H. Merkezi: MKP bir açıklamaya yayınlayarak 6 Haziran günü İstanbul-Beşiktaş’ta gerçekleştirilen işkenceci Fehmi Altınbilek’in cezalandırılması eylemini üstlendi.
Devrimci önderlerden Mahir Çayan ve 9 yoldaşının Kızıldere’de katledildiği operasyon ile TKP/ML TİKKO’nun ilk komutanı Ali Haydar Yıldız’ın katledildiği ve komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın yaralandığı ve ardından yakalandığı Vartinik Baskını’nda adı geçen işkenceci emekli albay Fehmi Altınbilek 6 Haziran günü cezalandırıldı.
Halkın Günlüğü sitesinde yer alan habere göre bu devrimci eylemi Maoist Komünist Partisi (MKP) üstlenerek bir açıklama yayınladı.
“Fehmi Altınbilek partimiz önderliğinde cezalandırıldı”
Açıklamada “Kurucu önderimiz İbrahim Kaypakkaya yoldaşın aylarca süren işkenceler sonunda 1973 18 Mayıs’ında katledilmesi başta olmak üzere, Ali Haydar Yıldız yoldaşımızın faşist baskında katledilmesinden doğrudan sorumlu olan, yine Kızıldere’de siper yoldaşlarımız Mahirlerin katledilmesine imza atan, Jitem ve Kontrgerilla gibi kanlı ölüm mangalarında aktif görev yapan, işkence ve katliamlarla dolu geçmişiyle halk düşmanı olarak nam salan azılı faşist Albay Fehmi Altınbilek, işlediği suçlarının karşılığı olarak, Partimiz önderliğindeki Partizan Halk Güçleri militanları tarafından İstanbul/Beşiktaş’ta 6 Haziran 2015 günü hak ettiği gibi ölümle cezalandırıldı” denildi.
“Altınbilek’in eşinin ölümü bir kaza”
Eylemde işkencecinin eşinin de hedefte olmadığı halde yaşamını yitirdiğine vurgu yapan MKP, “Eşinin inisiyatifimiz altındaki eylemde vurularak ölmesi bir kaza da olsa, bu ölümden sorumlu olduğumuzu kabul ediyor, devrimci yükümlülükle özür diliyoruz. Ancak yaşanan bu kaza, kaza olması itibarıyla devrimci eylemimizi gölgelemeye ve özünü boşaltmaya gerekçe edilemez” dedi.
“Devrimci şiddet uygulanmaya devam edecek”
“Devletin korumasında bugüne kadar katliamlar gerçekleştirerek gelen azılı faşist işkenceci Fehmi Altınbilek’i, ‘Çetin Oğuz’ ismiyle kullandığı sahte kimlik de, devleti de daha fazla kurtaramadı, koruyamadı” diyen MKP, açıklamanın devamında “Proletarya ve emekçi halkların silahlı güçleri, sınıflar mücadelesinin şiddete dayalı doğası gereği karşı-devrimin tüm unsurlarına karşı proleter devrimci şiddeti asli görev olarak uyguladığı gibi, uygulamaya da devam edecek” vurgusunu yaptı.
