MakalelerPusula

Geçmişten köklü kopuş sağlayamayan, yeni ve gelecek için savaşamaz-1

Devrimci hareketin daha etkin ve kitlesel bir güç haline gelememesinin, kitlelerle canlı politik bağlar kuramayıp devrimci savaş çıtasını yükseltememesinin nedenlerinin başında, sahip olduğu kadro ve militanların niteliklerinin zayıflığı gelmektedir. Çünkü önderlik ve örgüt sorunundan bahsediliyorsa, orada ideolojiden ve insan sorunundan bahsediliyor demektir. Yani iddiaları uğruna yaşayan, çalışan, savaşan, örgütleyen, yaşamını iddialarına adayan insan yaratamama sorunundan bahsediliyordur. Ve elbette ki bir sorundan bahsediliyorsa orada önemli bir görev de durmaktadır.

Bilinmektedir ki emperyalist-kapitalist sistemin ideolojik saldırı hedefinin başında devrime inanan kadro ve militanlar gelmektedir. Burjuvazinin ideolojik  saldırısından kitleler etkilendiği gibi kadro ve militanlar da etkilenmektedir. Öyle ki sömürü ve baskıya dayalı sistem, en çok bilinçli ve inançlı insanları hedefliyor. Onları etkisi altına alıp, kuşatmaya, sarsmaya, çürütmeye çalışıyor. Bugün temel görev; bu saldırılara göğüs gerecek ve süreci birçok yönüyle analiz edip, kavrayacak ve tersine çevirecek adımları örgütlemektir.

Proleter ideoloji olmadan örgüt, önderlik yaratılamadan ne kitleler ne devrimci savaş örgütlenir. Önderlik komitelerden, komiteler kadro ve militanlardan oluşur. Kısaca  devrimci göre-vin en temel ve önemli yerinde bilinçli ve inançlı insan yaratma görevi durmaktadır. Bunların yaratılmasında ciddi engellerin başında, geçmiş (küçük burjuva) yaşam ve ideolojiden yeterince köklü bir kopuşu sağlayamamak gelmektedir. Geçmişten, eskiden köklü kopuş sağlayamayan, yeni ve gelecek için savaşamaz. Küçük burjuva yaşam ve düşüncenin alt edilmesinde, yeninin yaratılmasında önemli rol oynayan devrimci eğitim ve bunun önemli bir bileşeni olan devrimci eleştiri rolünü yeterince  oynayamadığında bütün çabalar sonuçsuz kalır. Çünkü eski yaşam ve düşüncenin etki gücü, küçük burjuvazinin üzerinde fazlasıyla etkilidir.

Bu konuda oldukça fazla şey söylenmekte ancak iş pratiğe, gerçeğe, bizzat kendimizle yüzleşme ve hesaplaşma, değişme sorununa gelince küçümsenmeyecek bir direnç ve yüksek düzeyde bir tepkiyle karşılaşırız.  Bu durumda küçük burjuvazi akıl almaz bir iç savunu ortaya koyar. Olumsuz ve iyi gitmeyen işler karşısında başlar kendileri dışında herkesi eleştirmeye, suçlamaya ve saldırmaya. Kendisi dışındaki herkes mutlak hatalıdır.

Militan-örgüt-komite-halk-koşullar; kısaca herkes yanlış ve hatalıdır. Ancak bu hatalar sıralamasında sıra hiçbir zaman kendilerine gelmez. Kendi hata ve zaaflarını hiç görmez. Kendilerinden hiç söz etmezler. Bu “kadro ve militan” tipi devrimin gelişim dinamizmini zayıflatan önemli unsurların başında gelir. Bu tip “militanlar” ne devrimci görevlerini yerine getirir ne de düşmana etkili darbeler vurabilir.

Devrimci eleştiri bir tedavi, hastaya yönelik devrimci bir müdahale hareketidir. Devrimci eleştiri; küçük burjuva dünya görüşüne, onun bakış açısına, düşünce ve yaşam tarzına, alışkanlıklarına yönelik bir yıkım hareketidir. Aynı zamanda proleter dünya görüşünün, düşünce, yaşam ve çalışmanın inşasıdır. Devrimci eleştirinin ikili yanı vardır: Yıkmak ve inşa etmek. Yıkmadan inşa olmaz.  Devrimci eleştiri; burjuva ve küçük burjuva dünya görüşünün düşünce, yaşam ve çalışmanın köklü yıkımıdır. Proleter dünya görüşünün, düşünce, yaşam ve çalışmanın ise inşasıdır. Kısaca eskinin yıkıcısı, yeninin yapıcısıdır.

Nasıl ki hekim tarafından hastaya yönelik  gerekli ve zorunlu bir operasyon ortamı yaratılıp onun iyileşeceğine dair telkinlerde bulunularak hastayı iyileştirme ortamı hazırlanıyorsa, aynı şekilde eleştiri için; hastayı kurtarmak, hastalığı tedavi etmek amaçlı bir eleştiri ortamının hazırlanması gerekir. Eleştiri ortamı kolektifin bilinçlenmesi, aydınlatılması eleştiri silahının, devrimci mücadelenin vazgeçilmez bir parçası olduğunun kavratılması ve bu bilincin var olmasını etkin kılınmasını sağlayacak koşulların yaratılmasıdır. Bu ortam hazırlanmadan, (kavratma ortamı ve devrimci yaşamı) devrimci çalışma için samimi ve yoldaşça bir atmosfer yaratılmadan, eleştiri doğru kavranmaz ve kolay kabul edilmez. Eleştirinin su ve hava kadar yaşamsal ve gerekli olduğu, gelişimin zorunlu bir yasası olduğu kolektife kavratılmalıdır. (Devam edecek)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu