Güncel

Yıldız: “Burada insan hayatını yok sayan bir keyfilikle karşı karşıyayız”

38 yıldır tutsak olan Ali Osman Köse’nin derhal tahliye edilmesini vurgulayan TAYAD üyesi Yıldız, tüm devrimci-demokrat kamuoyuna Köse şahsında hasta tutsaklar için ses olunması gerektiğinin altını çizdi

Devrimci tutsak Ali Osman Köse 38 yıldır hapishanede. Hapishanede TC faşizminin birçok saldırı, işkence ve katliamlarına maruz kalmış tutsaklardan Köse, bugün başta kanser, şeker ve tansiyon olmak üzere çok sayıda kronik hastalıklarla hapishanede tutulmaya devam ediliyor. Kendisi hakkında avukatlarının birçok kez tahliye talebi reddedildi. Biz de Özgür Gelecek gazetesi olarak Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD) üyesi Hasan Basri Yıldız ile Ali Osman Köse’nin durumunu konuştuk.

-ÖG: Köse Kanser hastası ve tedavisi engelleniyor. Son süreçte ise var olan hak gaspları artarak devam ediyor. Köse’nin durumu nasıl, içeride neler yaşıyor?

Dediğiniz gibi 38 yıldır tutsak olan Köse bugün 65 yaşına gelmiş birisi. 70’li yılların ortalarından itibaren bir devrimci yaşamı var, o günlerden bu yana eşsiz bir duruşu var. Bu ülkenin hapishaneler tarihinin aslında katliamlar tarihi olduğunu bilenler için de aslına Ali Osman Köse, bu katliamlardan da geçmiş birisi. Zaten şeker ve tansiyon hastalıkları vardı. Bu rahatsızlıklara ek olarak böbreklerinden de sorunu var. 80’lerde gördüğü bir işkence sonucu böbreklerinden rahatsızlandı ve kendisine ‘Sen 6 ay yaşarsın’ dediler. Son süreçlerde ise 2020’nin Haziran ayında Ebru ve Aytaç’ın ölüm orucu sürecinde 1 aylık açlık grevi yaptı. Açlık grevinin ardından ağır rahatsızlıklar yaşamaya başladı. Ayrıca ben de Köse ile 2020 yılının Temmuz ayından Aralık ayına kadar aynı hapishanede kaldım. Kendisiyle sohbet etme şansımız da oldu Bu sürelerde hastaneye gidip geldi ve TAYAD da bu süreç içinde Ali Osman Köse’nin tahliye edilmesi için bir kampanya başlattı.

Kampanya başladığında Ali Osman Köse’nin kanser hastalığı ortaya çıkmamıştı. Doktorlara göre bu raddeye 2-4 yıl arasında gelişebilecek olan bir kanser hastalığı bizden gizlendi. 2021 Mayıs’ında ameliyat oldu. Ameliyattan sonra hastanede kelepçeli bir şekilde tutuldu. Eğer bu ülkede düşünceleriniz iktidardan yana değilseniz bu daha da baskıcı bir tutum halini alıyor. Düşünün ki ameliyattan sonra 1 hafta geçmeden doktorların da alet olmasıyla yatağa kelepçeleniyor. AKP faşizmi şu an tüm kurumları bu şekilde kirletiyor. Bunun üstüne Ali Osman Köse için ‘hapishanede tek başına kalabilir’ raporu verildi. Bu karar da ‘Onkolog’ olmadan verildi. Verilen raporda 10 tane doktorun imzası var ama Köse’yi sadece 2 doktor görüyor! Daha söyleyecek çok şey var ama kısaca bunları söyleyebilirim

ÖG: Pekiyi Ali Osman Köse için süreç nasıl işletiliyor, avukatların başvuruları karşılık bulabiliyor mu? Çünkü devrimci tutsaklar üzerinde çok yoğun saldırılar var

Yıldız: Burada şöyle örnekler var. Köse kanser hastası ve kanser hastalığı hem kendisinden hem de avukatlarından gizleniyor ve hastalığı avukatların raporları detaylı incelemesiyle ortaya çıkıyor. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi’ne infaz kanununda yasal hakları olan, bağımsız doktorlar tarafından inceleme talebi veriliyor. Mahkeme ise ‘Sağlığa erişim hakkı vardır’ diyerek red veriyor. Bu kararı veren mahkeme kanser hastalığını gizleyen sistemi görmüyor. Bir de bu konuda kanser hastalığından kaynaklı İnfaz Hakimliği’ne tahliye talebinde bulunuluyor, onlar da ‘Şimdilik kemoterapi almadığı için tahliyesine gerek yoktur’ diyor. Oysa herkesin bildiği gibi böbrek kanserlerinde metastaz yapma durumu çok olası. Yani burada insan hayatını yok sayan bir keyfilikle karşı karşıyayız.

ÖG: Buradan Ali Osman Köse şahsında hasta tutsaklar adına devrimci-demokrat kamuoyuna çağrınız nedir?

Yıldız: Burada Güler Zere sürecini hatırlatmak gerekir. Eğer kamuoyunda bir baskı oluşturulabilirse, AKP’nin boğazına kadar suça battığı bir süreçte, çeteleri bırakarak devrimci tutsakları yasal hakları olmasına rağmen bırakmamasını vurgulamak ve hasta tutsakları alabileceğimizi vurgulamak gerekir. O zaman almıştık, yine alabiliriz. Biz affedilmek istemiyoruz, meşru haklarımızı talep ediyoruz. Bugün 400 civarı ağır hasta var hapishanelerde, eğer alsak bugün faşizmin zindanlarında ağır hasta olmazdı. Mesele bir gün bizim de düşüncelerimiz yüzünden o duvarların arkasında olabileceği gerçeği. Çünkü bu ülke faşizmle yönetiliyor. Bunları kamuoyuna doğru anlattığımızda ve tepkiyi sokağa taşıdığımızda hasta tutsakları faşizmin elinden alabiliriz.

Son olarak şunu söylemek istiyorum. Bizim ülkemizde faşizm insanları hapishanelerle korkutuyor. Bu ülkede insanlar, bu tecrit koşullarında hapishanelerde hızla rahatsızlanıyor, bu temel insanlarına aykırı. Burada bunlara karşı mücadele etmek gerektiğini, onları yalnız bırakmamak gerektiğini ve daha fazla gecikmeden mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu