GüncelKadın

İSTANBUL | Kadıköy’de genç kadınlarla buluştuk: “Bu dönemde mücadele etmek yalnızlığımıza iyi geldi”

Yeni Demokrat Kadın (YDK) tarafından Temmuzun ilk haftasında başlatılan" Pandemiyi bir de bana sor!" şiarlı kampanya devam ediyor.

YDK facebook sayfasında yer alan haberde kampanya çalışmaları kapsamında yürütülen çalışmalara değinildi.

“Kadıköy’de pandemiyi sormak için iki öğrenci ve bir akademisyen kadınla buluştuk. Hem ses kayıt cihazımız çalışırken hem de sonrasında pandemiyi, normalleşmeyi ve mücadele etmeyi konuştuk.” sözlerine yer verilen haberde şu ifadeler kaydedildi:

“İlk olarak konuşan genç akademisyen arkadaşımız Deniz, “Türkiye’de verilerin açıklanmasında bir sorun yaşıyoruz. Ülkemizde çoğu insan, siyasi görüşü ne olursa olsun, açıklanan verilere güvenmiyor” diyor. Online eğitim için saatlerce çalışmak zorunda olmasına rağmen sigorta ücretlerinin yalnızca haftada 8 saat üzerinden yatırılarak haklarının gasp edildiğini belirten Deniz, buna rağmen işsiz kalma ve tepki verince tek kalma kaygısıyla buna karşı çıkamadığını anlatıyor.
AVM’lerin açık alanlardan önce açılmasına öfkelendiğini belirten Deniz, “AVM’lerin açılması, açık alanların açılmasından önce oldu. Oysa AVM’ler en riskli, kırmızı bölgeler; yürüyüş alanları en az riskli yani yeşil bölge…” diyerek bunun normalleşme sürecinin nasıl ele alındığını gösteren bir örnek olduğunu vurguluyor.

“Bu dönemde daha fazla dayanışmayı öğrendik”

Gamze, 24 yaşında ve üniversitede son sınıf öğrencisi… Ailesinin yanına gidemediği için en çok sevdikleri ile ilgili kötü haber almaktan kaygı duyduğunu anlatıyor. Uzaktan eğitimin kendısıne katkısı olmadığından bahseden Gamze, “bu dönemde okuma-yazmayı unutmuş gibiydim, hiçbir şey okuyup yazamadım” diyor.
Gamze bu dönemde öğrenci arkadaşları ile dayanışma ağları kurduğunu ve dayanışmayı daha fazla öğrendiğini şöyle anlatıyor: “Biz öğrenciler açısından bu dönemde şu oldu; daha fazla dayanışmayı öğrendik. Bilgisayar sıkıntısı olan için bilgisayar, sınava girme sıkıntısı yaşayan için ortak çözümler… Bunları kendi aramızda hallettik. Kadınlar olarak daha fazla iç içe olduk. Mesela bir kadın grubumuz var, oradan sorunlarımızı daha çok konuşabiliyoruz. Hocalarla ilgili yaşadığımız baskı ve tacizleri, sorunları daha fazla konuşma olanağımız oldu.”“Biraz da ailemin etkisiyle ben hep şöyle bir kararsızlıkta kalıyordum: Mücadele etmeli miyim? Bu dönemde mücadele etmenin, örgütlü olmanın ne kadar önemli olduğunu, kendimi kötü hissetmeme neden olan bencilliğime iyi gelecek ve yalnızlaşmaya nasıl iyi geldiğini gördüm” diyen Gamze’nin ardından 21 yaşındaki öğrenci arkadaşımız Ezgi, yaşadıklarını anlatıyor.

“Esas dertleri sokak eylemliliklerini bitirmekti ama olmadı”

Yasaklar başladığında İzmir’deki evine dönen Ezgi, annesinin kanser olan eşi Hasan nedeniyle eve zaten bir süredir kimsenin giremediğini, annesinin ve annesiyle birlikte kendisin de bu dönemde evdeki hijyene sürekli dikkat etmek zorunda kaldıklarını anlatıyor.Kanser hastası Hasan’ın tedavi gördüğü hastanenin pandemi hastanesine çevrilmesinin ardından tedavisi için özel hastaneye gitmek zorunda kaldıklarını anlatan Ezgi, daha önce tedavi gördüğü hastanenin ne yönlendirme ne de bu aksamayı telafi etme gibi bir yaklaşımda bulunmadığından bahsediyor. Bunun maddi ve manevi yükü artırdığını anlatıyor.Pandemi döneminde gençlerin ve kadınların fiziksel mesafeye dikkat ederek eylem yaptıklarını ama polisin pandemiyi kullanarak buna engel olmak istediğini hatırlatan Ezgi, “sen benim üzerime koşarsan, beni sıkıştırırsan sosyal mesafeyi nasıl koruyabiliriz ki?!” Polisin esas derdinin sokak eylemliliklerini bitirmek olduğunu ama bunu başaramadığını belirten Ezgi, özellikle kadınların, kadın cinayetlerine karşı Şişhane’den Kadıköy’e uzanan eylemini örnek olarak gösterdi.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu