GüncelManşet

Hamburg’da Rote Flora’nın Yıkılmasına Karşı Çıkalım

Hamburg’ da çeşitli otonom, solcu ve antifaşist gruplar tarafından kullanılan “Rote Flora” kültür merkezi Hamburg’da devleti, emlak ve finans kurumlarını çok ciddi rahatsız etmektedir.

Hamburg eyaletinde devlet eli ile özel mülkiyet olarak satılan ve belli bir süre sonrada devletin politikalarına karşı çıkanların, sol grupların tasfiyesi amacı ve bulunduğu mevki ile de devlet politikalarına karşı çıkanların solcu, demokrat, devrimcilerin ve duyarlı insanların uğrak alanında tasfiye “dizayn” edilmesi amacı ile yıkılmak istenmektedir.

Buna karşın 22 Aralık günü Rote Floranin yıkılmasına karşı çıkan 10 binlerce kişinin katılım gösterdiği bir yürüyüş organize edildi. Ne var ki sistemin yürüyüşten rahatsız olduğu aşikârdı. Bundan dolayı da yürüyüş başlamadan antifaşist ve sol grupların önüne geçerek cop biber gazı ve de tazyikli su sıkarak kitlelere saldırmıştır.

ATİF`in de yıkılmasına karşı çıktığı Rote Flora`yı biraz yakından tanımak gerekiyor. Rote Flora kentin simgelerinden biridir. 25 yıllık bir öyküye sahip olan Rote Flora, 1989 yılında atıl durumdayken solcu gruplar tarafından işgal edilerek kültür merkezine dönüştürülmüştü. Binanın inşaat tarihi ise 1835`e dayanıyor.

1980’li yılların sonunda Batı Avrupa’nın hemen tüm büyük kentlerinde boş duran binalar, solcu gençler tarafından işgal ediliyordu. O yıllarda Batı Avrupa’da solun en önemli siyasi söylemi “mülk sahibi olmanın mülkün sahibine sosyal sorumluluk yüklediği” savını içeriyordu. Nitekim, mülk sahiplerinin onarmadığı gibi kimselere kiralamayıp çürümeye bıraktığı binalar, bu gerekçeyle teker teker işgal ediliyor; evsizlerden üniversite öğrencilerine, küçük kasabalardan kendini büyük şehire atmış parası az gençlere kadar çok sayıda kişi, kirası makul konutların giderek azaldığı büyük Avrupa kentlerinde kendilerine yeni dünyalar yaratıyordu.

Sadece konutlar işgal edilmiyordu. Aynı binaların alt katlarında kafeler, küçük imalathaneler, dükkanlar, danışma ve kültür merkezleri açılıyor ve alternatif bir yaşam şekli hızla yayılıyordu.

Hamburg yetkilileri tarafından 21 Aralık’ta kapatılan “Rote Flora” kültür merkezi de işte böyle bir binaydı. Bina 2001 yılında bir emlak yatırımcısına satıldı. Ancak satış sözleşmesinde binanın yeni sahibinin, onarım işleri hariç binaya dokunmayacağı garanti altına alınmıştı. İlk başlarda yıkılması istemiyor gibi görünse de, zaman içinde gerçek yüzünü ortaya koymuştur Alman burjuvazisi. 25 yıldır binayı kullananlar bu duruma haklıolarak karşı çıktı. Bina sahibi ve kiracısı yargıya başvurdu.

hamburg gelişmeler 4 “Rote Flora Kültür Merkezi”nin 21 Aralık’ta kapatılması, polisin bu defa mülk sahibinin ilgili mahkeme kararını uygulatmakta ısrar etmesi üzerine gerçekleşen olaylar oldu. Aynı akşam düzenlenen miting de olaylar çığırından çıktı. 10 bin kişiye yakın kitlenin katıldığı yürüyüş daha başlamadan provokasyonlar başladı. Alınan bilgilere göre çıkan olaylarda 20’si ağır 500’den fazla eylemcinin ve 170’den fazla da polisin yaralandığı seklindedir.

Bu gelişmelere karşı, eyalet hükümeti semtin bir bölümünü “tehlikeli bölge” ilan ederek olası olayları önleme kararı aldı.

“Tehlikeli bölge” uygulaması polise, somut bir tehdit ya da şüphe olmaksızın kimlik kontrolü yapma hakkı veriyor. Almanya’da polis normal şartlarda, makul şüphe olmadan kimlik soramıyor ve arama yapamıyor. Polis bunu yaparsa, vatandaşın karşı çıkma ve şikayet hakkı var. Ancak “tehlikeli bölge” ilan edilen yerlerde polisin kimlik sorma ve arama hakkının yanında, şüpheli gördüğü kişilerin belirli yerlerde toplanmasını yasaklama hakkı da bulunuyor ve bu hakları bir çok kişiyi keyfi göz altına alınıyor “tehlikeli bölge” ilan edilen yerlerde ise resmen “cadı” (solcu, demokrat ve devrimci) avına dönüşmüş durumda, 4-5 kişi bir yerde, bir arada duramıyor.

Dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi, Hamburg’da da yoksul emekçilerin yaşadığı semtler tekellere peşkeş çekiliyor. Almanya’da Stuttgart tren istasyonunun çevresine

yapılmak istenen dev alış veriş merkezinin arazisindeki deve ağaçların yıkılmasına karşı çıkan halka o dönemde saldırılmış, bu saldırıda onlarca insan tutuklanmıştı. O günden günümüze bir çok kent de benzer olaylar yaşanmıştı. Günümüzde de bu saldırı Hamburg’da gerçekleşmektedir. Fakat burada bir farklılık var, o da burada mücadele eden ve karşı koyan güçlü bir anti faşist hareketin olmasıdır. Bu harekette ve örgütlü güçte korkan Alman devleti üç semti “tehlikeli bölge” ilan ederek, olağan üstü hal ilan etmiştir.

Bu “tehlikeli bölge” ilanı esasta anti faşist, demokrat, ilericilere göz dağı verme hamlesidir. Son yıllarda değiştirilen yasalarla birlikte, devlet polise bu tür yetkiler vermektedir. Bu uygulamalar faşizan içerikli uygulamalardır. Ve buradan elde edilecek başarılarla gelecek dönem bu tür saldırılar daha da yoğunlaştırılmak isteniyor.

Bundan dolayı da tüm yerli ve göçmen emekçiler, anti faşistler, devrimcilerin buna karşı ortak mücadele etmesi ve tüm Almanya’da ortak bir karşı koyuşun örgütlenmesi önemlidir. Rote Flora anti faşistler açısından önemli bir simgedir. Kolektif ve alternatif yaşam açısında örnek bir projedir ve bunun yaşatılması için mücadele edilmelidir. (Bir Ö-G Okuru)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu