EkolojiGüncel

Meclis’e gelen Çevre Ajansı’na şerh: ‘Rant paylaşım sistemi’ olacak

HDP, CHP ve İYİP, Türkiye Çevre Ajansı kurulmasına ilişkin TBMM Çevre Komisyonu'nda kabul edilen torba yasa teklifine şerh koydu.

CHP, HDP ve İYİ Parti’li üyeler yasa teklifine, ‘büyükşehir belediyelerinin bazı yetkilerinin elinden alındığı, ÇED süreçlerini tamamen devre dışı bırakma riski olduğu, faaliyet görme biçimiyle şirket görüntüsünde ve muafiyetleriyle bir rant paylaşım sistemi olduğu, ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na paralel bakanlık’ eleştirileri yöneltti.

CHP’li Komisyon üyeleri muhalefet şerhinde, teklifle kurulması öngörülen Türkiye Çevre Ajansı’nın statüsüyle ilgili “Genel olarak, sorumluluk almadan fazlaca yetki, kadro ve bütçe alan, mali muafiyetleri olan, denetim yetkisi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na rakip hatta paralel bir bakanlık olan, ama kendisi iç ve dış denetimden muaf olan yeni bir kamu kurumu kurulmaktadır” eleştirisine yer verildi.

Ajansın organlarının “siyasi saiklerle belirleneceği” iddiasına da yer verilen muhalefet şerhinde, ajansın organ ve birimlerinin nasıl denetleneceğinin belli olmadığı, kendi bütçesi muafiyetleri ve denetim yetkisiyle Çevre Bakanlığı’na rakip olacağı vurgulandı.

“Rant paylaşım sistemi olacak”

CHP’nin muhalefet şerhinde, yasa teklifi ile ilgili şu eleştirilere yer verildi:

  • Türkiye Çevre Ajansı’nın yapacağı faaliyetlerle depozito yönetim sistemini kuran, işleten, işlettiren, izleyen ve denetleyen yapı olacaktır. Kamu İhale Kanunu’ndan bağışık tutulan Ajans’ın işletme faaliyetlerini özel sektöre ihalesiz bir şekilde verdiği sürecin önünü açacaktır.
  • Yasa ile kurulması itibarıyla kamu tüzel kişisi olarak karşımıza çıkan Ajans, faaliyet görme biçimiyle şirket görüntüsünde ve muafiyetleriyle bir rant paylaşım sistemi olacaktır.
  • Türkiye Çevre Ajansı, adına uygun düşen görev ve yetkilerle donatılmış olmanın ötesinde, uzman ve özerk nitelikte bir bağımsız idari otorite statüsünde kurulmalı idi. Bu bakımdan, Avrupa Çevre Ajansı’na yapılan gönderme pek biçimsel kalmaktadır.
  • Belediye Kanunu’nda bağış toplamalarının önünde hiçbir engel olmayan Belediyelerin, Covid-19 salgınında zorluk yaşayan yurttaşlar için topladığı bağışlara el konulurken, burada Ajansa bağış yetkisi verilmesi ise işin siyasi boyutunu göstermektedir.
  • Atık yönetimi konusunda da yürütülen faaliyetlerin yerel yönetimler uhdesinde olan kısmının Bakanlık tarafından çıkarılan yönetmeliğe bırakılması ve yerel yönetimlerinin bu alanda da etkisizleştirilmesi gündeme gelecektir.
  • Büyükşehir yasasında Büyükşehir belediyelerinin yetkisinde olan bölge otoparkı, kapalı ve açık otopark yapmak, yaptırmak, işletmek, işlettirmek ve ruhsat vermek yetkisi ilçe belediyelerine aktarılıyor. Ayrıca buradan gelen gelirler de ilçe belediyelerine yönlendiriliyor.
  • Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) ile ilgili değişiklik ve yönetmeliğe bırakılan alanın ÇED toplantıları ve diğer süreçleri ortadan tamamen kaldırma riski taşıdığı açıktır. Bu durum ise, çevre hukukunun genel ilkesi olan geriye götürülemezlik yönünden tartışmalıdır.

HDP: Yetki çatışması başlayacak

HDP’li üyeler ise muhalefet şerhinde, Çevre Mühendisleri Odası, TEMA, Kaz Dağları Platformu’nun da aralarında bulunduğu, çevre alanında faaliyet gösteren sivil toplum ve meslek örgütlerinin görüşlerinin alınmamasını eleştirdi.

Teklifle, nasıl denetleneceği belirsiz bir ajansa ‘kamusal olmayan bir yaklaşımla yetki devredildiği’ belirtilen şerhte, “Üst yönetiminin ücretlerinin 15 bin ila 30 bin liraya yaklaşabileceği ifade edilmiştir. Kamuda çalışan emekçilerin çok önemli bir bölümünün yoksulluk sınırının altında çalıştığı bilinen bir yerde yoksulluk sınırının 2-4 katı üzerinde ücretlerin belirlenmesi adil değildir” görüşüne yer verildi.

Teklifle, otopark gelirlerinin büyükşehir belediyelerinden alınarak ilçe belediyelerine devrine ilişkin düzenlemenin özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili olduğu, ancak bunun bütün büyükşehirleri etkileyeceğine dikkat çekilerek, “Bu uygulama ile büyük bir yetki çatışması ve hukuki tartışma başlatılacaktır” denildi.

Bakanlığın çalıştırılmadığının itirafı

İYİ Parti ise muhalefet şerhinde Türkiye Çevre Ajansı’nın ‘depozito yönetim sistemi uygulamasının ivedilikle hayata geçirilmesi için’ kurulmak istendiği anımsatılarak, “Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi denetimsiz ve keyfi bir sistem içerisinde bile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hızlı ve etkin kararlar alınmadığı ve kurumun çalıştırılmadığı ifade ve itiraf edilmektedir” görüşüne yer verildi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde niçin depozito yönetim sisteminin kurulamayacağı konusunda tatmin edici bir açıklama yapılmadığı vurgulanan şerhte, “halk sağlığı ve kamu yararı” için risk oluşturacağı uyarısına da yer verildi:

“Alacağı bağışlar dolayısıyla özerkliğini ve kamu yararını sıkıntıya düşürecek faaliyetlerini tam anlamıyla ve kuruluş amacının doğrultusunda yapamayacağı bir yola girebilir. Bu durum ileride hem çevre ve halk sağlığını, hem de kamu yararını ciddi şekilde riske atabilecek sonuçlar doğurabilir.”

Adalet ve Kalkınma Partisi, (AKP), “sıfır atık projesi” kapsamında atık kaynaklı çevre kirliliğini önlemek için gerekli denetim ve önlemleri almak, “depozito yönetim sistemi” kurmak, işletmekle görevli Türkiye Çevre Ajansı kurulmasına ilişkin yasa teklifini 12 Ekim’de TBMM Başkanlığı’na sunmuştu.

37 maddelik yasa teklifi ile ücretsiz naylon poşet verenler dahil çevreyi kirletenlere yönelik cezalar yeniden düzenlenirken, özellikle koronavirüs salgınından sonra yaygın olarak kullanılmaya başlanan “elektrikli scooter”larla ilgili yasal düzenleme öngörülüyor. Teklifle “zorunlu depozito” sistemine geçilmesi ise koronavirüs salgını gerekçesiyle 2022’ye erteleniyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu