Emek

İHD, “İş cinayetlerinin takipçisi olacak, hesap soracağız”

İstanbul: İHD İstanbul Şubesi Çalışma Yaşamı Komisyonu, 2017 yılına ait iş cinayetleri verilerini açıkladı.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Çalışma Yaşamı Komisyonu 2017 yılına ait ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) ve İSİG’in (İşçi Sağlığı ve İş güvenliği) verilerine dayandırılarak 2017 yılına ait iş cinayetleri verilerini açıkladı. İlk olarak söz alan Osman Özkan, işçilerin emekçilerin sesleri olacaklarını söyledi. 2017 yılının işçilere, emekçilere insan haklarına dökük saldırıların yoğun olduğu bir yıl olduğunu kaydeden Özkan, hak hukuk ve adaletin ayaklar altına alındığını belirtti. İşçi sınıfı ve emekçilerin büyük bedeller ödeyerek kazandığı 8 saatlik çalışma hakkı, sendika hakkı, sigorta hakkının bugün gasp edilmiş olduğunu aktaran Özkan, mevcut var olan sendikaların da içlerinin boşaltılarak işlevsizleştirildiğine dikkat çekti. İşçilerin iş cinayetlerinde öldürüldüğüne dikkat çeken Özkan, 2017 yılında 2006 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini belirtti. Siyasi iktidarın yönetimi devr aldığı 2002 yılından itibaren 20 bin 500 işcinin yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Özkan, iş cinayetlerinin takipçisi olarak, hesap soracaklarını söyledi.

 

Fedekarlığın karı patronlara, işçilerin payına sendikasız, güvencesiz kadrosuz çalışma

Basın açıklamasını İHD Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Aygül okudu. Aygük, KHK ile mesleklerinden ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın “işimizi geri istiyoruz” talebiyle bedenlerini açlığa yatırmak zorunda bırakılmalarının bu gün 308. gününde olduğu belirtirek, işlerini geri alabilmek için yaşamlarını riske ederek aylardır mücadele eden kamu çalışanlarının işlerine iade edilmesi gerektiğini söyledi.  

Asgari ücretin belirlenme sürecinde, Çalışma Bakanının işçilerden fedakârlık istediğini kaydeden Aygül, “Fedakârlığın karı patronlara, işçilerin payına ise; yoğun emek sömürüsünün yanı sıra, sendikasız, sigortasız, güvencesiz kadrosuz açlık sınırının da altında düşük ücretle, kölelik koşullarında çalıştırma, haklarını aradıklarında işten atılma, iş yerinde tehdit baskı ve mobbing, kadın emekçilerine cinsel taciz, iş cinayetlerinde yaşamını yitirmek şeklinde özetlenebilir” dedi.

 

2017 yılında 2006 işçi yaşamını yitirdi

OHAL’den sonra kayyum atanan 94 belediyenin çok sayıda çalışanının bu dönemde gerekçe gösterilmeden işinden edildiğini hatırlatan Aygül, alınmayan ve denetlenmeyen önlemler nedeniyle ülkenin dört bir yanından iş cinayeti haberleri gelmeye devam ettiğini söyledi. İLO verileri baz alınarak 2017 yılında Türkiye’de işle ilgili hastalıklardan 12000 kişinin yaşamını yitirdiğini anımsatan Aygül, İSİG Meclisinin verilerine göre  2017 Aralık ayında ise bu sayının 155 olduğunu söyledi. Aygül, “2017 yılı toplamında; 116’sı kadın, 1890’sı erkek, 18’i 15 yaş altında olmak üzere 60’ı çocuk işçi, çoğunluğu Suriyeli 88’i göçmen/ mülteci olmak üzere en az 2006 işçi yaşamım yitirdi” dedi.

 

446 işçi trafik kazasında yaşamını yitirdi

OHAL döneminde iş cinayetlerinde yüzde 10 artış yaşandığı açıklanan rapora göre iş cinayetlerinin illere göre dağılımını aktaran Aygül, 230 işçi İstanbul’da, 93 işçi İzmir’de, 88 işçi Bursa’da, 79 işçi Antalya’da, 72 işçi Konya’da, 71 işçi Kocaeli’de, 67 işçi Ankara’da, 65 işçi Manisa’da, 62 işçi Adana’da, 52 işçi Denizli’de yaşamının yitirdiğini kaydetti. İşçilerin 453’ünün inşaat, 385’inin tarım 272’si taşımacılık, 154’ünün ticaret/büro, 116’snını metal, 93’ünün madencilik, 89’u belediyenin ve 65’inin enerji işkolunda çalıştığını ifade etti. Ölüm nedenlerinin 446’sının trafik servis kazası, 347’sinin ezilme-göçük, 317’sinin yüksekten düşme, 183’ünün kalp krizi/beyin kanaması, 164’ünün şiddet, 135’inin ise elektrik çarpması sonucu yaşamını yitirdiğini belirtti.

Metal, madencilik ve enerji iş kollarında ölümler arttığına dikkat çeken Aygül, bu durumun OHAL/KHK rejimi ile örgütlü işçilerin bile haklarının savunulamaz hale getirilmesinden kaynaklı olduğunu söyledi.

Aygül, “İş cinayetleri başta olmak üzere çalışma yaşamının çözüm bekleyen pek çok sorununun çözümü İçin; iş güvenliği önlemlerinin alınması ile faillerin ve sorumluların yargılanması, esnek güvencesiz kadrosuz çalışmaya son verilmesi, taşeronluk sisteminin ortadan kaldırılması yanında çalışma hayatını düzenleyen uluslar arası sözleşmelerin iş, insanca yaşanacak ücret, ‘iş kazalarına’ ve işsizliğe karşı korunma ile ilgili hükümlerini yerine getirmesi için TBMM’yi, Hükümeti ve Çalışma Bakanlığını sorumluluğa çağırıyor, çalışma yaşamında sorunların artmasına neden olan OHAL’in kaldırılmasını istiyor ve sorunların takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz” diyerek açıklama sonlandırıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu