GüncelManşet

Avukatlar; “Cizre katliamı tüm çabalara rağmen gizlenemiyor”

 H. Merkezi: TC devletinin Cizre’de yaklaşık 3 ay süren ablukasının ardından ilçeye gidişler ve incelemeler devam ediyor.

Devletin “yasağı” kaldırdığı ancak ablukasını sürdürdüğü ve ilçedeki “temizlik” adı altında katliamları örtmek için ablukaya devam ettirmesinin ardından Cizre’ye giden Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Mezopotamya Hukukçular Derneği, Asrın Hukuk Bürosu, Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı çalışanı avukatlar, ilçeye giderek yaşanan hak ihlalleri ve hukuki süreçleri belgelemek amacıyla bir ön rapor hazırladı.

Cizre’ye giden Hukuk emekçileri ilçede yaptıkları incelemeler, görüşmeler sonucu edindikleri bilgileri içeren bir ön rapor hazırladı. Raporda, Görüşme yapılan ev/aile sayısı 376 olarak verilirken,  Cudi, Yafes, Nur ve Sur Mahalleleri Dicle, Dağkapı, Alibey, Konak, Kale, Şah Mahallesi olmak üzere birçok mahallelerde incelemelerde bulundu.

Hukukçular, görüştükleri evlerde “şüpheli ölüm” sayısını 143,  “kayıp” sayısını 6 olarak verirken, görüştükleri evlerde yaralı sayısının ise “çok sayıda ve belirsiz” olarak verdi.

Hukukçular raporda, 122 cenazenin Cizre’de defnedildiğini, 42 cenazenin başka şehirlerin mezarlıklarına olmak üzere toplam 83 cenazenin “Kimsesizler Mezarlığında” defnedildiğini kaydederken, bodrumlarda katledilen 178 cenazenin diğer illere gönderildiğini, 150’den fazla bedenin yakılmış halde olduğu tespit etti.

Cizre’de kadın düşmanlığı

Hukukçuların raporunda “kadınlar” başlıklı bölümünde ise TC devletinin son dönemdeki kadılara yönelik katliamcı, düşmanca tutumunu bir kez daha ortaya koydu. Raporda, JÖH (Jandarma Özel Hareket)/PÖH (Polis Özel Harekât) vd)] konuşlandığı birçok evde, kadın iç çamaşırlarının bulundukları yerden çıkarılarak yerlerde sergilenmiş halde ortalıkta birçok kullanılmış prezervatife bulunduğunu dile getirdi. TC’nin katliamcı polisleri devletin erkek egemen, cinsiyetçi bakış açısını, “kızlar geldik”, “biz geldik, siz yoktunuz” “fıstığın evi”, “Bodrum’da aşk bir başka güzel” gibi iğrenç cümlelerle gösterdiğini yazan raporda hukukçular görüşmelerle, birçok kadının bebeklerini ölü doğurduğunu, yine kadınların birçoğunun erken doğum yaptığını belgelerine ekledi.

cizrede katliamon ardındanHukukçuların raporunda kadılarla ilgili, “Bazı kadın cenazelerinde memelerin kesilmesi fiiline rastlanmıştır. Henüz 15 yaşındaki bir kadının gözleri çıkarılıp bedeni parçalanarak öldürüldüğü, öldükten sonra dahi bedeninin tahrip edildiği ve hatta yakıldığı belirtilmektedir. Bir başka kadının cenazesi de ailesince, kafası olmayıp dört parçaya bölünmüş halde bulunmuştur”  şeklinde dikkat çekici kısımlar yer alıyor.

Hukuk emekçileri çocukların yaşadığı sürece dair birçok konuya değinirken “Cizre’ye girişte ve Cizre içinde karşılaşılan keyfî uygulamalar”, Cizre halkının bombardıman, yıkım ve tehdit fiilleriyle ve gıda, elektrik, su, ısınma gibi temel ihtiyaçları karşılanamaz hale sokularak göçe zorlanması” gibi birçok başlıkta devletin Cizre’de gerçekleştirdiği katliamı belgelerine ekledi.

Hukukçular, “Cizre’de ihtiyaçlar devam ediyor”

Hukukçular, “1.200’ü ağır hasarlı olmak üzere 10.000 ev ve işyerinin hasar gördüğü belgelenmiştir. Yaşam alanlarının tümden yok edilmek sureti ile geri dönüşlerin imkânsız hale getirilmeye çalışıldığı tespit edilmiştir” diyerek, Cizre’de yaşanan süreci aktardı.”Cizre’de kalan tüm nüfus 02.03.2016 tarihine değin ciddi boyutlarda yiyecek ve içecek sıkıntısı çekmiştir. Bugün itibariyle de ilçede gıda sıkıntısı sürmektedir” diyen hukukçular ilçede hala birçok ihtiyacın devam ettiğine dikkat çekti.

JÖH, PÖH gibi ırkçı faşist devletin kolluk güçlerinin kadınlara yönelik ayrımcı, cinsiyetçi ifadelerinin bir başka benzerinin de, “Ermeni Piçleri…”, “Kökünüzü kurutacağız”, “Türk’ün gücünü göreceksiniz”… Şeklindeki hakaret ve tehdit içeren anonslar yapılmış, benzer içerikte duvar yazılarının yazıldığını belirtti. Raporda, 7 Şubat 2016’da resmi devlet kanalında “bodrum katına düzenlenen operasyonda 60 “teröristin öldürüldüğü” şeklindeki haberin yayınlanması ve ardından geri çekilmesi ile Cizre’nin birçok bodrumundan katliam haberlerinin, yakılmış bedenlerin kamuoyuna yansıdığını dile getirdi. Hukukçular, üç adet binanın bodrum katlarından çıkarılan toplan cenaze sayısı 167 olarak belirlerken, bodrumların adreslerini, “Birinci bodrum: Cudi Mahallesi, Bostancı Sokak, No:23. İkinci Bodrum: Cudi Mahallesi, Narin Sokak, No:14. Üçüncü Bodrum: Sur Mah. Akdeniz Sok. No:16.”  Şeklinde verdi.

Katliamın üstü örtülmeye çalışıyor

cizre raporuuHukuk Emekçileri düzenledikleri raporda, objektif çıkarımlardan (saldırılar ve baskı nedeniyle) kaçınıldığı izlenimi edinilen (ulaşılabilen) Otopsi Raporlarının genelinde, “Yanmış olanlara; Belirlenemeyen sebeplerle ölümün gerçekleştiği, Silahlı öldürmeler yönünden: Envanterde olmayan silahlarla öldürmelerin gerçekleştiği, Üzerinden araç geçirilerek öldürüldüğü değerlendirilen yaralılar yönünden: Kesin ölüm sebebi belirlenmediği gibi tespit cümlelerine yer verilmiştir” şeklindeki bulgularıyla devletin katliamlarını nasıl gizlemeye çalıştıklarını ancak gerçeğin orta yerde durduğunu bir kez daha açığa vurdu.

Hukukçuların hazırladığı ön rapor sonucunda”Cizre’de yaşanan vahşet, kamuoyuna yansıyandan daha büyük ve ağır niteliktedir.14.12.2015-02.03.2016 tarihleri arasında yaşanan olaylar esnasında aralarında kadınlar, bebekler, çocuklar, yaşlılar şeklinde sivillerin de bulunduğu 280’in üzerinde insan hayatını kaybetmiştir. Cenazelerin büyük kısmının yakılmış olması, farklı illere dağıtılmış olması, bir kısmının kimlik eşleşmesi yapılmadan gömülmüş olması gibi nedenlerle halen net ölüm sayısı tespit edilememektedir” şeklinde tespitiyle sona eriyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu