Salvini, “Barcelona’da, 2017 yılına yakışmayan inanılmaz manzaralar gördüm. Madrid’de birileri hesap vermeli, çünkü toprakları için bir referandumda oy vermek isteyen yüzlerce kişiyi yaralamak Sovyetler Birliği’nde bile, hatta en kötü Türkiye’de bile görülmemiştir” dedi.
Salvini ayrıca, 22 Ekim’de İtalya’nın kuzeyindeki Lombardia ve Veneto bölgelerinde özerklik için referandum yapılacağını da hatırlatarak, “Lombardia ve Veneto’daki referandumda ayrılık için değil, otonomi için; okulları, yolları, trenleri, hastaneleri daha iyi yönetmek için oy verilecek. 22 Ekim bir bayram günü olacak ve polis de vatandaşlara güler yüzle eşlik edecek” şeklinde konuştu.
Kuzey Ligi’nden Senato Başkan Yardımcısı Roberto Calderoli de Katalonya’da oy vermek isteyen “kadın ve yaşlıların dövülmesi görüntülerinin, birkaç yıl önce Türkiye’de öğrencilerin güç kullanılarak bastırılmasına benzediğini” söyledi.
Calderoli, “Katalanlar yalnızca demokrasinin öngördüğü gibi katılımda bulunmak, bir referandumda kendilerini ifade edebilmek istiyorlardı. Buna güç kullanarak karşı çıkan biri ancak Erdoğan ve Esad gibi bir diktatördür. İspanya Franco diktatörlüğünden hiçbir şey öğrenmemiş gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.
Barcelona Hangi Ligte Oynayacak?
İspanya’nın özerk bölgesi Katalonya’nın bağımsızlık referandumu etrafında dönen en güçlü tartışmalardan biri, Barcelona futbol kulübünün geleceği ile ilgili.
Namı-diğer ‘Barca’nın Katalonya’nın bağımsızlık söyleminde nerede durduğu çokça konuşulan konulardan biri.
Katalonya’nın bağımsızlığını elde etmesi durumunda Barça olarak adlandırılan futbol kulübü Barcelona’nın, İspanya’nın profesyonel futbol birinci ligi La Liga’da mücadele edip etmeyeceği ile ilgili tartışmalar uzun zamandır sürüyor.
Dünyanın en ünlü ve en fazla sayıda taraftara sahip futbol kulüplerinden biri olan Barça, Katalonya’nın en değerli ve büyük takımlarından biri.
Forbes’un 2017’nin en değerli futbol kulüpleri listesine göre Barça, 3,64 milyar dolar ile Manchester United’dan sonra dünyanın en değerli ikinci kulübü. Kulübün Facebook’ta 103 milyondan fazla, Twitter’da ise 24,3 milyon kadar takipçisi var.
Kulübün başkan yardımcılarından Carles Villarubí, aynı ligde kalmaya devam edeceklerini ifade etti.
Diğer yandan La Liga’nın başkanı Javier Tebas ise bağımsızlık sürecinin söz konusu olması takdirinde Barcelona’nın nerede oynayacağına kendisinin karar veremeyeceğini söyledi.
Barça’nın ezeli rakibi olan Real Madrid’in teknik direktörü Zinedine Zidane’a göre ise Barcelona’nın olmadığı bir La Liga hayal bile edilemez. Öte yandan bu kadar değerli bir kulübün dünyanın herhangi bir ligi tarafından seve seve kabul edileceği de yapılan diğer yorumlar arasında.
“Bir kulüpten fazlası”
Barça’nın bağımsızlığın gerçekleşmesi durumunda hangi ligde mücadele edeceği tartışmaları bir yana, futbol kulübünün Katalonya’nın bağımsızlık söyleminde nerede durduğu da çokça konuşulan konulardan biri.
“Més que un club” yani “Bir kulüpten fazlası” sloganını kullanan Barça’yı hedef alan bu tartışmalar, “Futbol asla sadece futbol değildir” saptamasını akıllara getiriyor.
Barcelona futbol kulübü resmi olarak referandumun düzenlenmesinden yana.
Kulüp, şimdiye kadar siyasi açıdan en sert duruşunu 20 Eylül’de Katalan siyasetçilerin gözaltına alınmasının ardından gösterdi.
Barcelona’nın internet sitesinden yapılan resmi açıklamada, “Ulusa, demokrasiye, ifade özgürlüğüne ve ulusların kendi kaderini tayin etme hakkına tarihi olarak sadık kalan FC Barcelona, bu hakların özgürce yerine getirilmesini engelleyen her hareketi kınamaktadır” ifadesi kullanıldı.
Açıklamada ayrıca, “Üyelerinin çeşitliliğine sonsuz saygı duyan FC Barcelona, Katalanların çoğunluğunun iradesini desteklemeye devam edecektir, bunu da sivil, barışçıl ve örnek oluşturacak bir şekilde yapacaktır” denildi.
Takımın önemli oyuncularından Gerard Piqué ise Twitter’dan yazdığı mesajında, #Votarem (Oy vereceğiz) etiketini kullanarak, ” Bugünden itibaren Pazar’a kadar barışçıl bir şekilde kendimizi ifade edeceğiz. Onlara hiçbir bahane vermeyelim. Zaten bunu istiyorlar. Yüksek ve güçlü bir şekilde sesimizi çıkaralım” dedi.
Ne olmuştu
Katalonya özerk yönetimi, İspanya Anayasa Mahkemesi’nce yasadışı ilan edilen Bağımsızlık Referandumu’nun Madrid Hükümeti’nin tüm engellemelerine rağmen gerçekleşeceğini duyurmuştu.
Bağımsızlık yanlısı Katalanlar genç yaşlı demeden, oy kullanımını güvence altına almak üzere geceden oy kullanım merkezlerinde kalmış, sabahın erken saatlerinde toplanmaya başlamıştı.
Oylamayı engelleme emri alan polis, oy kullanım merkezlerini basarak sandıklara el koydu. Oy kullanım merkezleri önünde bekleyenleri darp etti. Katalan özerk yönetimi ise tüm engelleme girişimlerine rağmen oy kullanma merkezlerinin yüzde 70’inin faal olduğunu duyurdu.
Katalonya özerk yönetimi Başkanı Carles Puigdemont, oy kullanması beklenen yerin aksine Girona bölgesindeki Cornella del Terri’de oy kullandı. Ardından polis baskınının gerçekleştiği esas oy kullanım merkezine geçen Katalan lider, İspanyol yetkililere bölgedeki şiddeti durdurma çağrısında bulundu.
Barcelona Belediye Başkanı Ada Colau, Twitter hesabından yaptığı açıklamada İspanyol polisinin saldırısı sonucu 760’dan fazla kişinin yaralandığını belirterek, “Barcelona Belediye Başkanı olarak, savunmasız insanlara yönelik bu polis saldırısının derhal durdurulmasını talep ediyorum” dedi. Gün boyunca yaşanan saldırılarda toplamda 844 kişi yaralandı.
