H.Merkezi: Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Grup toplantısının öncesinde ise Kemal Kılıçdaroğlu, Orhan Övet isimli bir kişinin yumruklu saldırısına uğradı.
“Kadın çalışacak da makam, mevki olunca mı kadına kapalı olacak?”
Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuşmasına Bingöl Belediye Başkanı Yücel Barakgazi’nin “kadınlar yönetime giremez” içerikli sözleri ve Belediye Meclis Üyesi Nurten Ertuğrul’un tepkisini değerlendirerek başladı. Kadının bu ülkede sürekli üretim içinde olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Kadın çalışıyor mu çalışmıyor mu gitsin Karadeniz’e baksınlar, kırsal kesime baksınlar, sabahın köründe kalkıp tarlaya giden kadınlara baksınlar. Oralarda kadın çalışacak da makam, mevki olunca mı kadına kapalı olacak?” diye sordu.
Seçimler sürecinde muhalafetin bir parti ile değil, partili devletle mücadele ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, Anadolu Ajansı (AA)’nın AKP dışında partilere neredeyse hiç yer vermemesini değerlendirerek “O nedenle bu mücadeleyi sağlıklı işleyen bir demokrasiden farklı bir yerde yorumlandırmamız gerekiyor. Düşünün Anadolu Ajansı’nın Genel Müdürü bile iktidar partisine servis yapıyor. Oysa onun bilgi vermesi gereken kitle Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşları” diyerek tepki gösterdi.
“Bakanlar Kurulu sıralarına bakmak lazım. Kediler orada”
Kılıçdaroğlu, konuşmasının bir bölümünde de 30 Mart seçimlerine karışan şabibeleri aktardı. Şaibelerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu “44 ilde elektrikler kesildi. Diğer zamanlar kesilmiyor da niye seçim akşamı kesiliyor? Kediden söz ediyorlar. Kedi trafoya girmiş. Doğrusunu isterseniz hemen arkadaşlarıma ‘Şero yerinde mi genel merkezin kedisi?’ dedim. Ama kediyi aramak istiyorsanız, Bakanlar Kurulu sıralarına bakmak lazım. Kediler orada” diyerek hükümeti hedef gösterdi.
“Ne oluyor bu ülkede?”
Konuşmasının son bölümünde ise hükümetin Suriye’ye saldırı planı yaptığı ‘tape’ kaydını ve seçimlere etkisini değerlendiren Kılıçdaroğlu konu ile ilgili olarak konuşmasında “Arkadaşlar dediler ki ‘Biz de aynı görüşteyiz, bunu kullanmayalım.’ Ve kullanmadık. Fakat bir süre sonra Dışişleri Bakanlığı bu görüşmeleri doğruladı. İki açıdan sakınca var, bir travma yaşanıyor. Bir, devletin mahremi diye birşeyin kalmadığın öğrendik. Şimdi ben Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy veren değerli yurttaşlarımın vicdanına sesleniyorum; şu soruyu kendinize bir sorun, ‘devletin mahremi kalmadı’ dediğiniz ortamda hükümette kim vardı. Devletin mahremi kalmadı dediğiniz ortamda bu konuşmalar nasıl yapılıyor. Kendi askerini öldürteceksin, sonra ‘Suriyeliler öldürdü’ diye oraya asker göndereceksin. Sen vicdanını sorgula bakalım, ne oluyor bu ülkede?” ifadelerine yer vererek güzel bir Türkiye kurma hedefine yürüdüklerin ifade etti.
