GüncelManşet

Sinoplu Rıfat Horoz: “Kobanê direnişine katılmaya geldim”

Pirsûs: Kobanê’de gerici İŞİD saldırılarına karşı süren YPG direnişi, Rojava devriminin ruhuna da uygun şekilde pek çok ulus ve milliyetten, farklı sınıf ve kültürlerden insanların da desteğini alarak sürüyor. YPG saflarında Kürt, Türk, Laz, Amerikan, Alman devrimciler de Kürt halkının bu direnişinde saf tutuyor. Türkiyeli Devrimci güçlerin de YPG ile birlikte silah tutarak desteklediği Kobanê direnişine dair bahse konu tabloyu Sınır nöbetlerinde de görmek mümkün.

Burada da bir çok ülkeden aktivistler ve ülkenin değişik yer ve milliyetlerinden insanlar da budirenişin parçası oluyorlar. Biz de Özgür Gelecek Gazetesi olarak bu insanlardan Sinop’lu, Arnavut kökenli Rıfat Horoz’la sohbet ediyoruz.

-Burada olmayı ve Kobanê direnişini nasıl anlıyorsunuz?

Rıfat Horoz: İsmim Rıfar Horoz. Sinop Türkeli Gaziler köyü nüfusuna kayıtlıyız biz. Yugoslav göçmeniyiz. Priştinadan gelmeliyiz. Priştinada 1912 yılında demokratik özerklik paradigmasını Osmanlı Devleti’ne sunmuşuz biz.

1911 yılında barış görüşmeleri başlıyor ve 1912 yılında da bu 12 maddelik paradigmayı biz sunuyoruz. Bu yıllarda Balkanlarda savaşlar var ve bu savaşlardan kaynaklı olarak Osmanlı’nın Balkanlarda çöküşü var. Bu süreçte Bulgaristan, İtalya, Romanya bölgelerinde de sıkıntılar var ve bu sıkıntılar Balkanlara da sıçrıyor. Bu bölgelerde Osmanlı’nın da egemenliği var.

Bu bölgede Arnvutlar da Osmanlıya karşı ayaklanıyorlar, benim dedelerim ve babaları da bu isyanda yer alıyor. Arnavut Memo diye de’mokratik özerklik paradigmasını sunan bir önder var. Ve şu an Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın sunduğu paradigmanın aynı benzeri.Aranavut tarihine baktığımızda, Arnavut hareketinin tarihini incelediğimizde Öcalan’ın sunduğu paradigmanın 12 maddelik halinin sunuyor. Öcalan ise 8 maddelik halini sunuyor.

Bu mücadeleye biz yabancı değiliz yani. Tito’dan öce bizim atalarımız demokratik özerkliğin inşası için mücadele etmişler. Kürt ulusal mücadelesine baktığımızda enternasyonalist bir hareket olduğunu görüyoruz. Yugoslavya’da ve dünyanın diğer yerlerinde de örgütlenmesi var. Ve bu hareketin kendisi dar, ulusal ve sınıfsal bir hareket değil, enternasyonalist bir hareket ve ben de bu hareketin içinde yerimi almak istedim. Daha önce de yasal anlamda partilerde çalıştım. En son Demokratik Ulus dergisinin dağıtımını yapıyordum. Kendi köyümde, Sinop’ta demokratik özerklik paradigması ile ilgili çalışma yaptım, ki oralılar da buna yabancı değil.

Kendi alanımda yeterli görmedim kendimi ve Kobanê direnişine katılmaya geldim. Kobanê direnişinde, devrimci halk savaşına kendimi katarak demokratik halk direnişine biribir fiziksel olarak katılmak ve onu yaşamak istedim. Bu yüzden de buraya geldim.

-Duyduğuma göre, evinizi Rojavalılara vermişsiniz.

-Evet, Gebze’deki evimi iki Kobanê’liye verdim ve atlayıp buraya geldim. Çay bahçem vardı, onu da devredip buraya katılmaya geldim. Devrimden sonra Rojava’da Kantonlarda çalışmayı düşünüyorum. Demokratik özerkliğin inşası için tarım alanlarında emek katmayı düşünüyorum.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu