GüncelManşet

İstanbul Barosunun Tahir Elçi’nin katledilmesine sessiz kalması protesto edildi

İstanbul: İnsan hakları savunucuları, Amed’in Bağlar ilçesinde katledilen Tahir Elçi’ye yönelik sessizliğe bürünen İstanbul Barosunu protesto etti.

İnsan Hakları Derneği Şubesi, Özgür Hukukçular Derneği, Cumartesi Aileleri ve birçok insan hakları savunucusu eski İstanbul Barosu önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. “İstanbul Barosu’u Elçi’nin katledilmesi ile ilgili olarak sessizliğine son vermeye çağırıyoruz” yazılı pankartın açılarak, Elçi’nin fotoğrafları ve kırmızı karanfiller taşınarak eski İstanbul Barosu önüne yüründü. Sloganların atılmadığı açıklamada Tahir Elçi’nin katledilişine sessiz kalan İstanbul Barosuna karşı sessiz kalınarak protesto edildi.

İstanbul Barosunun sessizliği 558 haftadır sürüyor

Onlarca kişinin katıldığı açıklamada ilk olarak ilk olarak Avukat Eren Keskin kısa bir konuşma yaptı. Devletin kontra yapısını ortaya çıkarmak için Elçi’nin bütün ömrünü adadığını ve bu kontra örgüt tarafından katledildiğini söyleyen Keskin, Elçi’nin öldürülmesine yönelik İstanbul Barosu’nun sessizliğinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

Ardından Hanife Yıldız söz aldı. Cumartesi Annelerinden olan Yıldız, Tahir Elçi sadece bir baro başkanı değil, tüm sessizlerin yanında olan bir insan olarak hatırlanmasını gerektiğini belirterek İstanbul Barosunun sessizliğinin 558 haftadır, kendilerinin yanı başlarında olmasına rağmen aynı sessizliği, “558 haftadır kendilerine karşı da gösterdikleri için bizde kınıyoruz” diyerek sitemde bulundu.

IMG 9263“Irkınızı korumak mı sizin hukukçuluktan anladığınız?”

Keskin’in ardından basın açıklamasını, İHD İstanbul Şubesi yönetim kurulu adına Zeynep Ceren Boztop yaptı. İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal’ın Tahir Elçi’nin hedef olduğu dönemlerde buna karşı çıkmak yerine, Elçi’yi suçladığını belirten Boztoprak, Elçi’yi tutuklamak isteyenlere değil, Elçi’ye tepki gösterdiğini söyledi. Elçi katledildikten sonra Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun tüm baro başkanlarını Diyarbakır’a çağırmasına rağmen Kocasakal’ın gitmediğini hatırlatan Boztoprak, Kocasakal’ın gitmeme nedenini de “Tahir Elçi’ye karşı bir tavır” olarak açıkladığını ifade etti. Boztoprak, “Bir gazetede, “Kocasakal, Elçi’yle fikir farkı olsa bile onu seviyordu’ şeklinde haber yapılınca buna ilişkin özenle vahim ifadeler seçti. “Şu an bir şey söyleyecek durumda değilim. Konuşmayacağım. Ben bir Türk evladıyım gerekirse bu minvalde açıklamamı yaparım, cenazesine katılmamam da bir açıklamadır” dedi. Hukuktan önce devletinizi ve ırkınızı korumak mı sizin hukukçuluktan anladığınız?” diye sordu.

“Devletle aynı dili konuşmuyor diye bir meslektaşı hakkında neden böyle bir açıklama yapar?”

“Her seferinde ya devletin ya da Türklüğün hakları, hukuku, bekası için vurgu yapmanın anlamı nedir? Baro başkanı bir hukukçu, “terör” kavramının hukuka aykırı olduğunu bile bile neden kullanır? Devletle aynı dili konuşmuyor diye bir meslektaşı hakkında neden böyle bir açıklama yapar? Diyelim ki politik emelleri nedeniyle kullanılmış olsun, bir ölümün, bir suikastın ardından, “Ben bir Türk evladıyım” niye der? Elçi, Kürt olduğu için mi şart görülmüştür bu vurgu? Cenazesine katılmayarak ne açıklamış oldunuz, bir baro başkanı hangi gerekçe ile vurulursa cenazesine katılırsınız mesela?” diye sorarak “Sizi kurtaracak olan sizi hukukçuluk sıfatına yakıştıracak olan cenazeye gelmeniz de değil elbette. Yargısız infazların peş peşe yaşandığı, haksız gözaltıların her gün onları bulduğu bir dönemde ihlal edilen hakların karşısında durmanızdan başka bir şey bekleyen yok sizden. Kısa süre önce Dilek Doğan evinde vurulduğunda, daha dün Dilan Kortak evinde vurulduğunda, polise, savcılara, devlete “Neler oluyor?” diye sormanız yeterdi. Ama sizin çok işiniz var, hukukla kaybedecek vaktiniz yok. Hem vaktini hem canını kaybedenlerden size ne?”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu