Güncel

SES’ten Pazarcık raporu: Bazı çadır kentlerde etnik ayrımcılık gözlemledik

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Amed Şubesi, 8-13 Mart tarihleri arasında Maraş'ın Pazarcık ilçe ve köylerinde deprem dolayısıyla yürüttüğü çalışmaların raporunu yayımladı.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Amed Şubesi, 8-13 Mart tarihleri arasında Maraş’ın Pazarcık ilçe ve köylerinde deprem dolayısıyla yürüttüğü çalışmaların raporunu yayımladı. Gönüllü 5 sağlık ve 2 ruh sağlığı olmak üzere toplam 7 kişilik ekiple depremin yarattığı etkiler, bilgi aktarımı ve sonrasında yapılacak çalışmalar hakkında detaylı bilgi veren raporun, “Yöntem; daha önce belirlenen köylerde yapılacak çalışmalar ve yöntemde, ilçe merkezindeki çadırlarda yapılacak çalışmalar” olmak üzere iki planlama üzerinde olduğu belirtildi.

İki ekip olarak yapılan planlama çerçevesinde, “Musolar, Şahintepe, Oruçlar, Teterlik, Esmapur, Minehöyük, Bölükçam, Dehliz, Marlı, Seyrantepe, Çiğili, Kocalar, Öksüzlü, Küpeli, Tevekeli, Kuyumcular, Osmandede, Ördekdede, Karahasan, Doğanlı ve Söğütlü” köyü ile “Stadyum Çadır Kenti, Belman Çadır Kenti, Narlı Çadır Kenti, Atatürk Parkı Çadır Kenti, Fabrika arkası Çadır Kenti”nde çalışma yürütüldüğü kaydedildi.

Raporun değerlendirme ve öneri kısmında şunlar ifade edildi:

“*Gezilen Alevi Kürt köylerinin, temel ihtiyaçlara ulaşmada ciddi bir şekilde ayrımcılığa maruz kaldıklarını gözlemledik. Bu köylerdeki, Kürt Alevilerine, çadırların çok geç gidildiği, gıda, giyim malzemelerinin, iş makinelerinin gidilmediğini gözlemledik. Birçok köylünün, kendi imkânlarıyla iş makinesi tutup, enkaz altında kalan cansız bedenleri, kendilerinin çıkarttıklarını belirttiler.(Giden yardımların tümünün HDP, Sivil Toplum Kuruluşları ve gönüllüler tarafından kendilerine ulaştırıldıklarını beyan ettiler.)

*Beslenme; ayrıcalıklı gruplar için yemek çıkartılmasının gerekli olduğunu çadır kentlerde yaptığımız saha taramaları neticesinde gözlemledik. (Pazarcık merkezde yaşlı nüfusun fazla olmasından kaynaklı ve de Çölyak ve şeker hastası olan birçok beslenmede ayrıcalıklı gruplar çadırlarda yaşamaktadırlar. Bu grupların yemek ihtiyacı için gerekli düzenlemelerin ve görüşmelerin ivedilikle yapılması gerekmektedir.)

*Yapılan saha taraması neticesinde, hem yetişkinlerde hem de çocukların büyük bir kısmında travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin olduğunu gözlemledik. Özellikle çadır kentler hem yetişkinlerle hem de kadınlarla psiko-sosyal destek çalışmalarının, KESK bünyesinde ruh sağlığı çalışanlarının da gönüllü ekipler içinde yer almasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bu alana dair ciddi bir talep var. Amed SES olarak biz bir nebze de olsa çalışmalar yaptık ve bu çalışmaların sürdürülmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bunun için meslek elemanlarının bölgede aktif yer alması için SHU-DER(Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği), DERMEZ (Mezopotamya Psikologlar İnisiyatifi), TODAP (Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği) ve (Türk Psikologlar Derneği) TPD’nin genel merkezleri ile görüşmeler yapılmalıdır.

*Kadınların temel hijyen malzemelerine erişmede hala sıkıntılar mevcuttur. (Özellikle çadır kentlerde kalan kadınlarda). Bunun için çalışmaların sürdürülmesi gerekmektedir.
*Köylerde hayvancılık yapan köylülerin ciddi sorunlar yaşadıklarına şahit olduk. Yem bulamadıkları için insanların hayvanlarını fırsatçılara satmak zorunda kaldıklarını gördük. Hala hayvanların yeme ulaşmada sorunlar yaşamaktadırlar. Bunun için çözüm mekanizmaları oluşturulmalıdır.

*Aile planlamasının yapılabilmesi ve gebelik kontrolü için depremzedelerin erişiminin ücretsiz yapılması gerekir.

*AFAD ve Kızılay personellerinin depremzedelere karşı tavır ve davranışlarının depremzedelerin onur ve haysiyetlerini ciddi anlamda zedeleyecek durumda olduğunu gözlemledik. Yemek ve su dağıtılırken, çocuklara çeşitli yiyecekler dağıtılırken tutundukları tavır insan onuruna yaraşır düzeyde olmadıkları gözlemlendi. Bakım verenlerin bakımı dediğimiz eğitimlerin bu personellere de verilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

*Suriyeli mültecilerin; bazı çadır kentlerde ayrımcılığa uğradıklarını gözlemledik. (Görüştüğümüz birçok Suriyeli aile, çadır kentlerin dışında kendilerine çadır temininin yapıldığını ve kendilerinin istenmeyen gruplar olarak ayrımcılığa uğradıklarını söylediler.

*Kadınlarda idrar yolları enfeksiyonlarının fazla olduğunu gözlemledik.

*Gönüllülerimizin çadırlarının bulunduğu yerlerde, depremzedelerle her akşam mum yakma etkinlikleri sayesinde, depremzedelerin sürekli sağlık çadır alanı önüne gelmelerine şahit olduk. Yapılan anma sayesinde, çadır kentlerde yaşayan halkın kendilerini iyi hissettiklerini gözlemledik. Bu iyilik halinin; ortaklaşmalarla süreci örme, karar verme süreçlerinde aktif rol almalarını sağlayarak devam ettirilmesi gerekliliğini gözlemledik.

*Bir kaç köyde, daha öncesinden örgütlenen amatör sağlıkçılar sayesinde, ihtiyaç analizlerinin yapılması bu köylerin kendi ihtiyaçlarını kendilerinin gidermesinin önemini ve yaşamı kolaylaştırabildiğine şahit olduk. Afet bölgesi olduğumuz göz önünde bulundurularak her köyde bu yönlü hazırlıkların yapılması /devamının sağlanması gerekir.

*Pazarcık merkezinde ağır hasarlı binaların yıkılırken, enkazlara su dökülmemesi nedeniyle ciddi toz bulutları oluşmaktadır. Ciddi anlamda solunum güçlüğü yaşanmakta olup astım rahatsızlığı olan birçok depremzede bundan olumsuz etkilenmektedir. Asbest yönetmeliğine uygun bir şekilde yıkım işleri yapılmalıdır. Aksi takdirde deprem bölgesinde olan herkes ciddi risk altındadır.

*Çadır kentlerde yaşayan depremzedelerin en büyük sıkıntılarından biri de yeterli duşluk ve WC’nin olmamasıdır. Duş ve WC’nin az oluşu, çadırlara uzaklığı doğurduğundan gece ulaşımı /yaşlı ulaşımını zorlaştırmaktadır. Özellikle duşluklar ve WC’lerde hijyen durumları çok kötü. Mevcut salgın hastalıklar ve olası sağlık sorunları göz önünde bulundurulup ciddi bir çalışmanın yürütülmesi gereklidir.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu