Emek

İşsizlik çığ gibi büyüyor

Her kriz döneminde olduğu gibi bu durum, hane içinde de sorunların büyümesine, bunun kadınlara her türlü şiddet olarak geri dönmesine neden olmakta; işsizlik, endişe, karamsarlık, öfke, huzursuzluk artmaktadır

Türkiye’de işsizlik oranı gittikçe büyüyor. TÜİK’in açıkladığı 2019 yılı Şubat dönemi işsizlik verilerine göre Türkiye’de işsiz sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 376 bin kişi artarak 4 milyon 730 bin kişi oldu.

TÜİK şubat ayı iş gücü istatistiklerini açıkladı. Şubat 2018’de 3 milyon 354 bin olan mevsim etkilerinden arındırılmamış dar tanımlı işsiz sayısı, Şubat 2019’da 1 milyon 376 bin artarak 4 milyon 730 bine yükseldi. Yani işsizlik oranı bir önceki yıla göre 4.1 puan artarak 14.7 oldu.

Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik ise hem aylık hem yıllık olarak tırmanmaya devam ediyor. Şubat 2018’de 9.8 olan mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı, Şubat 2019’da 13.6’ya yükseldi. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsiz sayısı geçen yılın aynı ayına göre 1 milyon 274 bin artışla 3 milyon 143 binden 4 milyon 417 bine yükseldi. Yani tarım, turizm ve inşaat gibi sektörlerin mevsim etkileri hariç tutulduğunda işsizliğin hem oransal hem de sayısal olarak tırmanmaya devam ettiği görülüyor.

DİSK-AR tarafından hesaplanan geniş tanımlı işsiz sayısı ise Şubat 2018’den Şubat 2019’a  6.3 milyondan 7.7 milyona yaklaştı. Geniş̧ tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 22.2 olarak hesaplandı. Şubat 2018’e göre geniş tanımlı işsiz sayısı 1.3 milyon arttı.

Ne çalışan mutlu, ne çalışmayan!

Bu tablo durumun vahametini gözler önüne seriyor. İşsizler kitlesi her geçen gün katlanarak artıyor. Yüksek enflasyon, alım gücünün düşük olması, hayat pahalılığı derken halk, nerede ise açlık sınırının altındaki maaşlarından bile yoksun kalıyor. Şu anda çalışan insanların çoğu yarın işten atılıp atılmama korkusuyla yaşıyor. İşsizlik, işi olan işçileri daha düşük ücret, daha kötü çalışma koşullarına razı etmede bir baskı ve tehdit aracı olarak kullanılıyor. Bu durum en çok patronlara yarıyor. Patronlar, buradan hareketle işçileri işten kovma tehdidi altında çalıştırıyor. Bu yöntemle işçilerin kötü çalışma koşullarına, düşük ücrete ses çıkarmamalarını isteyen patronlar, bununla birlikte işçilerden “maksimum verim” almak için son güçlerine kadar sömürmekten de vazgeçmiyorlar.

“İş çok ama iş beğenmiyorlar” tabirini herkes duymuştur. Bu ifade, devlet ve patron ağzıdır. Oysa gerçekler ortadadır. Asgari ücret açlık sınırının altındadır mesela. Bununla beraber bazı yerlerde insanlara asgari ücretin dahi altında maaş teklif edilmektedir. Bunlar da yetmiyor, günde ortalama en az 10 saat ve üzerinde çalışma saatleri uygun görülüyor emekçiler için. Bazı yerlerde ise örneğin hafta sonu tatili verilmiyor. Sigortasız işçi çalıştırma oranı yüzde 34 gibi yüksek bir rakam.

Burada da rakamlar üzerinde oynayan ya da özellikle kadınların “ne iş olsa çalışmak ve aile bütçesine katkı sunmak” düşüncesinden kaynaklı iş yaşamına katılmalarını kullanan devlet, işsizlik gibi bir sorun olmadığını hatta kadın çalışan sayısının arttığından dem vurmaktadır. Oysa ki patronlar bir yandan erkekleri işten çıkartırken diğer yandan güvencesiz, esnek koşullarda çalışmayı kabul eden kadınları işe almaktadır.

Her kriz döneminde olduğu gibi bu durum, hane içinde de sorunların büyümesine, bunun kadınlara her türlü şiddet olarak geri dönmesine neden olmakta; işsizlik, endişe, karamsarlık, öfke, huzursuzluk artmaktadır. Aylarca iş bulamayan insanların, atanamayan öğretmelerin, çocuklarının karnını doyuramayan anne ve babaların intihar haberlerini daha önce de çokça duymuşuzdur. En son Tekirdağ Ergene’de 34 yaşındaki Saffet isimli kişi işsizlikten bunalarak intihar etti. Ailesine bıraktığı not şu şekilde: “Bana mezar yaptırmayın. Sadece bir mezar taşı olsun. Ben hakkımı size helal ediyorum. Siz de bana hakkınızı helal edin. Biliyorum, sizi çok üzdüm. İşsizlikten bunaldım.”

Gaziantep Şahinbey’de ise Eyyüp Dal isimli bir kişinin uzunca bir süredir iş bulamaması sonucu kendini yakmasının ardından yaşananlar tam bir AKP tablosu… Dal’ın ölümünün ardından bir açıklama yapan AKP’li Şahinbey belediyesi, Dal’ın asıl sorununun iş bulma kaygısı olmadığını, sabıkalı olduğunu ve sabıka kaydının silinmesini istediğini belirterek ailenin mal varlığını açıkladı. Akıllarda ise Dal’ın bedenini ateşe verdiği Şahinbey Belediyesi önündeki “Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek Olsun” yazılı reklam panosu ve Dal’ın ateşler içindeki bedeni kaldı…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu