H. Merkezi: Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu, AKP iktidarı tarafından yasallaştırılan TTE dayatmasıyla ilgili bir açıklama yaptı.
Tek tip kıyafet uygulamasının insanlık onurunu çiğnemeyi hedeflediğini vurgulayan HDP, “Çünkü bir insanın kıyafeti onun varlığının bir parçasıdır. Hele bu kişi cezaevinde ise bu daha da önemlidir. Uluslararası demokratik kurum ve kuruluşların tek tip kıyafet hakkındaki olumsuz kararları da son derece açıktır” dedi.
“Kıyafet tutuklu kişinin savunmasının bir parçasıdır. Bu düzenleme henüz yargılaması başlamamış veya tamamlanmamış insanların suçlu ilan edilmesi ve masumiyet karinesinin yok sayılması demektir” denilen açıklamada TTE’nin tutsaklar için, ceza içinde psikolojik ceza ve işkence anlamına geldiğinin altını çizilirken, kabul etmeyenlere görüş yasağı tehdidi bunun açık ifadesi olduğu dile getirildi.
“TTE düşmanca bir davranıştır”
12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra 1983 yılında başlayan ve 1987 yılında tekrarlanan tek tip kıyafet uygulamasına yönelik dayatmaları hatırlatan HDP o dönemde tıpkı şimdiki gibi siyasi tutsakların bu uygulamaya karşı direndiğine dikkat çekti.
“Verilen kıyafetler giyilmemiş, duruşmalara tek tip kıyafetler yırtılarak çıkılmış, açlık grevleri yapılmıştır. Bu eylemler sonucu 4 kişi ölmüş, sanıklar duruşmalara götürülürken büyük tartışmalar yaşanmış, bazıları duruşmalara çıkmamıştır. Nihayetinde bu uygulama tarihe gömülmüştür” sözleriyle o dönemde yaşananları hatırlatan HDP söz konusu uygulama ile AKP iktidarının 12 Eylül cuntacılarının uygulamalarına geri döndüğünü ve Guantanamo özentisi olduğunu ifade etti.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın aslında tüm toplumu ve tüm ülkeyi tek tipleştirmek, tek tip kıyafeti ülke halklarına giydirmek istediğini kaydeden HDP, “Tek tip kıyafet, yargı kararlarını artık hâkimlerin değil, AKP Genel Başkanı’nın ve hükümetin verdiği bugünkü sistemin bir kez daha tescil edilmesi demektir. Geçtiğimiz yıllarda tek tip kıyafet uygulaması okullarda bile kaldırılmış iken, iktidara muhalif olanların cezaevlerinde bulunduğu bir dönemde yeniden gündeme getirilmesi tamamen kötü niyetli ve düşmanca bir davranıştır.” dedi.
“Mücadeleyi Ortaklaştıralım”
HDP’nin açıklaması şu şekilde sona erdi: “İnsan hakları derneklerine ve kuruluşlarına, tüm sivil toplum kuruluşlarına, vicdan sahibi herkese sesleniyoruz: Gelin bu mesele etrafında mücadeleyi ortaklaştıralım. Eşiğine gelinen yeni kutuplaşmalardan uzak durulmasını, insan hak ve özgürlüklerine, evrensel değer ve demokratik ilkelere uyumlu davranılmasını sağlayalım, demokrasi mücadelesini büyütelim”
HDP Kadın Meclisleri: Tüm toplumu duyarlı olmaya çağırıyoruz
Diğer yandan HDP Kadın Meclisi de, bugün Resmi Gazete’de yayımlanan 696 sayılı KHK ile ‘tek tip kıyafet’ uygulaması yürürlüğe girmesine ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, “Biliyoruz ki yargı kararları, mahkûmiyet kararları artık tek bir yargıç tarafından, AKP Genel Başkanı Erdoğan tarafından veriliyor. Ancak bu KHK ile Türkiye, bir intikam devleti haline geldiğini resmen ilan etmektedir. KHK’larla, OHAL’le üstünü örtülmeye çalışılan hukuksuzluklar ve katliamlar, ifade özgürlüğüne yönelik baskı ve uygulamalar, Anayasal düzeni delik deşik eden, Anayasa’yı ve mahkemesinin tüm itibarını ve güvenilirliğini talimatlarıyla yerle bir eden AKP Genel Başkanı’nın tekçi rejimi, topluma yeni travmalar yaşatmakta ısrarcı görünüyor” denildi.
Ağustos 2017’de AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan’ın talimatı ile Adalet Bakanlığı’nın hapishanelerde ‘tek tip kıyafet’ uygulaması için hazırlıklara başladığını hatırlatan HDP Kadın Meclisi, “Tekçi zihniyetin tek tip kıyafet dayatmasına karşı tutsakların yanında olduğumuzu ve tek tipleştirmeyi kabul etmeyeceğimizi belirtiyoruz. Bu konuda tüm toplumu duyarlı olmaya çağırıyoruz” dedi.
Kıyafetin savunmanın bir parçası, bireyin varlığının ve doğuştan kazandığı ve kimsenin gasp edemeyeceği özgürlüğünün bir parçası olduğunun altını çizen HDP Kadın Meclisi, “Tek tip kıyafetle binlerce kişinin yargılanmadan suçlu ilan edilmesi, masumiyet karinesinin inkârı söz konusudur. İşkencedir, ceza içinde cezadır, faşist rejimlerin uygulamalarıdır, tehlikeli bir yoldur” dedi.
Açıklama şu sözlerle sona erdi: “Şuna inanıyoruz: Büyük İnsanlık; siyasi histeri nöbetleri içinde hukuku ayaklar altına alan AKP siyasetine karşı adaleti savunmaya devam edecektir. Büyük İnsanlık diz çökmez! Cezaevlerinde de, önü ilikli yargının karşısında da insanlık onuruna sahip çıkacaktır.”
