Güncel

TC’nin Kürtlere yönelik günlük savaş maliyeti: 20 milyon dolar

Kürtlere yönelik savaşa ayrılan paranın yoksul kesimin cebinden harcandığını belirten gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, Türkiye'nin bir günlük operasyon maliyetinin yaklaşık 20 milyon dolar olduğunu aktardı.

AKP’li Nurettin Canikli’nin bir F-16’dan atılan mühimmatın 400 bin dolar, nüfuz edici bomba maliyetinin 1,2 milyon dolar, atılan bir obüs topunun ise 5 milyon dolar olduğu itirafında bulunduğu Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nde, savaş ve güvenlik harcamaların bir önceki yıla oranla yüzde 98 artış ile 470 milyar lira ayrıldı. Milyarlarca lira harcanan savaş ekipmanları ise en çok Kürtlere yönelik kullanılıyor. Nitekim Türkiye bu savaşı, Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap Metîna ve Avaşîn ile Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarla sürdürüyor.

Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik krize rağmen savaş politikasının sürdürülmesinin nedenlerini ve sonuçlarını Mezopotamya Ajansı’na değerlendiren gazeteci Ertuğrul Mavioğlu, 20 milyar dolarlık bir savaş harcamasının olduğunun altını çizdi.

Savaş bütçesine ek 5 milyar dolar

Türkiye’de savaşa ayrılan bütçenin her dönem belirlenen bütçenin yüzde 10’unluk kesimini ifade ettiğine dikkat çeken Mavioğlu, “Türk devletinin neredeyse Kürtlerin bulunduğu her yere düzenlediği işgal saldırılarıyla birlikte düşündüğümüzde, bu bütçenin 5 milyar dolar civarında arttığını gördük. 468,7 milyar liralık bu rakamın güncel kurda karşılığı, yaklaşık 25 milyar dolara denk geliyor. İşin başka bir tarafı ise ‘ödenek üstü harcama’ diye bir ifade kullanılarak, yıl içerisinde öngörülen bütçenin çok daha üzerine çıkılan harcamalar gerçekleştiriliyor” dedi.

Her 108 liralık verginin 11 lirası savaşa

Ek bütçeler ile savaşa ayrılan rakamların arttırıldığını, bunun karışıklığa neden olduğunu söyleyen Mavioğlu, şunları söyledi:

“Savaşa ve yalana ne kadar para harcanıyor bilmiyoruz. İnanılmaz bir enflasyonla da karşı karşıyayız. Sadece savaş maliyetini konuşuyoruz ama diğer yandan yalan maliyeti var. Cumhurbaşkanlığı’na bağlı İletişim Başkanlığı diye bir kurum kuruldu, sürekli yalan üretiyor ve medya kuruluşlarının yalan üretmesi teşvik ediliyor. Türkiye’de savaşın getirmiş olduğu yıkımla beraber bu yalanlarla psikolojik yıkım da kendisini gösterdi. Toplumun büyük bir kısmı savaşın finansmanının ceplerinden karşılandığının farkında değil. 4 buçuk trilyonluk bir bütçe hazırlandı. Bunun 8 trilyonu vergilerle karşılanıyor, karşılanacak. Bu ülkede ödediğiniz her 108 liralık verginin en az 11 lirası savaşa gidiyor.”

Örtülü ödenek

Kürtler üzerinde sürdürülen işgal ve soykırım saldırılarında harcanan paranın yoksul insanların cebinden finanse edildiğini altını çizen Mavioğlu, savaşa ayrılan bütçenin geçmiş senelere göre 25 buçuk milyar civarında arttığına dikkat çekti. Yapılan çalışmaların Türkiye’nin bir günlük operasyon maliyetinin yaklaşık 20 milyon dolar civarında olduğunu ifade eden Mavioğlu, “Örtülü ödenek harcamaları var ki bunlar hesap verilemeyen, gizli harcama kalemini ifade ediyor. Son dönemlerde kimyasal silah kullanımı üzerine tartışmalar yaşandı. Benim tahminim odur ki, Adalet Divanında illaki süreç içerisinde yargılanmamak için bu kimyasal harcamaları da doğrudan doğruya saray eliyle, örtülü ödenek üzerinden yapıldı” diye belirtti.

AKP’li Nurettin Canikli’nin itiraflarını anımsatan Mavioğlu, savaşın yalnızca ekonomik boyutunun konuşulmasının yetersiz olduğunu söyledi. Hedef alınan yerlerde çok sayıda sivilin katledildiğini, füze atışı yapılan yerlerde doğa katliamının gerçekleştirildiğini, işgal bölgelerinde ağaçların kesilerek yerleşim yerlerinin tahrip edildiğini, bölgelerde yürütülen insansızlaştırma politikalarıyla insanların sürgüne zorlandıklarını, bu süreçte hastanelerin dahi hedef haline getirildiğini aktaran Mavioğlu, “Erdoğan ‘Bir merminin maliyetini biliyor musunuz’ diyor. ‘Bir canın ne olduğunu biliyor musunuz?’ sorusunu yanıtlaması gereken bu kişi, bize mermim maliyetini hesaplatmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Savaş politikalarının sonucu

Türkiye’de açlık sınırının 7 bin liraya yoksulluk sınırının ise 20 bin liraya dayandığını vurgulayan Mavioğlu, asgari ücretin bunun çok altında olduğunun altını çizdi. Resmi enflasyonun yüzde 80’lerde, bağımsız kurumların açıkladığı enflasyon oranının ise yüzde 150’nin üzerinde olduğunu aktaran Mavioğlu, şunları dile getirdi:

“Eğer ülkeyi büyük bir talan ve soygun sisteminin içerisinde, hayatını savaş harcamaları ile hemhal eden bir hale sokarsanız, bu ülkenin içerisinde bu kadar işbirlikçi, tekelci yapıların arttırmak için faiz ödemelerini göze alarak dış borçlarının içerisine girerseniz tabi ki bunun ağır bir bedeli olacak.”

‘Savaştan kazanç sağlıyorlar’

Artan enflasyon ortamında krizle beraber baskının da arttığına değinen Mavioğlu, iktidarın savaş politikalarına ilişkin şöyle konuştu: “Türkiye, Kürt sorununun ve savaşın çözümü konusunda herhangi bir adım atmıyor. Savaşın getirmiş olduğu nimetler var. Savaştan büyük kazançlar sağlıyor ve savaş olduğu için hesap vermiyorlar. Türkiye’yi savaş nedeniyle rahatlıkla uyuşturucu cenneti haline çevirebiliyorlar, emekçilerin haklarının çiğneme özgürlüğünü buluyorlar, ufacık çocuklara tecavüz ediyorlar ve biz bunu yıllar sonra öğreniyoruz.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu