Güncel

GÜNCEL | Salgına karşı mücadelede Kürt illerinde durum…

"Sağlık alanında iktidarın Kürtçe’ye yer vermediği ortadadır. Bu durum da T. Kürdistanı’nda aşı olamama meselesinde ciddi bir etkendir. Aşı karşıtlığı olmasa bile aşıya karşı ayrı bir tereddüt oluşturmaktadır"

Pandemi süreci boyunca kapalı kapılar ardında “iş çeviren”, kendileri dışında herkesi ölüm ve açlıkla yüz yüze bırakan devlet ve iktidarın, halk nezdinde daha fazla teşhir olan kirli yüzü; ekonomik, siyasal ve sosyal alanlarda krizi derinleştiren bir yerde durdu.

Süreci çıkarı için kullanan AKP-MHP iktidarı, salgına çare olarak sunulan aşı sürecini de yönetemedi. Oldukça geç kalınmasının yanı sıra pandemi sürecinde uygulanan politikalar halkta ciddi bir güvensizlik yaratmıştı; bu güvensizlik beraberinde “aşı karşıtlığını” da getirdi. Aşı krizini çözemeyen ve pandemi ile mücadele uygulamaları kapsamında halk sağlığını deneme tahtasına çeviren iktidarın aşı politikası da “sürpriz” bir haberle değişti: Covid-19 olan birinin ikinci doz aşısı iptal edildi.

Bu yazının yazıldığı saatlerde NTV’nin geçtiği habere göre, iki dozluk kullanımı olan bir aşının Covid-19 geçirenler için tek doza düşürüldüğü ve ikinci doz randevularını bekleyenlerin randevularının iptal edildiği duyuruldu.

Salgınla mücadele kapsamında sürekli tarife değişikliği ile dikiş tutturmaya çalışan iktidarın pandemi sürecinde gerçekleri halktan gizlemesi, yalan ve manipülasyona başvurması karşısında süreci yakından takip eden, inceleyen ve raporlaştırmaya çalışan kurumlardan biri Türk Tabipler Birliği oldu. TTB’nin 5 Temmuz’da gerçekleşen 73. Büyük Kongresi’nin teması da bu başlıklardı.

Sosyal cinayet ve kırım!

Pandemi gerçeğine sırt çeviren hükümet politikalarının bedelini Kürtler, Aleviler, işçiler, yoksullar, kadınlar, LGBTİ+lar, mülteciler, evsizler, ötekileştirilenler ve sağlık emekçileri ödedi/ödemeye de devam etmektedir. Saray duvarlarını aşamayan toplumsal önlemler, Saray kâselerini büyüten ekonomik ve sosyal destekler, virüsün Saray dışında rahatça dolaşımını ve gelişimini sağladı. TTB’nin vurguladığı gibi “önlenebilir ölümler, sosyal cinayete ve sosyal kırıma dönüştü.”

Bu tablo halk genelinde aşıya karşı bir reaksiyonun oluşmasına neden oldu. Bu kapsamda hazırlanan her çalışmanın-raporun temel başlığını ise “güven, tereddüt, şeffaflık, eşitlik” gibi kavramlar oluşturdu. Gerçekleri çarpıtmada ustalaşmamış AKP-MHP hükümeti ise tabloyu es geçerek aşı kampanyasına ve “Avrupa bizi kıskanıyor”, “Avrupa’da aşı ücretli” propagandası yapmaya başladı.

Bu tablo içerisinde aşı karşıtlığı meselenin sadece pandemi süreciyle ilintili olmadığını ancak bu süreçte kat ve kat arttığını ifade etmek gerekir. 2011’den 2018’e (aşı reddinin 182’den 22 bin civarında bir rakama ulaşıldığı ifade edilmektedir) kadar aşı reddinde ciddi bir artışın olduğunu ifade eden bütün sağlık kuruluşları, bu durumu 2019 yılında Türkiye genelinde aile hekimleriyle yapılan bir çalışmayla kamuoyuna sundu. Bu çalışmalar uluslararası tıp dergisi Human Vaccines&Immunotherapeutics ile paylaşıldı. Dergide yayımlanan çalışmaya göre, Türkiye’de nüfusa oranla aşı reddinin en yüksek olduğu kesimin T. Kürdistanı olduğu ifade edilmektedir.

Aşı karşıtı reaksiyon…

Genel tablo içinde hükümet politikaları nedeni ile artan aşı karşıtlığı Covid-19 sürecinde daha belirgin olarak açığa çıkmaktadır. Bu politikalara eşgüdümlü olarak Kürt halkının reaksiyonu da açık bir biçimde gözler önündedir. Sağlık Bakanlığı’nın verileri bile bu gerçeği saklayamamaktadır.

Bu verilere göre, 25 Haziran itibariyle Türkiye’de toplam 46 milyon 34 bin 689 kişi Covid-19 aşısı oldu. Bunların sadece 14 milyon 752 bin 330’u iki dozu da yaptırabildi. Bakanlık, aşıda yaş sınırını indirse de bazı illerde aşılanma oranının çok düşük olduğu görüldü. Bakanlığın aşı haritasında özellikle de Kürt nüfusun yoğun olduğu illerde aşılanan kişi sayısının az olduğu dikkat çeken bir nokta oldu. Buna paralel T. Kürdistanı’nda artan vaka sayılarına da işaret etmek gerekir.

HDP Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, yoğun olarak Kürtlerin yaşadığı illerdeki aşılama oranının düşüklüğünü TBMM gündemine taşıyarak konu hakkındaki sorularını Sağlık Bakanlığı’na yöneltti. “Kürtlerin yoğun yaşadığı illerde aşılama oranının az olmasının gerekçesi nedir?” diyen Koçyiğit, salgının önlenmesi için ülkede Ocak ayından itibaren başlatılan aşılanmada 33.5 milyondan fazla aşı yapıldığını, Kürtlerin yoğun yaşadığı illere bakıldığında aşılanma oranının ülke genelinin 4-5 kat gerisinde olduğunu belirtti.

Bu topraklarda Kürt realitesi, her konuda olduğu gibi pandemi ve aşı uygulamasında da bir turnusol kağıdı işlevini görmektedir. Kürt halkına karşı topyekun imha temelli saldırıları geliştiren iktidarın pandemi sürecinde de vazgeçemediği ve daha fazla saldırdığı kesim yine Kürt halkı ve temsilliyeti oldu. Hem sınır içinde hem dışında Kürt halkına dönük siyasal ve askeri operasyonlar devam etti. Şu açıkça ifade edebilir ki, Kürt halkı pandemi sürecinde hem Covid-19 hem de AKP-MHP faşist iktidarının saldırılarına maruz kaldı ve iki noktada kendisini savunmak zorunda kaldı.

Önceki saldırılar bir yana pandemi sürecinde de yüzlerce HDP’li tutuklandı, binlercesi gözaltına alındı, milletvekilleri tutuklandı, onlarca fezleke hazırlandı, aynı şekilde yüzlerce kişi işkenceye maruz kaldı, HDP’ye kapatma davası açıldı ve İzmir’de HDP’li Deniz Poyraz katledildi.

Bu tabloyu ortaya koyduktan sonra şu sorular ister istemez karşımıza çıkıyor. Tarihin hiçbir döneminde Kürt’e ölümden başka bir şeyi reva görmeyen TC devleti Kürt halkına salgın sürecinde derman olur mu? Olsa da Kürt halkı, bu iktidara güvenir mi? Diğer illerde iktidarın sağlık politikalarından kaynaklı aşıya yönelik gelişen tepki ve tartışılan “güven, tereddüt, şeffaflık, eşitlik” kavramları Kürt ileri açısından aynı kategoride değerlendirilebilir mi?

Bir diğer alt başlık olarak önemli bir yerde duran bir mesele de anadildir. Sağlık alanında iktidarın Kürtçe’ye yer vermediği ortadadır. Bu durum da T. Kürdistanı’nda aşı olamama meselesinde ciddi bir etkendir. Aşı karşıtlığı olmasa bile aşıya karşı ayrı bir tereddüt oluşturmaktadır. Sağlık hizmeti anadilde verilmediği gibi salgına karşı mücadele ve bu kapsamda aşı bilgilendirmeleri de Türkçe yapılmaktadır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu